Erdoğan: Ana muhalefetin koltuğu bizim için artık boştur

Erdoğan, ‘önüne yatma’ polemiğinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘yok hükmünde’ ilan ederek, “Ana muhalefetin koltuğu bizim için artık boştur” dedi. Cumhurbaşkanı, hükümeti kastederek tüm arkadaşlarından da bu kararına uymasını beklediğini söyledi.

Zeytinburnu’ndaki toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi:

“Biz ülkemizde, bölgemizde ve dünyada yaşanan zulüm ateşine gönlümüzün ve kucağımızın alabildiği kadar insanlık suyu taşıyarak dünyadaki yerimizi aldık, alıyoruz. Türkiye işte böyle tarihi bir dönem içinden geçerken, birileri var ki, edepsizlik ve pişkinlikleriyle milletimizle alay ediyor. Ben bundan hicap duyuyorum. İnsanlara, bir hanfendiye hakaret edilmesi, alçakça saldırılması karşısında susamayız. Biz haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğuna inanıyoruz. Meselenin cumhurbaşkanlığının tarafsızlığıyla ilgisi yoktur. Onu muhatap almak bizi de insanlığımızı da sorgulayacak duruma getirir. Onların sınırları olmayabilir ama bizim var. Artık bizim için ana muhalefet partisinin genel başkanlık koltuğu boştur. Bizim için bu zat yok hükmündedir. Bu zatın durumu tıbbın konusu haline gelmiştir. Dedim ya, siyasi sapık. Bu zatı kendi haline bırakalım. Bulunduğu çukurda debelenip dursun.

“Zat öylesine seviyesiz, öylesine rüsva ki”

Türkiye böyle tarihi bir dönemin içinde geçerken öyle birileri var ki edepsizlikleri ve pişkinlikleriyle adeta milletimizle alay ediyor. Ben bu meseleleri konuşmaktan, bu tür tartışmaların içinde olmaktan inanın hicap duyuyorum. Ama gözümüzün önünde insanlara, son olayda bir hanımefendiye böylesine hareket edilmesi, böylesine alçakça saldırılması karşısında susamayız. Bu bize yakışmaz. Çünkü biz haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğuna inanıyoruz. Bu meselenin cumhurbaşkanlığı makamıyla, cumhurbaşkanının tarafsızlığıyla bir ilgisi yoktur. Bu bir insanlık sorunudur. Fakat karşımızdaki zat, öylesine seviyesiz, öylesine rüsva ki, bir noktadan sonra onu muhatap almak millet adına bizi de insanlığımızı da sorgulayacak noktaya getirebilir. Onların sınırları olmayabilir. Ancak bizim var. Tamam siyaset nispeten esneklik gerektiren bir uğraştır. Ama bu da bir yere kadar.



“Ana muhalefetin koltuğu bizim için artık boştur”

Tüm arkadaşlarımdan da bundan sonra aynı şekilde davranmalarını rica ediyorum. Artık bizim için ana muhalefet partisinin genel başkanlık koltuğu boştur, sakıttır. Bizim için bu zat yok hükmündedir. Burada da şu anda bir seçmen, bir vatandaş Erdoğan olarak konuşuyorum, kendisi cezai ehliyet sahibi olmaktan çıktığı için, ne söylerse söylesin, ne yaparsa yapsın bizim açımızdan mazurdur. Bu şahsın durumu siyasetin konusu olmaktan çıkmış, tıbbın konusu olmuştur. Dedim ya ‘siyasi sapık’. Hani milletimiz böyle durumlar için ‘kendi haline’ bırakın’ der ya. Artık biz de malum zat için aynısını söyleyeceğiz. Ana muhalefet partisi ne zaman o koltuğu siyasi ve insani temsil kabiliyetine haiz birisine temsil ederse işte o zaman yeniden bir muhataba iktidar partisi de kavuşmuş olur. O güne kadar bu zatı kendi haline bırakalım. Varsın içinde bulunduğu çukurda debelenip dursun.

cumhurbaşkanı erdoğan kılıçdaroğlu ana muhalefetin koltuğu boş yok hükmündedir

“PYD’ye terörist diyemiyorsanız”


Biz böyle davrandıkça karşımıza çok garip ittifaklar çıkıyor. Sizin yardım ettiğiniz örgüt ha PKK, ha PYD, ha DHKP-C. Bunlar aynı kökün dalları. Ankara’da canlı bomba eylemi yapıp teröristin resmini, o örgüt poster yapıp kendi kontrollerindeki yerlere asıyor. PYD’ye terör örgütü demiyorsan Ankara saldırısına terör saldırısı demiyorsun demektir. Biz tüm samimiyetimizle DAİŞ, Boko Haram gibi örgütleri terör örgütü olarak görüyor, bunların İslamla ilgili olmadıklarını söylüyoruz. Kimse İslam’a terörü yakıştıramaz. Dünyada DAİŞ’le Türkiye kadar samimi ve sonuç alıcı mücadele veren başka ülke yoktur. Suriye’de katledilen yarım milyon insanı umursamayanları, bu kadar zahmete katlanmaları inandırıcı değildir. Suriye ve Irak üzerinde yapılan hesapların bedellerini insanlar kanlarıyla, canlarıyla ödüyor.”


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.