Başbakan Davutoğlu, Ak Parti MYK toplantısının ardından yaptığı basın toplantısında adeta istifa gibi veda konuşması yaptı. Davutoğlu, “Başbakanlığımın 4 yıldan daha kısa sürmesi benim tercihim değil, zarurettir. Ben yola çıktığım arkadaşlarımın bizimle olduğundan emin olmak istedim. Benimle olmadıkları an da bana söylemelerini isterim. MKYK’da alınan kararı refik olmakla bağdaştıramadım” dedi.
Davutoğlu, veda konuşmasına Başbakanlığı dönemindeki hükümetin başarılarını sıralayarak başladı. “Bugüne kadar canla başla çalıştığımı düşünüyorum bunun şahidinin de milletimiz olduğunu düşünüyorum” diyen Davutoğlu, “Karizmatik liderden sonra bir boşluk doğar ve kan kaybı başlar. Benim genel başkan olduğum AK Parti’de tek bir istifa yaşanmamış, partimiz omurgasından hiç bir şey kaybetmemiştir. Bu konuda bana katkıda bulunan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu’ndan Ak Parti MKYK’sına sitem
Davutoğlu’nun konuşmasında dikkat çeken en önemli bölüm belki de MKYK’ye gönderdiği mesajlardan oluştu. Partinin il ve ilçe başkanlarını atama yetkisini kendisinden alan MKYK üyelerine seslenen Başbakan, “Ben yola çıktığımın arkadaşlarımın bizimle olduğundan emin olmak istedim. Benimle olmadıkları an da bana söylemelerini isterim. MKYK’da alınan kararı refik olmakla bağdaştıramadım” dedi.
Erdoğan’ı yalanladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Davutoğlu’nun basın toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada “Başbakan’ın kararı” demişti. Davutoğlu bu sözlere aksi yönde ifadeler kullandı. Davutoğlu, “4 yıllık sürenin daha kısa sürmesi benim tercihim değildir. Zarurettir” dedi.
Davutoğlu’nun konuşmasından diğer satırbaşları:
– Bugüne kadar canla başla çalıştığımı düşünüyorum bunun şahidinin da milletimiz olduğunu düşünüyorum. Bugün gelecek perspektifimizi paylaşmam gerkeiyor. Birinci dönemin en önemli meydan okuması kurucu ve karizmatik liderden sonra AK Parti’nin geleceğe hazırlanmasıydı.
– Karizmatik liderden sonra bir boşluk doğra ve kan kaybı başlar. Benim genel başkanım olduğum AK Parti’de tek bir istifa yaşanmamış, partimizin omurgasından da hiç bir şey kaybetmemiştir. Bu konuda bana katkıda bulunan bütün arkadadşlarıma teşekkür ediyorum.
– 62. hükümet zamanında hedefim ülkeyi huzurlu bir şekilde seçime götürmekti. Kaos senaryoları söz konusuydu.
– Ülke güvenliği bağlamında daha Başbakan olduğum zamandan itibaren bir meydan okuma vardı. Hem bu olayların üstesinden gelmek, hem de daha büyük terör saldırısıyla karşı karşıya kaldığımızda neler yapabileceğimizi planlamaktı.
– Devam eden yatrımların eksiksiz bir şekilde tamamlanması da bizim en temel görevimizdi. Hiç bir yatırımın takviminde bir şaşma yaşanmamıştır.
• Benim Başbakanlığım döneminde tek bir istifa yaşanmamıştır. Başında bulunduğum Bakanlar Kurulu dönemlerinde hiçbir yatırım eksik ve geride kalmamıştır.
• Başbakanlık koltuğunun hakkını vermek için gece gündüz çalıştım.
• Son ana kadar vazife başında bir hükümetimiz vardır. Ekonomik spekülasyonlara kimse yer vermesin.
• 7 Haziran – 1 Kasım arası Ak Parti’nin en kritik dönemiydi. 7 Haziran akşamında partimizde hüzün vardı. Bu süreçte partimizde iç muhasebemizi yaptık. Başımızı dik tuttuk. 7 Haziran sonrasındaki süreçte ülkemizi bir saniye olsun hükümetsiz bırakmadık. Terör konusunda hiçbir taviz vermedik.
• 1 Kasım seçimlerinde gurur duyulacak bir tabloyla karşılaştık. Yeni bir dönem başlamıştı. Dört yıllık bir hukuk oluşmuştu. Vaatlerimizi 3 aylık dönemde yerine getirmenin gururunuzu ve huzurunu yaşadım.
• 1 Kasım öncesinde 81 vilayeti dolaşarak verdiğim sözlerle seçim vaatlerinin hiçbiri yarım kalmış değildir.
• Sivil bir anayasa için kurullar oluşturduk, gerekli adımları attık.
• Terörle mücadele kapsamında Türkiye’nin bütün kritik ilçelerinde kapsamlı operasyonlar düzenlendi. Bu operasyonlar büyük bir başarıyla yürütüldü, yürütülüyor.
• Her an kriz çıkabilir denilen Türkiye’de ekonomi konusunda olumlu ivmeler yaşadı.
• Dış politikamızın temel sütunlarını harekete geçirmek için önemli adımlar attık. Avrupa Birliği ile önemli ivmeler kat ettik. Mülteci geçişi düştü. Vize muafiyetiyle ilgili önemli bir aşamaya gelindi.
• 22 Mayıs 2016 tarihinde partimizin olağanüstü kongresine gitmesine karar verdim.
• Şöyle bir soru sorabilirsiniz: Neden yüzde 49.5 oy oranı aldıysanız böyle bir kongreye gidiyorsunuz diye sorabilirsiniz. Benim bu kararı almamda herhangi bir başarısızlık duygusu veya pişmanlık söz konusu değildir. Peki neden böyle bir karar aldım? Hayat insana birçok şey öğretiyor. Hiçbir zaman mevki ve makam talep etmedim. Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı görevleri onurlu görevlerdir. Hiçbirini ben talep etmedim. Bugün de böyle bir talebim olmadı. Kongremizde mutabakatla Ak Parti Genel Başkanı seçildim. Birlikte çalıştığım arkadaşlarımın benimle omuz omuza olmalarını isterim. MKYK’da takip edilen yöntemi bağdaştıramadım.
• Olağanüstü kongrede Genel Başkanlığa aday olmayı düşünmüyorum.