Darbe dabbe olmasın!

Örgütsel, sistematik bir kalkışma bitmiştir; ancak bundan sonraki süreçte ABD’nin desteklediği örgütler, cemaatin başı çektiği kimlikler gerilimi arttıracak siyasi cinayetleri, hassas olan yerlerde Alevi – Sünni çatışmasını, bazı illerde bombalama eylemlerini başlatabilir, artırabilir! Darbe dabbe olmasın!

Darbe dabbe olmasın! 15 temmuz darbe girişimi

1960 darbesinde dönemin başbakanı Adnan Menderes tutuklandığında Menderes’in arkasında olan halk, darbeyi yapanları sevgi ile karşılamıştı!

1980 darbesi olduğunda birbirini kesen halk Kenan Evren’in arkasında saf tutmuştu!


15 Temmuz tarihinde halk bu kez kenetlendi, darbeye karşı oldu!

Menderes’in siyasi eylemleri çok mu masumdu?

Kesinlikle hayır!

Özellikle İsmet İnönü ve CHP’ye yönelik politikaları, siyasi eylemleri, gazetecileri tutuklatmaları, basın özgürlüğüne vurduğu darbe…

Peki bunlar Menderes’in asılmasını ya da darbeyi gerektirir miydi?

Hayır!

1980 darbesi gerçekleşti, ABD’nin “Bizim çocuklar başardı!” söylemi geldi!

Demirel’in söylemi ile “11 Eylül’de akan kan 13 Eylül’de nasıl durmuştu?”.

Neden? Emperyalist, kapitalist ABD darbenin arkasındaydı!

Yazılarımı takip edenler bilir ki AKP ve onun eylemlerini her zaman eleştirdim, bundan sonra da eleştirmeye devam edeceğim. Uygulamaya koyduğu politikalarının çözüme odaklı olmadığını bireye odaklı olduğunu yazdım durdum!

Ancak şu da var ki her ne olursa olsun ortaya çıkan darbe girişiminde iddia edildiği gibi Cumhurbaşkanını öldürmeye, katletmeye çalışmak büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışmayacaktı!


Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti bir Libya değildir!

Çünkü; Türkiye, Büyük Önder Atatürk’ün ülkesi!

Peki bu darbe girişiminin arkasında kimler vardı?

İddia edildiği üzere Gülen, devletin tanımı ile FETÖ! Gülen, bunu tek başına mı gerçekleştirdi? Hiç ama hiç zannetmem!

Ergenekon davasının Gülen’e bağlı birimler tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıkınca ABD’ye bağlı birimlerin bu dava sırasında Ankara’da bir merkez kurduğu da dilden dile dolaşıyordu!

Bu 15 Temmuz darbe girişiminde de ABD bu girişimin merkezindeydi. CIA ile birlikte oluşturulan ortaklık darbeye gidecek süreci de beraberinde getirecekti; ancak Türk halkı bunun önüne geçti! Bir anlamda emperyalist ABD’ye dur dedi!

Evet, AKP’nin bu ülkeyi yönetmesini istemeyebiliriz; fakat ABD tarafından değil Türk halkının iradesi ile sandık başında çözüme kavuşturulması tarafındayız!

Yoksa, günü geldiğinde AKP’ye karşıt görüşte olduğumuz bizlerin desteklediği bir partinin ülkenin başına geçmesi durumunda yapılacak bir darbe girişimine bizler ne diyebiliriz?

Bundan sonra iktidar, kolluk kuvvetleri, TSK daha fazla dikkat etmeli! ABD’nin başında olduğu bir yapılanma ciddi bir tehdit unsuru olacaktır! Bundan sonra olabilecekler nedir diye sorulabilir.

Örgütsel, sistematik bir kalkışma bitmiştir; ancak bundan sonraki süreçte ABD’nin desteklediği örgütler, cemaatin başı çektiği kimlikler gerilimi arttıracak siyasi cinayetleri, hassas olan yerlerde Alevi – Sünni çatışmasını, bazı illerde bombalama eylemlerini başlatabilir, arttırabilir!

O yüzden her daim savunduğum şeyler var: Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha fazla eşitlik ve daha fazla insan hakları.

Türkiye, işte bu temel dinamikler üzerine inşa edilmeli, bunun üzerine yeni anayasa planlanmalı!

Kişisel ihtirasların ön planda olmadığı, cumhurun iradesi içerisinde hareket edildiği, toplumsal refahın kitlesel örgütlenmeye kavuştuğu, halkın haklı taleplerine cevap verildiği, parlamentonun daha da güçlendirildiği, kamusal ve sosyal eşitliğin göz ardı edilmediği yeni bir anayasa ile halkın kazandığı, toplumun mutabık kalacağı anayasa bu ülkenin bir dinamosu olacaktır!

Bu 15 Temmuz kara gününden herkes bir ders çıkarmalı ve bundan sonra demokrasi adına daha fazla şeyler yapılmalı!


Bu darbe girişimini kullanarak bir cadı avı başlatmak, cemaatçilerin yanında Atatürkçüleri de aynı torba içerisine koyulması durumunda 15 Temmuz darbe girişimi ülke açısından bir dabbeye dönüşebilir, ülke kaosa sürüklenebilir!

Bir ‘darbe girişimi’nin anatomisi: 15 Temmuz 2016

15 Temmuz: Demire karşı duran koca yüreklerin darbesi


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…