Önce birliğimiz işlevsizleştirmeye çalışıldı, ardından denetimler azaltıldı. Şimdi sıra ithal; mühendis, mimar ve şehir plancılara mı geldi? Peki bundan sonra ki adım nedir? Zaten yüzlerce işsiz mühendis, mimar ve şehir plancı varken kendi vatandaşımızı kendi vatanında üvey evlat yapmak ne demektir?
Bu bağımsız bir yazı değildir. Bu bir taraf yazısıdır. Bu hem vatandaş olarak hem de TMMOB’a bağlı JFMO (Jeofizik Mühendisleri Odası) İstanbul şube yönetim kurulu üyesi olarak sorumdur: Bundan sonra ne gelecek?
Hadi en başından başlayalım; ilköğretim lise, üniversite arada girilen onlarca sınav. Üniversiteyi bitirdiniz diyelim, ardından yine sınav! Kazanamadın mı aylarca hatta yıllarca iş ara dur. Ne o mesleğini yapacaksın. Evet bu durum yeni değil; senelerdir böyle.
Lakin yeni olan, sen burada emeğin için savaşırken birilerinin ithal vatandaş olması!
Yetmeyip ithal öğrenci, ithal mühendis, mimar ve şehir plancı olması ve çok daha acısı tüm bunları elini kolunu sallaya sallaya, hiç bir sınava denetime tabi olmadan yapması? Peki bu kendi evlatlarımıza, kendi değerlerimize olan eziyet nedendir?
Senelerdir beyin göçünden korkarken şimdi bu beyinleri öldürmenin, küstürmenin, nefret ettirmenin sebebi nedendir?
Ya da tersten soracak olursa bundan sonraki adım nedir? Köleleştirilmiş, tamamen esirleştirilmiş milli mühendis, mimar ya da şehir plancıları oluşturmak mıdır? Çünkü yasa tam olarak buna açıyor kapıları. Kısaca der ki; bizim çocuklar beri dursun, gelsin ithal çocuklar!
Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı direkt etkiliyor bizi ya da şöyle de denilebilir bizim için hazırlanılmış bir yasa!
Peki kimiz biz?
Biz diyorum çünkü bu yazı en başından da dediğim gibi bir taraf yazısıdır. Mesela bizi tanır mısınız? Bizler, jeofizik mühendisleri. Hani her 17 Ağustos’ta ve arada olan depremlerde hatırladığınız mühendisler ve aynı hızla 18 Ağustos’ta unuttuğunuz mühendisler!
Peki ne için vardır jeofizik mühendisi diye merak ederseniz eğer biz kafalarına göre belediye meclis kararlarıyla fay hatları silinmesin diye uğraşırız. Sonra o oturduğunuz o çok güvendiğiniz binalarınız nasıl bir zemine oturdu onu araştırırız.
Biz, ölmeyin diye uğraşırız!
Sonra daha kaliteli yaşayın diye, yerin altını üstüne çıkarırız; o muhteşem zenginlik işlenebilsin diye.
Diğer meslek gruplarımız da farksızdır, bizden. Mesela sabahtan akşama kadar yayınlanan daha sağlıklı yaşam programları kadar dinletebilseydi sözlerini; çevre mühendisleri, ziraat mühendisleri bu kadar programa gerek bile olmayacaktı.
Mesela işsiz olmasaydı şehir plancıları haber bültenlerinde dar sokaklardan ilerleyemeyen ambulans itfaiye haberi dinlemeyecektik.
Ya mimarlara ne demeli?
Her şeye burunlarını sokuyorlar değil mi? Ya sokmasalardı? O zaman ne olurdu hiç düşündünüz mü? Bu kadar burun sokmaya rağmen yitip giderken tarihi eserler, bozulurken canım İstanbul’un yapısı sussa ne olurdu düşündünüz mü hiç?
