Çocuklarda iştahsızlık nedeni ve 15 çözüm önerisi

Çocuklarda iştahsızlık anne ve babaların sıklıkla karşılaştığı önemli bir sorundur. Psikolojik sorunların yanı sıra fiziksel sorunların da neden olabileceği iştahsızlık problemi için öncelikle nedeninin tespit edilmesi çok önemli. Uzman Diyetisyen İpek Ağaca Özger ‘yapılan tetkiklerin ardından çocuğun herhangi bir rahatsızlığı yoksa doğru zamanda doğru gıdalar verilerek bu problemin üstesinden gelinebilir’ diyor.

Çocukların ve ergenlerin beslenmesinde yapılan hatalar

Genellikle yemek seçme veya yemeği reddetme şeklinde görülen çocuklarda iştahsızlık problemi ayrıca çocuğun aşırı hareketli veya içe kapanık olmasından da kaynaklanabilir. Bazen de aslında sadece anne-babanın kuruntusu olabilmektedir. Yani çocuğun gerçekten iştahsız ve yeteri kadar beslenmediğinden emin olmak gerekir.

İştahsızlık çocuğun yaşına ve kişisel özelliklerine göre değişiklik gösterir. Çocuğun beslenmeye olan tepkisi, yeme alışkanlığı, annenin yaklaşımı gibi faktörler çok önemlidir. Özellikle anne ve babanın beslenme konusunda yaptıkları hatalar çocuklarda iştahsızlığı tetiklemektedir.


Baskı yapmak, cezalandırmak, aşırı ısrarcı olmak gibi yaklaşımlar çocuğu beslenmeye karşı tepkili hale getirebilmektedir. Bu nedenle çocuklara doğru yaklaşım iştahsızlık sorununu gidermede önemli bir adımdır.

Bir başka adım ise ne zaman ve neyle besleneceği.. Besinlerde çeşitlilik yaratmak, beslenme saatini doğru ayarlamak, karışık tatları vermemek gibi önlemlerle bu sorunu çözebilirsiniz. Uzman diyetisyen İpek Ağca Özger çocuklarda iştahsızlık sorununu gidermeye yardımcı olacak 15 öneride bulunuyor.

İşte İpek Ağca Özger’in tavsiyeleri:

1.) Beslenmenin gerçekten önemli olduğuna onu inandırın. Çocuğunuza, beslenmenin önemini kavratan hikayeler, masallar anlatın; ona örnekler verin. Beslenmenin insan sağlığı için ne kadar önemli olduğuna inanmasını sağlayın.

2.) Çocuğunuza beslenmeyi sevdirin. Beslenmenin eğlenceli olduğunu çocuğunuza hissettirin. Gülerek, oynayarak yemek yemesini sağlayın. Yemek yerken ona müdahale etmeyin, yiyecekleri istediği gibi döke saça yemesine izin verin.

3.) Yemekleri çocuğunuz için çekici hale getirin. Ayıcık şeklinde kesip çocuğunuzun tabağına koyduğunuz bir dilim ekmek, gülen suratlı bir makarna tabağı, tabakta resim şekline getirilmiş çeşitli sebzeler, misket görünümünde köfteler, çiçek şeklindeki yumurta halkaları… Besinleri çocuğunuzun hoşuna gidecek hale getirin. Bu, sizin hayal gücünüze kalmış ama bir ipucu vermek gerekirse; çocuğunuzun sevdiği oyuncaklar ve çizgi film karakterleri gibi cisimler üzerinden giderseniz, daha başarılı olursunuz.

4.) Çocuğunuza zorla yemek yedirmeyin, ısrar etmeyin. Çocuğunuza zorla yemek yedirmeyin! Eğer zorlarsanız, çocuğunuz yemek yemekten daha fazla uzaklaşabilir. Bu davranış, çocuğunuzda alışkanlık haline de gelebilir.

5.) Beslenmesinde sevdiği besinleri kullanarak sevmediği besinlere alıştırın. Önce; çocuğunuzun severek tükettiği sağlıklı besinleri belirleyin. Bu besinlerle, çocuğunuzun fark etmeyeceği kadar az miktarda, severek tüketmediği, ancak tüketmesi gereken önemli besinleri karıştırıp, çocuğunuzun yemesini sağlayın (Bu karışımı her seferinde yapmayın. Bazen sevdiği besini tek başına verin.). Zaman içinde, karıştırdığınız besinin miktarını artırarak tükettirmeye devam edin. Belirli bir süre sonra, sevdiği besine karıştırdığınız bu besini az miktarda tek başına vermeye başlayabilirsiniz. Bu besin, çocuğunuzun damak tadına artık ters gelmeyeceği için, rahatlıkla tüketebileceği bir hal alır. (Karışım haline getirdiğiniz yemeğin, tadının güzel olmasına ve karıştırdığınız diğer besinle uyumlu olmasına önemle dikkat edin.)

