Financial Times: AB müzakerelerde ahlaki üstünlüğünü kaybetti!

İngiliz Financial Times gazetesinin yazarlarından Wolfgang Münchau’nın  bugünkü yazısında AB’nin mülteci krizine dikkat çekerek Türkiye’yle yürüttüğü müzakerelerde elinin zayıfladığını, kendi değerleriyle çatışmadığı sürece anlaşmanın uygulanmayacağını, AB’nin müzakerelerde ahlaki üstünlüğünü kaybettiğini belirtti.

Financial Times: AB müzakerelerde ahlaki üstünlüğünü kaybetti!

BBC Türkçe’nin haberine göre ‘Gerçek kriz Ege’de’ başlıklı yazısında Münchau, sığınmacı krizini, Yunanistan ve Britanya’nın birlikten çıkma ihtimalleriyle birlikte AB’nin karşılaştığı üç yıkıcı tehditten biri olarak yorumladı: “Bu tehditlerden ilki şimdilik geri planda. İkincisinin durumu henüz belirsiz. Üçüncüsüyse patlama tehlikesiyle karşı karşıya.”

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in inisiyatifiyle AB’nin, Türkiye’yle yaptığı mülteci geri kabul anlaşmasını anımsatan Münchau, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın anlaşma üzerinden AB’yi tehdit etmesine dair ise “AB’nin Türklere Schengen bölgesine vizesiz seyahat sözü resmiyette Türkiye’de sivil hakların korunması koşuluna bağlıdır. Sayın Erdoğan ise şimdi AB’nin vize rejimini koşulsuz serbestleştirmesinde ısrarlı, aksi takdirde mülteci anlaşmasını kabul etmeyeceğini söylüyor. AB bunu kabul edemez”diye yazdı.


AB, ahlaki üstünlüğünü yitirdi!

Münchau’ya göre Erdoğan, anlaşmaya Merkel’den daha az ihtiyacı olduğu izlenimi uyandırıyor. Merkel’in geçen hafta Erdoğan’la görüştüğünü fakat ‘dokunulmazlıkları kaldırılan Kürt milletvekilleriyle ya da sadece görevlerini yaptıkları için yargılanan gazetecilerle görüşmekten kaçındı.’

Münchau yazısına şöyle devam etti: “Anlaşma çökerse ve Ankara, sınır devriyelerini gevşetirse sığınmacı krizi yeniden alevlenecektir. Daha önemlisiyse bu anlaşmanın Avrupa’nın değerlerine aykırı olması. Zira bu anlaşma sadece AB Türkiye’deki insan hakları ihlallerini görmezden gelirse uygulanabilir. AB’den ayrılma argümanlarından bir tanesinin özünde doğru bir tespit var: O da, AB‘nin, Türkiye’yle müzakerelerinde ahlaki üstünlüğü kaybetmiş olması.”

Anlaşma çökerse ve Ankara, sınır devriyelerini gevşetirse sığınmacı krizi yeniden alevlenecektir. Daha önemlisiyse

Bu anlaşma Avrupa değerlerine aykırı, sadece AB Türkiye’deki insan hakları ihlallerini görmezden gelirse uygulanabilir.  AB’nin, Türkiye’yle müzakerelerinde ahlaki üstünlüğü kaybetmiş olması.”


***

Financial Times, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın başkanlık sistemi konusundaki ısrarının ekonomik ve sosyal istikrar açısından tehlike yaratabileceğini yazmıştı.

BBC Türkçe’nin haberinde ise Erdoğan’ın tek önceliğinin ‘tek adam yönetimini meşru kılacak’ bir başkanlık sistemini kabul ettirmek olduğu belirtilirken, AKP’nin bugün geldiği nokta ‘Erdoğan’ın son 14 yılda ordu, hukuk sistemi, basın ve teknokratlar üzerinde kurduğu hakimiyet’ diye nitelemişti.

‘Erdoğan, seçimi kazanabilmek için Kürtlerle barış şansını feda etti’

Erdoğan’ın hakimiyetinin sakıncalarını ise Kürtlerle çatışmanın alevlenmesi, ekonominin risk altında olması ve Avrupa değerlerinden uzaklaşma olarak sıralayan gazete, “Cumhurbaşkanı, Kürtlerle barış şansını, seçimi kazanabilmek için feda etti. HDP’nin geçen yazki yükselişinin karşısında milliyetçiliği kullanarak içten içe yanan ateşi yeniden körükledi” diye yazmıştı.

Seçim propagandalarının yapısal reformları durdurduğunu belirten gazeteye göre Türkiye ekonomisi de risk altında.

‘AB, Erdoğan’ın otokrat heveslerine razı olmamalı’


Erdoğan’ı kontrol edebilecek hiçbir güç olmadığını belirten Financial Times, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile anlaşmazlığa düşmek istemediği için tepki gösteremediği yorumunu yaparak: “Bu kabulleniş tehlikeli. Türkiye’nin uzun dönemli sosyal ve ekonomik istikrarı, Avrupa Birliği’nin çok büyük çıkarına… AB liderleri, Erdoğan’ın otokrat heveslerine sonsuza kadar razı olmayacaklarını belli etmeli. Zaten kırılgan olan göçmen anlaşmasını yırtıp bir kenara atamazlar ama Erdoğan’ın bu davranışlarının AB üyeliği süreciyle uyuşmadığını açıkça söylemeliler.” şeklinde uyarmıştı.


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.