Sonbaharın serin ve yağmurlu günlerine ayak uydurmaya çalışan kişilerin cildi alarm vermeye başlıyor. Çünkü yaz boyunca yoğun güneş ışınlarına ve deniz ve havuz sularına alışan kişiler güneş lekeleri ile karşılaşıyor. Mevsim değişikliğiyle birlikte de kuruluk, çatlamalar ve elastikiyet kaybı gibi cilt problemleri yaşanabiliyor.
Sonbahar mevsiminde ise ciltler, tazelenme ve sonbahara yenilenerek girme ihtiyacı duyuyor. Central Hospital’dan Dermatoloji Uzmanı Dr. Hicran Ercan, sonbaharda cilt bakımı yapmanın yollarını anlatıyor.
Büyük bir hevesle tatil planı yapanlar, yazın büyük bir çoğunluğunu güneşin altında ve tuzlu ya da klorlu suların içinde geçirdi. Bunların karşılığını da dikkat çeken bronz tenlere sahip olarak aldı. Fakat sonbahar mevsimini çeşitli cilt problemleri ile geçirmeye kimler hazır? Birçok kişi donuk bir ciltle yüzleşmeye başladı bile. Üstelik bundan sonraki süreçte, güneş lekeleri, cilt kırışıklığı, ciltte elastikiyet kaybı, kılcal damarların belirginleşmesi gibi rahatsızlıklarla karşılaşma riski azımsanamayacak kadar yüksek. Fakat endişelenmeye gerek yok. Ciltte oluşan hasarlar doğru şekilde analiz edildiğinde bu gibi cilt problemlerinden kurtulabilmeniz mümkün olabiliyor.
Mevsim değişikliklerinde cilt savunma mekanizması yavaşlıyor
Yoğun güneş ışınlarının yanı sıra, tuzlu deniz ve klorlu havuz suyunun vücutta oluşturduğu izlere bir de mevsim geçişlerinde yaşanan hava değişimleri eklendiğinde cildin savunma mekanizması iyice yavaşlar. Bu durum ise cildin elastikiyetini sağlayan kolajen yapının deforme olmasına, hücre yenileme kapasitesinde azalmaya ve proteinlerin kaybına neden olabiliyor. Deride fiziksel değişimler yaşanabilir, sonraki süreçlerde ise cilt kanserine kadar varan tablolar oluşabilir. Bu gibi yeni oluşabilecek ciddi cilt problemlerinin önüne geçebilmek için cilt güçlendirilmelidir. Bilhassa problemli ve duyarlı cilde sahip kişiler bu mevsimde daha fazla dikkat etmelidir.
Sağlıklı bir deri için doğru cilt temizliği büyük önem taşıyor
Yaz aylarının yüksek sıcaklıklarına ve güneşin kurutan tesirlerine karşılık olarak vücut derisi bir savunma geliştirir ve aşırı terler. Bu durum da deride yağ üretiminin hızlanmasına neden olur. Eğer cilt temizliği doğru şekilde yapılmaz, cilt iyi nemlendirilmez ve yanlış kozmetik ürünler kullanılırsa deri gözenekleri kapanır ve sonraki etapta yağ butonları oluşabilir. Bu durumların önüne geçebilmek için profesyonel bir cilt bakımı şarttır. Düzenli olarak yapılacak cilt bakımı ve temizliği, derinin nem dengesinin korunmasına yardımcı olacaktır.
Cilt tipi uygun kişiler peeling işlemini tercih etmeli
Sıcaklık değişimlerinin yaşandığı mevsim geçişlerinde ısı farklılıklarına bağlı olarak cildin üst tabakasında bir kalınlaşma meydana gelebilir. Bu kalınlaşmanın önüne geçebilmek için haftada 2 kere olmak üzere peeling yapılabilir. Fakat aşırı hassas cilde sahip olan kişilere bu gibi uygulamalar önerilmez. Cildin gereken kalınlığa ulaşabilmesini ve gereksinim duyduğu nemi elde edebilmesi için çeşitli kimyasal peelingler, mezoterapi ve PRP gibi işlemler de tercih edilebilir. Fakat bu uygulamaların yalnızca uzman hekim tarafından yapılmasına çok dikkat edilmelidir.
