Obezite görülme sıklığında artışa neden olan sebepleri ortadan kaldırmaya yönelik yaşanabilir kentler yaratmak gerektiğine dikkat çeken Opr. Dr. Şahin Öztürk “Spor alanları için gerekirse imar kanunları değiştirilmeli, çocuk oyun alanlarının sayısı, nitelikleri, boyutları artırılmalı. Çünkü günümüzde gelişen teknolojinin ve değişen sosyal yapının da etkisiyle çocuklar zamanlarını bilgisayar ve televizyon başında geçiriyor. Bunun sonucunda da obezite artıyor” dedi
Günümüzün en önemli sağlık sorunlarının başında gelen obezite adeta ailelerin korkulu rüyası. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nun açıklamalarına göre çocukluk çağı obezitesi az ve orta gelirli ülkelerde dahil olmak üzere, tüm dünyada sürekli yükselerek son 20 yılda 3 kat arttı. Yine WHO verilerine göre Avrupa’da çocukların % 40’ı fazla kilolu ve %15’i de şişman kategorisine giriyor. Daha korkuncu ise yine WHO verilerine göre dünyada her yıl üç milyona yakın insan obezite ve buna bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.
Çocukların az sıvı tüketmesi neden tehlikeli?
Türk toplumunda da durum hiç iç açıcı değil. Türkiye Endokronoloji ve Metabolizma Derneği’nin yaptığı çalışmada Türk toplumunun yüzde 35’inin obez olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması (COSİ-TUR)’a gore ise erkek çocukların %22’si, kız çocuklarının ise % 21’i fazla kilolu veya şişman sınıflandırmasına giriyor.
Yine “Türkiye Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi” çalışmasında (TOÇBİ, 2009) 6-9 yaş arası çocuklarda fazla kilolu olanlar %14.3 ve obezite görülme oranı % 6.5 bulunuyor. Buna göre her 5 çocuktan birinin fazla kilo ile ilgili hastalıklar açısından risk altında olduğu gösteriliyor.
Obezite özgüven eksikliğine de sebep oluyor
Konuya ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulunan DoktorTakvimi.com üyelerinden Opr. Dr. Şahin Öztürk, obezitenin değerlendirilmesi için “Vücut Kitle İndeksi” (VKİ)’nin en kabul gören ve pratik yöntem olduğunu belirtiyor. VKİ’nin hesaplanması için de kilogram cinsinden ağırlığın, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölümü ile elde edileceğini ifade ediyor. Öztürk, VKİ’nin çocuklarda yaş ve cinsiyete göre değişkenlik gösterdiğine, bu nedenle yaşa ve cinsiyete göre hazırlanmış VKİ-persentil eğrileri belirlendiğine, buna göre 85 persetilin üzerinin fazla kilolu, 95’in üzerinin ise obez kabul edildiğine dikkat çekiyor.
Opr. Dr. Şahin Öztürk ayrıca çocukluk çağında obezitenin tip 2 diyabet, hipertansiyon, dislipidemi, kardiyovasküler sistem hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları, özgüven eksikliği, ruhsal sorunlar, okul başarısızlıklarına sebep olduğunu ifade ediyor.
Öztürk sözlerine şöyle devam ediyor: “Çocuklarda obezitenin ortaya çıkmasına etki eden birçok faktör söz konusu. Genetik eğilim, kültürel, çevresel ve davranışsal farklılıklar günlük enerji alımı ile enerji harcaması arasındaki dengeyi bozarak obezitenin oluşumuna neden oluyor. Obezitenin ortaya çıkmasında hem genetik etkenler, hem de çevresel etkenlerin katkısı çok büyük”
Aslında alınacak bir kaç önlemle çocuklarda obeziteyi önlemenin mümkün olduğuna dikkat çeken DoktorTakvimi.com üyelerinden Opr. Dr. Şahin Öztürk, günümüzde gelişen teknolojinin ve değişen sosyal yapının da etkisiyle çocukların sokak ve bahçe yerine evde bilgisayar ve televizyon başında geçirdiklerini ve bu değişim sonucunda obezitenin arttığını ifade ediyor.
Öztürk konuya ilişkin şu açıklamaları yapıyor: “Enerji ve yağ içeriği zengin, düşük posalı besinler, fast food, büyük porsiyonlu beslenme ile birlikte şekerli içeceklerden oluşan kötü beslenme ve hareketsiz yaşamın obezite oluşumunda rol oynuyor. Gıda teknolojinin ilerlemesi yüksek enerji ve şeker içeren gıdalara ulaşımının kolaylaşmasına neden oluyor”
Obeziteyi önlemek için şu önlemler dikkate alınmalı:
- Bebekler ilk 6 ay yalnızca anne sütü almalı.
- 6 aydan sonra ek gıdalar ile birlikte anne sütüne devam edilmeli.
- Biberon ile beslenenlerde ve ek gıdalara geçildikten sonra meyve suyu, tatlı içeceklerden ve karbonhidrat yüklü mamalardan uzak durulmalı.
- Obezite görülme sıklığında artışa neden olan sebepleri ortadan kaldırmaya yönelik olarak; kent planlarında yaşanabilir kentler yaratılmalı, konut alanlarında yapı yoğunluğu azaltılmalı, bisiklet yollarının yapılması zorunlu kılınmalı, yürüyüş yolları ve spor alanlarının artırılmasını sağlayabilmek için gerekirse imar kanunları değiştirilmeli, çocuk oyun alanlarının sayısı-nitelikleri-boyutları artırılmalı, hobi alanları ve bahçeleri oluşturulmalı bu konuda belediyelere yönelik zorlayıcı-teşvik edici yasal düzenlemeler yapılmalı.
- Okul kantinlerinde yüksek kalorili, yüksek, yağlı, düşük lif içeren, rafine, raf ömrü katkılarla uzatılmış ambalajlı gıdalar ile yüksek enerjili, şeker ile tatlandırılmış ve gazlı içeceklerin satılması engellenmeli.