Fikri Işık: Başkanlık Sistemi’ne aslında 2007’de geçildi

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Başkanlık Sistemi’ne aslında 2007 yılında yapılan referandumla fiilen geçildiğini söyledi.

Fikri Işık: Başkanlık Sistemi'ne 2007'de geçildi

Bakan Fikri Işık, Kartepe ilçesindeki bir otelde AK Parti İl Başkanlığınca düzenlenen “Teşkilat Akademi Programı”nda yaptığı konuşmada, eğitime verilen önemin partinin geleceğine verilen önem anlamına geldiğini söyledi.

Parti içi eğitim faaliyetlerine kuruldukları günden bu yana değer verdiklerini ifade eden Fikri Işık, o günden bu yana eğitim faaliyetlerinin kesintisiz sürdüğünü dile getirdi.


Fikri Işık, partiyi kurmalarının ardından idealler üzerine çalıştıklarını aktararak, “Demokrasi tarihimizde hiçbir partiye nasip olmayacak şekilde kuruluştan 14 ay sonra 3 Kasım 2002’de iktidar olduk ve AK Parti ilk kongresini iktidarda yaptı” diye konuştu.

“Aslında Türkiye, 2007 yılındaki referandumla fiilen başkanlık sistemine geçti” ifadesini kullanan Bakan Işık, Cumhurbaşkanı’nı artık halkın seçtiğini hatırlattı.

Bakan Fikri Işık, bundan sonraki süreçte Türkiye’nin 2010’de bir referandum daha yapmak durumunda kaldığını belirterek bugün Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru da dahil olmak üzere pek çok kazanımın o dönemde elde edildiğini anlattı.

Bakan Fikri Işık, Türkiye’nin behemehal gündemine alması gereken konunun başkanlık sistemi olması gerektiğini iddia ederek sözlerine şöyle devam etti:

“Fiilen Türkiye 2007’de başkanlık sistemine geçtiği halde hukuki durum bugüne kadar, fiili duruma uygun hale getirilmemiştir. Meclisimizin önümüzdeki en önemli gündemi, Türkiye’deki anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi olmalıdır. Türkiye, denge mekanizmaları iyi belirlenmiş başkanlık sistemine hemen geçmelidir. Bunun için de partimizin hazırlıkları en kısa sürede kamuoyuyla paylaşılır. Buradan muhalefet partilere çağrım, gelin ideolojik gözlükleri bir kenara bırakın Türkiye’nin geleceği için hiçbir ön şartı ortaya koymadan bu sistemi beraber tartışalım ve olgunlaştıralım. AK Parti her zaman buna açık olmaya devam edecek. Bari bu defa Türkiye’nin kişilerden bağımsız ülkenin yapısına uygun modeli ortaya koyalım. AK Parti buna her zaman ‘evet’ dedi. Bu bir dava hareketidir. Bu harekette insanlar fani, ülke kalıcıdır, davamız kalıcıdır. Bugüne kadar hep bu anlayışla hareket ettik, böyle de devam edeceğiz.”


2007 referandumunda Anayasa’da neler değişti?

2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu, 21 Ekim 2007 tarihinde Türkiye’de, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi başta olmak üzere birtakım anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulmasıydı.

1- Milletvekili genel seçimlerinin beş yıl değil dört yılda bir yapılması.

2- Cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesi.

3- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 96. maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz.’

4- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 101. maddesinin “Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer” şeklinde değiştirilmesi.

5- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 102. maddesinin “Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır. Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.” şeklinde değiştirilmesi.


2007 referandumu ile anayasa değişikliğinde %68.95 evet, %31.05 hayır, %2.26 geçersiz veya boş oy kullanıldı. Geçerli oy katılımı %97.74 oranındaydı.


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.