6.) İçecekleri yemekten önce tüketmemesini sağlayın. Pek çok çocuk, yemek saatinden önce acıkır ve bir şeyler içmek ister. Bunun sonucunda, midesi dolu olduğundan yemek yemek istemez, kendini tok hisseder. Bu nedenle; çocuğunuzun yemekten 1 saat öncesine kadar ve tabii yemek sırasında, sıvı alımını sınırlandırın. Masaya içecek koymamaya çalışın.


7.) Çocuğunuza verdiğiniz yemeklerin karışık tatlarda olmamasına özen gösterin. Çocuğunuz, birçok besinin bulunduğu, bulamaç haline getirilmiş bir besini tüketmek istemeyecektir. Siz ister miydiniz? Bu besinlerin hepsi, besin değeri yüksek besinler olsa da tüketim açısından çekici gelmez ve çocuğunuz, yediği besinin karmaşık tadından rahatsız olabilir. Bu nedenle; çocuğunuza besinleri genellikle tek başına, yani ayrı tatlarda tükettirmeye çalışın. Çocuğunuzun damak tadı bu yönde gelişeceğinden, ileride de zorluk yaşamaz.

8.) Çocuğunuzun tükettiği besinlerde çeşitlilik yaratın. Aynı yemekleri, çocuğunuzun önüne sık sık koymayın. Hem besin değeri çok yüksek hem de çocuğunuzun sevdiği bir besini ona tükettirmek istiyorsanız, farklı hazırlama ve pişirme yöntemleri kullanarak değişik yemekler yaratın. Örneğin; bir gün salçalı köfte, başka bir gün sulu köfte, patatesli köfte, sebzeli köfte, yoğurtlu köfte gibi alternatifler oluşturun.

9.) Yemek saatlerini iyi seçin. Yemek saatlerini, çocuğunuzun uykusuz ve huzursuz olduğu saatlere değil; daha neşeli, keyifli olduğu saatlere denk getirin. Çocuğunuzun, yemeğini doğru saatlerde yemesi, ona daha keyifli ve sağlıklı yemek yiyebileceği bir düzen oluşturur.

10.) Porsiyonlarını iyi ayarlayın. Onun bir çocuk olduğunu, gereksinimlerinin size oranla çok daha az olduğunu unutmayın ve tabağına, tüketebileceği miktarda yemek koyun. Bir diyetisyen yardımı alın ve çocuğunuzun gereksinimlerini birlikte belirleyin. Fazla miktarda koyduğunuz yemek, çocuğunuzu korkutabilir ve hepsini yiyemeyeceğinden, sizde; “Yine tabağındakini bitirmedi” psikolojisi oluşturabilir. Fazla porsiyonlardan onu mümkün olduğunca uzaklaştırın.

11.) Çocuğunuzu sağlıksız atıştırmalardan koruyun. Çocukların pek çoğu; gofret, çikolata, kek, şeker, cips gibi besinleri tüketmeyi çok sever. Bu besinler, hem çok sağlıksızdır hem de bunları tükettikten sonra çocuğunuz yemek yemek istemeyecektir.

12.) Sevmediği bir besini sık sık ona hatırlatmayın.

13.) Mutfakta size yardım etmesine izin verin. Yemek yaparken veya hazırlarken, çocuğunuzun size yardım etmesine izin verin. Sofrada ise, onu, yardımından dolayı takdir edin. Kendi yardımıyla hazırlanan yemeği iştahla yemek isteyecektir.

14.) Yemeklere farklı isimler takın. Yemeklere, komik ve ilginç isimler takabilirsiniz. Bu durum, çocuğunuzda merak uyandıracak, yemeğe olan ilgisi artacaktır. Yemek yerken dikkatini dağıtacak faaliyetlerden uzak tutun.


15.) Çocuğunuza, çok sevdiği bir çizgi filmin karşısında yemek yedirmeyin. Çocuğunuz yediğinin farkında olmayıp, tüm dikkatini çizgi filme vermek isteyebileceğinden yemek yemeği reddedebilir.

Hayatın anlamı nedir? Anlam arayışı kuşaklara göre değişiyor


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.