Video: Başörtüsü farz değil diyen imamı canlı yayında dövdüler

Mısırlı Avukat Nebih el Vaş, “Başörtüsü farz değil, kültürel gelenek” diyen imamı canlı yayında ayakkabıyla darp etti.

Mısırlı Avukat Nebih el Vaş ve İmam Mustafa Raşid, Mısır’da yayın yapan bir televizyon kanalında canlı yayında kavga etti.

Mısırlı Avukat, İslam hakkında tartışma yaratan görüşleriyle tanınan İmam Mustafa Raşid’in “Başörtüsü dini bir görev değil, kültürel simgedir” sözleri üzerine canlı yayında ayakkabısını çıkararak imama saldırdı.


İhsan Eliaçık tesettür hakkında ne düşünüyor?

İhsan Eliaçık kimdir? indigo dergisi

İndigo Dergisi, İhsan Eliaçık röportajından alıntıdır:

İslam’da başörtüsü ve örtünmede sorunlu bir konu. Sizce örtünme nasıl olmalıdır?

İhsan Eliaçık: Kur’an’da bir yerde bu konuyla ilgili bir ayet var: “Kadınlar humurlarını omuzlarına vursunlar.” Hadislere güvenemeyiz çünkü çoğu uydurulmuş. Humur genel olarak örtü demek ama Kur’an içinde örtünme anlamında birçok kelime kullanılmış (humur, hicap, settare…). Bu ayetin anlamı muğlak. O zamanlar Mekkeli zengin kadınlar dikkat çekmek için saçlarını yüksek ve heybetli bir türban ile örterlermiş. Ama bunun yanında derin göğüs dekolteli elbiseler giyip abartılı ve pahalı kolyeler takarlarmış. O ayet bu kadınlara benzemeyin diye söylenmiş. Yani illa saçının bir teli bile görünmeyecek anlamı çıkmaz. Mantıken de saç cinsel bir unsur değil zaten.

Başka bir ayet; “ziynet yerlerinizi örtün” der. Gösteriş Müslüman’a yakışmaz. Bu şekilde topluma makul bir örtü öngörüldüğünü düşünüyorum. Ama örtünme konusunda kadınların bir nebze daha dikkat etmeleri kanaatindeyim. Bugün de yaşadığımız gerçeklikten bahsediyorum; kadın bedeni daha çok cinsel çağrışım taşıyor.

Bence nasıl örtülecekleri kadınlara bırakılmış, onun için örtünme ayeti muğlak, yani kapalı. Bazısı başlarını da örtecek bir biçimde, diğeri ise başından aşağısını yani bedeni örtmek olarak yorumlayabilir. Ben haksızlığa uğrayanın yanındayım. Başını örtmek isteyen bir kadına, “Hayır örtemezsin!” demek haksızlıktır, onur kırıcıdır. “Buraya başını açarak giremezsin, başını bağlayacaksın, çarşaf giyeceksin,” desen de aynı. Otorite yani kendinden başkası üzerinde hegemonya kurmaktır bu. Doğru değil! Ayrıca bu konuyla bu kadar uğraşırsanız, insanların eline malzeme vermiş olursunuz, sırf tepki vermek için kapanabilirler. Bırakın insanları, ne yaparlarsa yapsınlar. Uğraşacak daha önemli konular var.


“Milyon değerinde bir elbise giyip kafanı örtünce örtünmüş mü oluyorsun?”

Başörtüsü ve tesettür modasındaki harcama 2014 itibarıyla 230 milyar dolara ulaşmış ve bu sektör bu haliyle dünya piyasasının yüzde 11’ini oluşturuyor. Tesettür bu mudur?

İhsan Eliaçık: Tesettür setretmek yani örtmek demek; masrafı ve harcamayı da örtmek anlamına gelir, sadece vücudu değil. Milyon değerinde bir elbise giyip kafanı örtünce örtünmüş mü oluyorsun? Bedeni örttün ama başka her şey görünüyor. Senin o elbisenin parasıyla karnını doyuracak binlerce aç var. Asıl tesettür; paranın geri çekilmesi, harcamaların kısılması, ihtirasların önüne gem vurulması yani sade yaşamaktır. Şimdi bunlara uyulmadığını görüyoruz; sadece dıştan bir örtü, geri kalan serbest…

Ruhta yoksulluk

Türban takıp makyaj yapan, lüks tüketen, ilgi çekici takılar takan, pahalı çanta, ayakkabı ya da araba kullanan, sokakta sigara içen ve flört eden tesettürlü kadınlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Muhafazakar kültür arttıkça ortaya çıkan bir tepki olabilir mi bu?

İhsan Eliaçık: Onlar diğerlerinin başka yollarla yaptıkları lüks harcamaları kendi kültürel kodlarıyla yapıyor. Açık kadın mini etek giyer, parlak ruj sürerek kendini gösterir. Kapalı kadın da bu örneklerle aynı şeyi gösteriyor. Ama bunu bol para harcayarak yapıyor. “İhtiyacı olan vardır, böyle yapmamalıyım” diye bir kaygı duymadan.

Peki, bu son 10-15 yıldır kullanılan bir saç örtme biçimi var; içten beyaz bir bere, saç teli görünmeyecek şekilde özel bir iğneleme biçimi. Bu bir politik görüş sembolü olabilir mi?


İhsan Eliaçık: Ben bunu politik görüş olarak değil, şöyle yorumluyorum: Dıştan örtülü ama ruhen aç. Ruhunu tatmin etmesi lazım. Biri kuaföre gidip saçını yaptırıyor, kapalı kadın da örtüsünü farklı şekillerde bağlayıp, renkli eşarp kullanarak dikkat çekmeye çalışıyor. Yani bir şey örtme derdi yok! Bir mütevazılık, sadelik, statüsünü, zenginliğini ön plana çıkarmama kaygısı yok. “Cebimde para var harcıyorum, bak” diyor yani. Gösteriş, egosunu tatmin ediyor. Bu ruhen aç olduğu anlamına gelir. Hazreti İsa’nın bu durumu anlatan bir tabiri vardır: Ruhta yoksulluk…

Röportajın tamamı için tıklayınız


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.