Ünlü tekstil mağazalarının üretimlerinde Suriyeli çocuklar çalıştırılıyor

Marks and Spencer, Zara ve Mango gibi markaların Türkiye’deki tekstil üretimlerinde, kayıt dışı Suriyeli çocuklar çalıştırılıyor. Ayrıca, Suriyeliler fabrikada kötü muameleye maruz kalıyorlar, çocuk işçilerin en genci 15 yaşında ve günde 12 saat çalışıyor. Göçmenlere genellikle saatte 3,75 TL’nin biraz üzerinde bir ücret ödeniyor. Bu rakam, Türkiye’deki asgari ücretin çok altında…

Ünlü tekstil mağazalarının üretimlerinde Suriyeli çocuklar çalıştırılıyor

Suriyeli çocuklar Marks and Spencer ve internet satış mağazası Asos’ta çalıştırılıyor

BBC Türkçe’nin haberine göre BBC’nin araştırmacı gazetecilik ekibi Panorama, Türkiye’deki tedarikçi fabrikalarda gizli çekimler yaptı. Kayıtlarda Suriyeli sığınmacı çocukların, Marks and Spencer ve internet satış mağazası Asos tarafından satılan kıyafetlerin üretiminde çalıştığı görüldü. Ayrıca sığınmacıların Zara ve Mango’nun kot pantolon üretiminde de kayıt dışı olarak çalıştırıldığı belirlendi.

Haberde, markaların tamamının tedarik zincirlerini dikkatli bir şekilde takip ettiklerini ve sığınmacı ya da çocukların suistimal edilmesine izin vermediklerini söylemesine de yer verildi.


Marks and Spencer’da yedi Suriyeli çalışan olduğu tespit edildi

Marks and Spencer, kendi yaptığı araştırmalarda Türkiye’deki tedarik zincirinde Suriyeli göçmen çalıştırıldığına dair herhangi bir bulguya rastlamadığını açıklarken, Panorama ekibi şirketin en büyük fabrikalarından birinde çalışan yedi Suriyeli olduğunu tespit etti. Göçmenlere, genellikle saatte 3.75 liranın biraz üzerinde bir ücret ödendiği, bu rakamın da Türkiye’deki asgari ücretin çok altında kaldığı belirtildi.

Bu işçilerin, sokakta kendilerine nakit ödeme yapan bir aracı üzerinden istihdam edildiği aktarıldı. Panorama’ya konuşan bir sığınmacı, fabrikada kötü muameleye maruz kaldıklarını söyledi: “Suriyeli birine bir şey olursa, paçavra gibi alıp kenara atıyorlar.” 

Haberin devamında şöyle dendi: “Çocuk işçilerin en genci 15 yaşında ve günde 12 saat çalışıyor; Kıyafetlerin İngiltere’ye sevkiyatından önce ütüsünü yapıyor. Marks and Spencer sözcüsü, programın bulgularını ‘çok ciddi’ ve ‘M&S için kabul edilemez’ olarak nitelendirdi.

Sözcü, fabrikada çalışan Suriyelilere kalıcı yasal istihdam önereceklerini belirterek‘ Etik ticaret, M&S için çok temel bir konu. Tedarikçilerimizin tamamı yaptığımız sözleşmeler kapsamında beklentilerimizi, yükümlülüklerini ve işçilerine davranışlarını kapsayan Küresel Kaynaklandırma İlkelerimize uyum göstermek mecburiyetinde’ dedi.”

İstanbul’daki fabrikada  Suriyeli çocuklar

Araştırma ayrıca Mango ve Zara için kot pantolon üreten bir fabrikada Suriyeli mültecilerin 12 saat çalıştırıldığını da ortaya çıkardı. Panorama ekibinin kaydettiği görüntülerde sığınmacıların taşlama işlemi için kotların üzerinde tehlikeli kimyasallar uyguladığı ancak bunu yaparken herhangi bir maske takmadıkları görüldü.

Mango, bu fabrikanın kendi bilgisi dışında taşeron olarak çalıştırıldığını açıkladı. Şirket daha sonra kendisinin yaptığı incelemede herhangi bir Suriyeli işçi bulunmadığını ve ‘bazı kişisel güvenlik önlemleri hariç koşulların iyi olduğunu’söyledi.

Zara’nın ortağı Inditex de fabrika denetimlerinin ‘koşulların takip edilmesi ve iyileştirilmesinin çok etkili bir yolu’olduğunu ifade etti. Şirket, Haziran ayında yaptığı denetimde ciddi ihlaller tespit ettiğini ve fabrikaya gerekli iyileştirmeleri yapması için Aralık ayına kadar süre verdiğini belirtti.

Panorama, İstanbul’daki bir diğer fabrikada da Suriyeli yetişkinlerin aralarında 10 yaşında bir çocuğun da bulunduğu Türk çocuk işçilerle birlikte çalıştığını tespit etti.


Eli Sanata Yüreği Acıya Düşen Çocuk İşçiler

”Bilmiyorduk, bizim hatamız değil demek yeterli olmaz!”

Ancak, perakende şirketlerinin, Panorama tarafından ortaya konulan sorunları durdurmak için yeterli adım atmadığını düşünenler de var.

Business & Human Rights Resource Centre’dan Danielle McMullan, markaların kendilerinin de sorumluluk altında olduğunu anlamaları gerektiğini söyledi.

McMullan, “Biz bilmiyorduk, bizim hatamız değil demek yeterli olmaz… Ürünlerin nerede ve hangi koşullar altında imal edildiğini izleme ve anlama sorumluluğuna sahipler” diye konuştu.

‘Çok düşük ücretler’

Birçok tekstil ürünü, Avrupa’ya yakınlığı ve son dakikada verilen siparişlere alışık olmasından dolayı artık Türkiye’de üretiliyor. Bu da perakende şirketlerinin yeni tasarımlarını mağazalarında daha hızlı bir şekilde satışa sunmalarını sağlıyor.

Ancak Türkiye, iş yapması oldukça güç bir yer. Özellikle yaklaşık 3 milyon Suriyeli göçmenin gelişiyle birlikte işçilerin suistimal edildiğiyle ilgili kaygılar giderek artıyor.

Birçok mültecinin çalışma izni bulunmuyor ve bunların büyük bir kısmı hazır giyim sektöründe yasadışı olarak istihdam ediliyor.

Panorama muhabiri Darragh MacIntyre, emeklerinin suistimal edildiğini düşünen onlarca Suriyeli işçiyle görüştü. MacIntyre, “Bana çok düşük ücretlerden ve korkunç çalışma koşullarından bahsettiler. Emeklerinin sömürüldüğünün farkındalar ancak bu konuda hiçbir şey yapamıyorlar” dedi.

Program ekibi, İstanbul’un arka sokaklarının birinde bulunan bir atölyede birkaç Suriyeli çocuğun çalıştığını tespit etti. Ayrıca, aynı yerde Asos markalı numulerde buldular.

Asos, bu tesiste kıyafetlerinin üretildiğini kabul etti ancak söz konusu tekstil atölyesinin onaylı bir üretim tesisi olmadığını belirtti.


Şirket yaptırdığı incelemede, 11 Suriyeli yetişkin ile 16 yaşından küçük üç Suriyeli çocuğun burada çalıştırıldığını tespit etti.

Reuters: Suriyeli çocuklar Günde 15 saat kayıt dışı çalıştırılıyorlar


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.