Bergama Müzesinin önemi çok farklı; neden mi?

Berlin’e yapacağım gezide beni en çok heyecanlandıran şey Bergama Müzesini yani ‘Pergamonmuseum’ görmekti. Berlin’de görülecek müze çok ancak Bergama Müzesinin önemi çok farklı. Neden mi? Buyurun…

Bergama Müzesi Zeus Sunağı - Berlin

Bergama Müzesi Berlin’in en çok ziyaret edilen müzelerinden biri. Müze üç bölümden oluşuyor. Klasik Antik Çağ Koleksiyonu, Antik Yakın Doğu Müzesi ve İslam Sanatı Müzesi. İslam Sanatı müzesine giriş yaptığınızda Türkçe olarak müzenin ismini görüyorsunuz. Bu da bize bir jest herhalde. Neden mi? Çünkü sergilenenlerin çoğu Anadolu’dan. Irak ve İran’dan da birçok parça görebiliyorsunuz ama ağırlıklı olarak Türkiye’den…

Tek tek eserleri incelerken kulaklığımdan gelen ses her eser hakkında açıklama yapıyor. Büyük bir kapının önünde duruyorum muazzam bir parça. İsmini hatırlamadığım bir Sultan tarafından hediye edilmiş. Birçok İngiliz ve Alman araştırmacı bu eserler için pazarlık yaptıklarında Osmanlı padişahları, üzerilerinde ‘Arapça’ yazı bulunmayanları gemilerle göndermiş. Kimi için Almanlar para ödemiş, kimileri sadece hediye gönderilmiş. Aydın’da yapılan kazılarda çıkarılan eserler Sultan 2. Abdülhamid tarafından Almanlara hediye edilmiş. Şimdi Berlin’deki Bergama Müzesinin duvarlarını süslüyor.


Birçok parça Mezopotamya, Suriye ve Anadolu’dan gelmiş

Nüfus çoğunluğu Hristiyan olan bir ülkede böylesi bir İslam Sanatı Müzesi şaşırtıcı. 1910 yılında inşaatı başlayan bu müze çok daha önce dahi beyinlerce planlanmış ve bu eserler gemilerle yıllar öncesinde ülkeye getirilmiş. Milet Güney Agora Kuzey Kapısı, Zeus Sunağı İzmir’in kuzeyinde bulunan antik Pergamon şehrinden getirilmiş. Eserlerin büyüklüğü ve ihtişamı nefes kesecek güzellikte.

Bergama Müzesindeki Milet Güney Agora Kapısı

İzmir’deki Bergama müzesinde ise Zeus Sunağının sadece maketi var. Üzücü. Bu adamlar bu taşları nasıl söküp de buralara kadar getirdiler ve böyle inşa ettiler? Lütfen yıllar önceki ulaşım teknolojisini de göz önünde bulunduralım. Birçok ufak taş tren yoluyla Almanya’ya ulaşmış. İngiliz ve Almanlardan oluşan bir grup bunları yap-boz çözer gibi birleştirip restore etmişler. Size verilen kulaklık ve minik ekrandan bu çalışmalarının fotoğrafını görebiliyorsunuz. Her aşamasını fotoğraflayıp kayıt altına almışlar.


İşte ben buna azim derim!

Bergama Müzesini yılda 1 milyon kişi ziyaret ediyor. Giriş ücreti 12 Euro.

Kıskanıyorum neden bu müze benim ülkemde değil diye. Zaten birçok eser Anadolu ve Türkiye’den. Düşüncelerim ile kavga ediyorum. Sizce bunun sorumlusu ileriyi göremeyen bonkör Padişahlar mı? Yoksa suçlu Alman ve İngilizler mi çünkü eserleri Türkiye’ye geri vermiyorlar? Peki siz böyle bir müze ortaya çıkarıp emek ve para harcadıktan sonra bunları geri gönderir miydiniz?


Türkiye sergilenen eserlerin iadesi için 1991 yılında Almanya’ya başvurmuş. Sonuç mu? Halen devam ediyor…

Kula evleri ve peri bacaları ile zamanda yolculuk

Ege’ye bir gezi: Manisa Salihli’de Sardes Antik Kenti

Göbekli Tepe’yi bu kadar eşsiz ve özel yapan nedir?


Burcu Örs Akram
İlk iş hayatıma 18 yaşında Habertürk Tv’ de başladım, takip eden on yıl bir çok medya kuruluşunda reklam, pazarlama, satış alanlarında orta ve üst düzey yöneticilik yaptım. İktisat mezunuyum. Sosyal antropoloji ve Sanat Tarihi üzerinede eğitim aldım. 2013 yılında kalıcı olarak Londraya yerleştim. Burada yabancı firmalara sosyal medya yönetimi, çeviri, danışmanlık alanlarında freelance hizmet veriyorum. Antropoloji özel ilgi alanlarımdan olup, seyahat etmeyi, yeni kültürleri ve yemekleri denemeyi çok severim. İyi bir okur ve yazarım, kısa hikayeler yazıyor ve bu alanda kendimi geliştiriyorum.