Kozmetik ürünler mevsimsel şartlara göre seçilmeli
Profesyonel cilt bakımı ile birlikte muhakkak cildin günlük temizliği yapılmalı ve cilt nemlendirilmelidir. Yapılacak bu işlemler, cildin mevsim geçişlerinden olumsuz yönde etkilenmesini önleyecektir. Bir de yaz mevsiminde kullanılan nemlendirici kremlerin ve cilt temizleyicilerinin kış mevsiminde kullanılan ürünlerle kesinlikle aynı olmaması gerektiği akıllardan çıkarılmamalıdır. Bu nedenle kozmetik ürün alışverişlerinde cilt yapısı ve mevsim şartları mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca bu ürünlerin dermatolojik testlere tabi tutulmuş olmasına da dikkat edilmelidir.
Cilt çatlaklarına karşı nemlendirici ürünler tercih edilmeli
Mevsim geçişleri sırasında en fazla rastlanan cilt problemlerinden bir diğeri de sıcak-soğuk değişikliği nedeniyle ciltte meydana gelen çatlaklardır. Bu cilt çatlakları çoğunlukla yüz çevresinde, burun kenarında yanaklarda ve ellerde oluşur. Bu problemlerden korunabilmek için duş sırasında aşırı sıcak su kullanmamaya, sonrasında ise cildi muhakkak nemlendirmeye özen gösterilmelidir. Ayrıca banyo süresi 5-10 dakikayı geçmemelidir. Bunlarla birlikte cildi olumsuz yönde etkileyebilecek esans ve alkol içerikli sabunları kullanmamaya, aksine yağlı sabun ya da jelleri tercih etmeye dikkat edilmelidir. Bir de satın alınan temizlik ürünlerinin mutlaka 5,5 PH seviyesine sahip olup olmadığına bakılmalıdır.
Cildin nem dengesi için her gün 2 litre su içilmeli
Su, cildin nem dengesini ve esnekliğini sağlayan en önemli faktördür. Bu nedenle derideki gerekli su oranının yüzde 10’un üzerinde olması gerekir. Ciltte bulunan su miktarının azalması ise; pullanma, egzama gibi çeşitli deri hastalıklarına ve enfeksiyonlara yol açabilir. Bu nedenle vücudun gereksinim duyduğu günlük sıvı ihtiyacı muhakkak karşılanmalıdır. Bu sıvı ihtiyacı için de her gün yaklaşık 2 litre kadar su tüketilmelidir. Ayrıca asitli ve kafeinli içeceklerin içiminin yanı sıra alkol ve sigara kullanımının da sınırlandırılması gerekir. Su tüketiminin dışında süt, doğal meyve suları ve bitkisel çaylar da içilebilir.
Sağlıklı cilt için bol meyve sebze tüketimi şart
Zarar görmüş cilt yapısının onarılabilmesi için sağlıklı ve dengeli beslenmek de büyük önem taşır. Bu nedenle sağlıklı bir cilt için bol bol meyve ve sebze tüketilmelidir. Ayrıca A, C ve E vitaminlerinin cilt sağlığına ciddi katkıları olduğundan bu vitaminlerin alınmasına özen gösterilmelidir. Bahsettiğimiz bu vitaminler aynı zamanda antioksidan kaynağı olmaları nedeniyle güneşin zararlı etkilerine karşı kalkan görevi de görürüler. Vitaminler, ciltte meydana gelen yaraların hızlı bir iyileşme göstermesini sağlarken, yaşlanma etkilerini de geciktirir. Cildin ihtiyaç duyduğu yağ asitlerini karşılamak için ise Omega-3 ve selenyum yönünden zengin balığın yanı sıra ceviz-fındık gibi kuruyemişler; nohut, kuru fasulye benzeri baklagiller tüketilmelidir.