İnşaatçılar… Hepsi aynı eğitimi alır ve inanın hepsi bilir çok katlı bina yapmayı. Devasa gökdelenler dikmeyi. Lakin bir inşaatçıyla inşaat mühendisini ayıran da yine o yüksekliktir. Bir mühendis, ne kalitenin ne de gelişmişliğin ölçütünün göğü delmekten geçmediğini bilir. Bir mühendis sağlıklı bina için uğraşır. Yani senin yaşamın için!
Şimdi anladınız mı, biz kimiz? Biz; siziz!
Şimdi anladınız mı sorunun büyüklüğünü? Bu sorun bir birliğin sorunu değildir. Bu sorun bir kaç meslek disiplininin sorunu da değildir. Bu sorun tam olarak halkın sorunudur. Bu sorun tam olarak geleceğin sorunudur. Halen üniversitelerde okuyan, emek veren dirsek çürüten gençlerin sorunudur. Bu sorun hepimizindir. O yüzden şimdi lütfen sesimizi duyun ve sesimize ses verin.
Kamuoyuna duyurumuzdur:
Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı,
Ülkemizi Sömürge, Yurttaşlarımızı İkinci Sınıf Ucuz İşgücü olarak gören bir yaklaşımla hazırlanmıştır, TBMM gündeminden çıkarılmalıdır!
Bu tasarı bugün TBMM gündeminde görüşülecek.
Tasarı, Türkiye’de mühendislik ve mimarlık unvanlarının kullanılması hakkındaki uygulamaları düzenleyen, 1938 tarihli 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun ile 1954 tarihli 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’nu ve Anayasa’nın 135. maddesini büyük ölçüde hükümsüz kılan bir içeriğe sahiptir.
Bu yasa taslağı ile TMMOB yasasının üç maddesi değiştirilmektedir. Bu tasarı yalnızca yabancı sermayenin talepleri göz önüne alınarak hazırlanmış olup halkımız ve ülkemizin çıkarları göz ardı edilmiştir.
Tasarı hazırlık aşamasında birliğimizden hiçbir şekilde görüş istenmediği gibi; yasa taslağı Sağlık Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda görüşüleceği tarihten bir gün önce birliğimize iletilmiştir.
Aradan 24 saat geçmeden ilgili komisyonda jet hızıyla kabul edilmiş, komisyon toplantısında birlik yöneticilerimizin ve oda başkanlarımızın itirazları ve görüşlerinin hiçbiri değerlendirilmeye bile alınmamıştır.
Siyasi iktidar tarafından, AB’ye taahhüt edilen ve bu doğrultuda çıkartılan mevzuat hazırlama usul ve esaslarına dair düzenlemeler dahi yasasında değişiklik yapılacak bir kurumdan görüş alınmasını zorunlu tutmaktadır. Birliğimizin kuruluş yasasını değiştiren bir kanunun hazırlanma aşamasında bile birliğimizden görüş istenmemesi oldukça manidardır.
Tasarı lisans eğitimine dayalı meslek alanlarının tamamını ilgilendirmekte ve TMMOB’nin meslek-uzmanlık alanlarında, yabancı mühendis ve mimarları bizlerden avantajlı konuma getirmektedir. Ülkemiz yurttaşı mühendis, mimarlar şehir planlamacılarının açıkça aleyhine olacak bir durum söz konusudur.
Bu tasarıyla birlikte yabancıların hizmet sunması veya ülkemizde çalışmasında hiçbir denetim veya kural olmayacak, beyana dayalı mantıkla yabancılara sınırsız hak ve özgürlükler teslim edilecektir.
Mühendislik, mimarlık hizmetlerinin kontrolsüz ve denetimsiz bir şekilde, yeterli eğitim ve mesleki deneyimden yoksun yabancılar eliyle yürütülmesinin yaratabileceği faciaların ve yıkımların bedelini yine halkımız ödeyecektir.
İlgili Meclis komisyonundan hızla geçirilen Uluslararası İşgücü Kanun Tasarısı, birçok akademik meslek disiplini ile birlikte TMMOB Yasası’nda yapılacak değişiklik dolayısıyla yüz binlerce mühendis, mimar, şehir planlamacısı aleyhine birçok olumsuzluğu içermektedir.
