Türkiye ekonomisi çöküyor: Hükümet kaynak arayışında!

İktidarları boyunca “güçlü ekonomi” vurgusu yaptıkları ülkede çatırdamalar başladı. Ülke ekonomisi artık sinyal vermeye başladı. 2002 yılından itibaren ülkenin başında olan AKP iktidarı, Kemal Derviş’in ekonomik programının son meyvelerini yiyor diyebiliriz…

Hükümet çöken ekonomi için kaynak arıyor

Türkiye’nin çöken ekonomisi

Türkiye’de iktidarı, hükümeti anlamak gerçekten mümkün değil. Ülke ekonomisi nasıl yönetiliyor, nasıl idare ediliyor ciddi anlamda sorgulanmalıdır…

Ülkenin siyasi politik yönetiminden bahsetmiyorum; ekonomik realiteden bahsediyorum…


Ülke ekonomisi artık sinyal vermeye başladı. 2002 yılından itibaren ülkenin başında olan AKP iktidarı, Kemal Derviş‘in ekonomik programının son meyvelerini yiyor diyebiliriz.

İktidarları boyunca “güçlü ekonomi” vurgusu yaptıkları ülkede çatırdamalar başladı artık. “Bunu da nereden çıkardın?” diyenler olabilir. Bu konuya gelmeden ülke ekonomisi için birkaç ifade edilmesi gereken husus var…

Bunlardan ilki ülkedeki “mülteci sorunu”…

Bu konu, dünya kamuoyunda siyasi sorunlar oluşturmasının yanında Türkiye’nin ekonomisinde de ciddi sonuçlar doğurmuştur.

2001 ekonomik krizinde ‘devletin memurunun maaşını ödemek için 1 milyar lirayı bulamadılar’ diyenler; bugün, iddia ettikleri güçlü (!) ekonomilerinde 3 milyar Euro’yu almak için tüm Avrupa ekonomilerinin karşısında boyun büktüler. Bununla birlikte 10 milyar Euro harcadığımız mülteciler için bir devlet büyüğümüz önce “Tabi kapılarımızı açacağız” diyerek muhalefete ve kamuoyuna meydan okudu; sonra Avrupa’nın kabul ettiği para gelmeyince de “Biz enayi miyiz; gerekirse ülkelerine geri göndeririz!” dedi.

İkincisi ise; Rusya ile “uçak düşürme” krizi…

Rusya ile yapılan restleşme bugün Türk turizmini baltalamıştır. Türkiye’de turizm sektörünün ekonomisi bu yıl, geçtiğimiz yıllara göre küçülmüş, daha da küçülecektir. Bu sorun devam ettikçe Rus pazarında bundan sonra da oldukça daralma görüleceği kesin!..

Türk turizmi her yıl büyüyen bir endüstri ve bu endüstride turizm geliri her yıl ortalama olarak 30 – 32 milyar dolardır. Bu sene sonunda bunun ne olduğunu birlikte göreceğiz…

Yani bu yaz, pazar sabahları sarışın Rus güzellerini magazin haberlerinde “I love you Turkey” derken göremeyecek Türk erkekleri!..

Türk kadınları için iyi olacak; en azından onları görüp ben de 90 – 60 – 90 olacağım deyip yaz boyu spor yapıp su içmeyecekler!..


Gülüyorum…

Türkiye ekonomisi çöküyor: Hükümet kaynak arayışında!

Hükümet çöken ekonomi için kaynak arıyor

Son yıllarda Türk ekonomisinde bir daralma yaşanmaktadır. İşsizliğin (TÜİK’e göre) %10 dolaylarında olması da istihdamın gerilediği görüntüsü vermektedir.

Ekonomide bu kötü gidişatı gören hükümet yeni kaynak arayışına girerek işçinin aldığı tazminata gözünü dikti! İşçiyi koruyormuş gibi görünen “tazminat yasası” ile fon kurmayı hedeflemektedir. “Avusturya modeli” dikkate alınarak yapılmak istenen bu uygulama ile işçinin tazminatı buhar olacaktır. Böylece emekçi avucunu yalarken hükümet, yeni bir ekonomik kaynağa ulaşacak…

İşte sizi düşünen iktidar…

Hükümet, zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi‘ni (BES) de getirerek çok yüksek (!) olan asgari ücretten her ay 100 TL alarak ekonomisinde gücüne güç katacak! Burada da amaç ekonomik kaynak oluşturmak ama hükümet sizi düşünüyor bunu unutmayın!..

Şaka bir yana, hükümet sizi düşündüğü için değil; çöken ekonomiyi düzeltmenin yollarını arıyor.

Asgari ücrete yaptıkları zam ve sonrası için şu sonuç ortaya çıktı: Kaşıkla verilen kepçe ile geri alınıyor!

Güya asgari ücrete zam yaptılar; güya milleti düşünüyorlar; güya ekonomi büyüyor!..


Hayırlı tıraşlar…

Hükümet 45 yaş altındaki herkesin maaşından 600 TL kesecek

13 Yılda Ekonomide Ne Oldu?

Üçkağıtçı Ekonomi


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…