Basın Bayramı: Sansür içinde sansürün kaldırılmasını kutlamak

Bugün 24 Temmuz Basın Bayramı. Türk basınında sansürün defnedildiği günün yıl dönümü. Gerçekten de öyle mi? Yoksa biz bugünü bayram gibi kutlamak yerine sansür içinde mi karşılıyoruz?

24 temmuz Basın Bayramı: Sansür içinde sansürün kaldırılmasını kutlamak
Vive la patrie – vive la nation – vive la liberte (Fransızca: Yaşasın vatan, yaşasın ulus, yaşasın özgürlük) 24 Temmuz 1908 2. Meşrutiyet’in İlanı

Basın Bayramı ne zaman kutlanmaya başlandı?

Osmanlı İmparatorluğu zamanında çıkan gazeteler sansür memurlarının kontrol ve denetiminden geçtikten sonra yayımlanıyordu. 24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet yürürlüğe girdikten sonra bu uygulamaya son verilmesi “sansürün kaldırılması” olarak adlandırıldı.

10 Haziran 1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bir basın günü oluşturmayı planlamıştır. Türkiye’de ilk gazetenin çıkış tarihine göre düzenlenmesi planlanan bu güne “Basın Bayramı” adı verilmesi kararlaştırıldı. Ancak ilk gazete konusunda çeşitli görüşler bulunduğundan dolayı bir görüş birliği sağlanamamış, daha sonra Falih Rıfkı Atay tarafından bayramın her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanılması fikri ortaya atılmış ve kabul edilmiştir.


24 Temmuz Basın Bayramı: Sansür içinde sansürün kaldırılmasını kutluyoruz!

Bugün Türk basınında sansürün kaldırıldığı gündür. Bugün gazetecilerin, basın emekçilerinin, basın mensuplarının bayramı. Ancak biz bugünü bayram gibi kutlamak yerine tam 108 yıl sonra sansür içinde karşılıyoruz!

Sansür içinde karşılıyoruz, çünkü Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin düzenlemiş olduğu 2015 raporunda Türkiye’de 3 gazeteci öldürüldü, 15 gazeteci haber takibi sırasında yaralanırken 15 gazeteci ise tutuklandı. 774 gazeteci işten çıkarıldı ve 200 basın mensubu ve 7 yayın kuruluşu hakkında soruşturma başlatıldı. 156 gazeteci gözaltına alındı. 234 gazeteci için dava açıldı.

Sansür içinde karşılıyoruz, çünkü gazeteciliğin suç faaliyeti olarak görüldüğü ülkemizde, terör örgütü suçlamasıyla gazeteci arkadaşlarımız basın özgürlüğünü sağlamak uğruna kendi özgürlüklerinden alıkonuldu. Bugün, 32 gazeteci hala ceza evinde yatmaktadır. Dışarıda olanlar ise haklarında açılmış davalar nedeniyle hak mücadelesini sürdürmektedir.

Sansür içinde karşılıyoruz, çünkü gazeteciler mesleklerinin gereklerini yerine getirmeye çalışırken hedef haline getiriliyor; darp ediliyor, şiddete maruz kalıyor. Bugün 70 gazeteci saldırıya maruz kalmıştır.


Sansür içinde karşılıyoruz, çünkü bu ülkede basın emekçileri “ya tarafsındır ya da karşısındır” anlayışı ile kutuplaştırılmaktadır.

Sansür içinde karşılıyoruz, çünkü bundan sonra yazmak, hükümetin belirlediği kriterlerle sınırlandırılacak, hükümet gazeteci olabilir” mührünü basınca gazeteci olunacaktır.

Sansür içinde karşılıyoruz, çünkü gazeteciler öldürülüyor ve biz faillerini her nedense bir türlü bulamıyoruz (!)

sansür

Sansür içinde karşılıyoruz, çünkü şeker yemesi gereken çocuklar sokak ortasında öldürülüyor, kar hırsı uğruna emekçiler kurban ediliyor, kadınlar sırf kadın oldukları için katlediliyor; ancak yayın yasakları nedeniyle biz insana dair hiçbir şeyi yayınlayamıyor, yazamıyor, çizemiyor ve düşünemiyoruz. Olan biten her şeye duyularımızı ve duygularımızı kapatmaya zorlanıyoruz.

***


Kimsenin düşünce ve ifadelerinden dolayı yargılanmadığı, hapishanelerde özgürlüğünün kısıtlanmadığı ve her türlü baskı ve sansürden uzak, sesimizi daha özgürce duyuracağımız bir dünya dileği ile “24 Temmuz Basın Bayramı” kutlu olsun.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü