Diren Balkon! Türkleri balkondan uzaklaştıran 5 sebep

Balkon kültürü, yeni yapılarda balkon niyetine yapılmış çıkıntılarla sona eriyor. Eski balkonlu evlerin balkonlarında ise kimsecikler görünmüyor. Diren balkon!

Diren Balkon: Türkleri balkondan uzaklaştıran 5 sebep

Balkondan önce cumba vardı. Ev mimarisindeki değişim balkonları getirdi. Emlak ve marketing şirketlerinin yaptığı araştırmalarda Türkler’in yüzde 80’i ‘balkondan vazgeçmem’ dese de balkon kültürü artık sona eriyor. Yeni yapılarda balkon niyetine yapılmış çıkıntılar var artık. Balkonlu evlerin balkonunda ise kimsecikler görünmüyor.

Peki neden böyle oldu? Mimar Funda Varlık ve İç Mimar Oya Çavdar’a göre, Türkler’i balkondan uzaklaştıran 5 ana neden var:


1- Komşuluk bitti

‘Ev alma komşu al’, ‘Komşu komşunun külüne muhtaç’ gibi çok derin anlamları olan deyimlerimiz bile artık anlamını yitiriyor. Şehir hayatının sonucu olarak insani ilişkilerin de azalmasıyla komşuluk ilişkileri yavaş yavaş ölüyor. İnsanlar birbirlerine karşı yabancılaşmakta. Artık aynı apartmanda oturan insanlar bile neredeyse birbirlerini tanımıyor. İnsanlar eskiden müstakil evlerden oluşan sokaklarda sosyal açıdan birbirleriyle daha yakın ve samimi bir yaşam sürerken 100 – 150 kişinin yaşadığı sakin sokaklar, neredeyse bir köy nüfusuna varan konutlarla doldu. Yan dairede, yan balkonda kimin oturduğunu bile bilmiyoruz. Bu yabancılaşma balkon muhabbetini de bitirdi.

balkon kültürü sona erdi

2- Sıcaklar yüzünden içeri kapandık

Balkonlar, yıllarca ailelerin soğuk kış ayları dışında evin en çok kullandığı kısmı olma özelliğini taşıdı. Kahvaltıların yapıldığı ve yemeklerin yenildiği, misafirlerin ağırlandığı, hatta geceleri yatakların serilip uyunduğu mekanlar oldu. İklim değişiklikleri nedeniyle yaz aylarının artık uzun ve bunaltıcı geçmesi evlerdeki klima sayısını artırdı. Klimaları açıp içeriye kapandık.


3- Televizyon ve internet bağımlısı olduk

İçeri kapanmamızda televizyon kültürünün ve internete olan bağımlılığımızın da etkisi büyük. Artık balkonlara masalar kurulmuyor, televizyonlar taşınmıyor, günün büyük bölümü içeride geçiyor.

4- Mahremiyet balkonu kapattı

Evinin balkonu olsa bile insanları balkondan soğutan en önemli nedenlerden biri de mahremiyet! Binaların yönetmelikte belirtilen minimum mesafelerde tutularak 4-5 metre yakınlıkta yapılması mahremiyeti zedeledi. Bu hassasiyet insanları balkondan uzaklaştırdı. Son yıllarda PVC ve katlanan cam gibi yöntemlerle balkonlarını kapatanların sayısı arttı. Hatta bu işi yapan firmaların sayısında da artış meydana geldi. Görüşü engellemeyen bir sistem olması ve istenildiğinde tamamen katlanarak, balkonun eski haline getirilmesi nedeniyle de insanlar cam balkonları tercih ediyor. Ancak binaların yakın olması nedeniyle mekân masuniyetleri kalmadığı için camın arkasına perde koyma ihtiyacı hissediliyor. Komşu binadan kolayca seyredilen ve konuşmaların duyulduğu bir balkonda kimse oturmak istemiyor.

imar inşaat gökdelen istanbul kız kulesi balkonsuz evler

5- İmar yönetmelikleri

Son 10 yıldaki imar uygulamaları nedeniyle balkonlar azaldı, küçüldü neredeyse yok oldu. Birçok imar uygulamasında balkonun dairenin metrekaresinden sayılması balkonları bitirdi.


İmar yönetmeliğinde emsale girmediği için artık Fransız balkonlar tercih ediliyor. Yeni binaların birçoğunda 20 cm derinliği geçmeyen ‘süs veya saksı balkonu’ diye de ifade edebileceğimiz, tümüyle camlı kapılardan çıkılan ve metal ya da cam korkulukları olan, bir insanın ancak ayakta durabileceği çıkıntılar var artık. İmar yönetmeliğinde bu tip balkonların yapımında derinliğinin 20 cm’yi geçmeyeceği belirtilmesine rağmen, belediyelerce yapılan denetimlerdeki esneklikten dolayı 40-50 cm derinliğe kadar yapılan ve inşaat alanından sayılmadığından müteahhitlerin alan kazanmak için başvurmuş olduğu kolay yöntemlerden birisi hâline geldi. Estetik kaygılardan öte rant nedeniyle bu balkonlar müteahhitlerce tercih ediliyor. Bu yüzden Fransız balkon modelleri son dönemlerde inşaat sektöründe en çok tercih edilen balkon modelleri içerisinde yer alıyor. Bu tür balkonlar komşularla, mahalleyle iletişim kurmayı zorlaştırıyor. 40 santimlik alana masa atıp yemek yeme, kitap okuma imkanı da yok.

Ruhsuz vapurlar sardı İstanbul’u, bi Cisim yaklaşıyor Boğaz’a

Gökdelenler kentine doğru sürüklenen İstanbul


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.