Konu, yılda 51 bini mezun olan ve şu anda mühendislik, mimarlık öğrenimi gören 435 bin öğrencinin geleceğiyle de ilgilidir. Tasarının yasalaşması durumunda milyonlarca insanımız, mühendis, mimar, şehir planlamacısı arkadaşımız, mevcut istihdam sorunları yanında yeni ve büyük bir sömürü, işsizlik, mesleki geleceksizlik tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.
Uluslararası hukuktaki “karşılıklılık ilkesi”, uluslararası sermaye güçleri lehine yok hükmünde sayılacak ve yabancı çalışanlar lehine haksız rekabet ortamı hâkim olacaktır.
Ülkemizin nitelikli işgücünü koruma ve geliştirmeyi öngörmeyen; ülkemizi sömürge; yerli mühendis, mimar, şehir planlamacıları da kendi ülkelerinde mülteci ve ikinci sınıf ucuz işgücü konumuna düşürecek bu uygulama ile sömürü yoğunlaşacak, ülkemizin emperyalizme bağımlılığı artacaktır.
Tasarı ile ülkenin her yeri serbest bölge haline getirecek, yabancı çalışanı kendi yurttaşından avantajlı kılacaktır.
Yabancıya bağımsız çalışma izni verilecek, yurttaşlarımızın serbest çalışma hakkı ellerinden alınarak yabancıların yanında düşük ücretli çalışan konumuna getirilecektir.
Akademik ve mesleki yeterliliğini kanıtlamayan, diploma denkliği aranmayan, beyana dayalı yabancı çalışanlar nitelikli işgücü sayılacak, mesleki yeterliliğini kanıtlayan yurttaşlarımız ise ikincilleştirilecek, ara eleman konumuna itilecektir.
Başka ülkelerin teknik elemanları hiçbir denetim ve kontrole tabi olmaksızın ülkemizde meslek icra edeceklerdir. Üstelik Türkiye’ye gelmeden, uzaktan ve vergi ödemeden çalışabilecek; ülkeye gelenler ise çalışma ve ikamet izni almaktan muaf tutulacaktır.
Bu tasarı ülkemiz vatandaşlarının hak, hukuk ve çalışma özgürlüklerini yok ederek bizleri kendi ülkemizde mülteci konumuna düşürecektir.
Ekonominin kapsadığı bütün sektörlere yönelik kamusal nitelikli meslek, uzmanlık alanları bulunan TMMOB ve bağlı odalarının yetkilerini, ülkemiz ve mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı birikimimiz aleyhine yeniden düzenlemeyi öngören tasarı Meclis gündeminden çekilmelidir.
Uluslararası İşgücü Kanun Tasarı geri çekilmeli; ülkemiz mühendis mimar ve şehir plancılarında aranan koşulların, yabancı mühendis, mimarlardan da isteyecek düzenlemeler yapılmalıdır.
Yinelemek istiyoruz: Bilinmelidir ki kendi ülkesinde yabancı konumuna getirilen mühendis, mimar, şehir planlamacıları, yurttaşlık ve meslek haklarını elinden almak isteyenleri bir kenara not etmektedir.
Mühendisini, mimarını, şehir plancısını gözden çıkaranlar bilmeliler ki, bu ülkenin mühendis, mimar, şehir planlamacıları da kendilerini gözden çıkaracaktır.
TMMOB; 500.000’e yakın üyesi ile mühendislik ve mimarlık fakültelerinde öğrenim gören 435.000 öğrencinin hakları ve geleceği için mücadele edecektir.
Üyelerimizi, halkımızı ve kamuoyunu bu konuda duyarlılığa ve dayanışmaya davet ediyor, duyarlı basın yayın kuruluşları ve siz basın ekmekçilerine teşekkür ediyoruz.
Emin KORAMAZ
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı