Komşularla dost yolgeçen hanı

Suçlamanız gereken kişiler Suriye sınırını yolgeçen hanına çevirenlerdir. Çinliler ta millattan önce dokuz bin kilometrelik set örmüşken, Suriye sınırına dokuz yüz kilometrelik bir duvar inşa edemeyenlerdir.

yolgeçen hanı

Gezi olaylarında Kızılay gaza boğulurken maske satan seyyar satıcılar türemişti. Tıpkı yağmur yağdığında yer altından çıkan şemsiyeciler gibi. Taksiciler de çatışmanın ortasına kadar giriyordu, parmakları taksimetrenin tetiğindeydi.

Dün de patlamayı fırsat bilerek yüz dolardan tarife açan taksiciler varmış. Yalansa günahı iftira atanların boynuna, eğer doğruysa bu taksici(ler) de ‘ahlaki açıdan’ teröristlerden farksız demektir, korkudan beslenmenin farklı tezahürleri sadece.


Türk insanı zeki ama disiplinsizdir. Türkiye’nin tüm kurumlarında istihbarat ve güvenlik zafiyeti yaşanabilir. Sınırların yolgeçen hanı gibi olduğu bir ülkenin her yerinde her an bomba patlayabilir, bunu AVM kapılarındaki güvenlik görevlilerinin ciddiyetsizliğinden anlayabilirsiniz. Tabii terörden dolayı, asgari ücretle çalışan güvenlikçileri veya öğretmen olarak atanamayan polisleri yargılayamazsınız. Suçlamanız gereken kişiler Suriye sınırını yolgeçen hanına çevirenlerdir; Çinliler ta millattan önce dokuz bin kilometrelik set örmüşken, Suriye sınırına dokuz yüz kilometrelik bir duvar inşa edemeyenlerdir. Daha da önemlisi, liderlerini ergen kızların Justin Bieber’ı sevdiği gibi kucaklayan cahil cühela halktır.


Sınırlarınızı kapatmazsanız, o yaratıkları asla durduramazsınız!

Bir insan neden kendini patlatmak ister? Dünyaya “boş bir levha olarak” gelen bebekler nasıl canavara dönüşür? Ve yaşam gayesi kendini patlatmak olan canileri hangi istihbarat ajansı durdurabilir? Bu sorulara benim cevabım şu: Sınırlarınızı kapatmazsanız, en az İngiltere kadar korunaklı bir ülke olmazsanız, o yaratıkları asla durduramazsınız. Birkaç telefon dinleyip şüpheli evleri basarak, buz dağının sadece görünen kısmını eritirsiniz. Dağın kalan kısmı, boş levhaları ustalıkla nefret abidelerine dönüştüren Ortadoğu’dadır.

Ben savaş eğitimi almamış, silahsız, sıradan bir bireyim. Gezi olaylarında günlerce Kızılay’da dolaştım, fotoğraflar paylaşıp mağdur insanların sesini kendimce duyurmaya çalıştım. Fakat özellikle tren garı patlamasından sonra kalabalıklara karışmaya korkuyorum. Evet, korkuyorum. Başkalarının cehaleti yüzünden ölmek istemiyorum. Polis de bu ülkenin insanı, onlarla gerekirse karşı karşıya kalabilirim ama gebermek isteyen bir yaratıkla hiç kimse başa çıkamaz.


Sınırlarını kapatmayan ve milyonlarca Suriyeliyi önlem almadan ülkeye sokan zihniyet, dün IŞİD’in suç ortağı olarak onlarca kişiyi öldürmüştür. Bu, ne ilk ne son olacaktır. Cennet diye bir yer varsa, umarım ölen tüm masumlar oraya doğru yola çıkmıştır.

Atatürk Havalimanı’nda saldırı: 41 ölü, 239 yaralı

Atatürk Havalimanı’nda patlamadan sonra taksi rezaleti!


İsmail Pişer
İzmir’de doğdum, Denizli ve Eskişehir’de büyüdüm, Mersin ve Ankara’da okudum, Konya’da ve birçok şehirde yıllarımı geçirdim. Belki biraz göçebe ruhlu olduğumdan, kendimi hiçbir vilayete ait hissetmedim. Hepinizin aşina olduğu o boşluk duygusu, bana yazma tutkusu olarak sirayet etti. Bolca öykü ve deneme yazdım. Yazmak para kazandırmıyor çoğu zaman ama akıl sağlığı için gerçekten hayati olabiliyor.