Obsesif kompulsif bozukluk nedir? Tedavisi var mıdır?

“Ütüyü prizde mi unuttum?”, “Arabayı kilitledim mi?” sorularını sıkça kendinize soruyor ve kontrol ihtiyacı hissediyorsanız, ellerinizi sürekli yıkıyor, simetrik olmayan şeyler sizi rahatsız ediyor ve düzeltme ihtiyacı hissediyorsanız “Obsesif Kompulsif Bozukluk” hastası olabilirsiniz.

"Obsesif kompulsif bozukluk" nedir? Tedavisi var mıdır?

Uzmanlar, tedavi edilmediği takdirde hem kişinin hem de çevresinin hayatını çekilmez hale getiren bu hastalığa depresyon gibi başka psikiyatrik hastalıkların da eklenebileceği konusunda uyarıyor.

El yıkamak, her gün düşünmeden yaptığımız sıradan ama sağlığımız için gerekli bir davranışken, elleri sık ya da gereğinden uzun yıkamak bir hastalık belirtisi olabilir. Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Polikliniği’nden Yrd. Doç. Dr. Emre Tolun Arıcı, obsesyonun (takıntı) bir düşünce olduğunu ve zihne istenmeden gelerek huzursuz ettiğini söylüyor. Bu düşüncelerin kontrol edilemez ve dışarıdan görünenin aksine kişinin elinde olmadığını da vurgulayan Arıcı, temizlik takıntısını şöyle tarif ediyor:


“Pek çok insan için temiz kabul edilen evdeki masaya dokunmak bile obsesif kişi için “ellerime kir bulaştı” düşüncesine sebep olur hatta bunun sonucunda kendine ya da başka birine hastalık bulaştırmaktan korkar. Bu da şiddetli bir sıkıntı hissi yaratır ve kişi rahatlamak için ellerini yıkar. Fakat bu durum uzun sürmez ve düşünce tekrar ederek, kısır döngüye yol açar. Hasta, sıklıkla mikrop, toz, kir gibi etkenler ile idrar gibi vücut dışkılarının bulaştığına inanır.

Telkinler hastayı zorluyor

Bu hastalara sıkça söylenen “elini yıkama, sen yapıyorsun” gibi telkinlerin kişi için çok sıkıntı verici ve zorlayıcı olduğuna da değinen Yrd. Doç. Dr. Emre Tolun Arıcı, “bulaşma-temizlik” tipine ilişkin belirtileri ve hastanın yaşadıklarını ise şöyle anlatıyor:

“Elleri yıkamak sağlıklıdır, fakat günde toplam bir saatten fazla yıkanması, yıkanmadığında yoğun sıkıntı hissedilmesi ve günlük yaşamın bundan olumsuz etkilenmesi bize hastalığı düşündürüyor. Bu kişilerde ellerin yıkanmaktan tahriş olduğunu, dışarı çıkamamaya varacak kadar temaslardan kaçınıldığına şahit oluyoruz.”


Takıntının birçok farklı tipi var

simetri takıntısı

Obsesif Kompulsif Bozukluğunun sadece temizlik takıntısıyla sınırlı olmadığını da ifade eden Arıcı, diğer türleri ise şu şekilde açıklıyor:

“Temizlik dışında sıkça görülenlerden biri de kuşku-kontrol tipidir. Bu ise evden çıkarken kapıyı kilitleyip kilitlemediğinden emin olamama, yatarken doğalgazı defalarca kontrol etme gibi hareketlerle kendini gösterir. Bunların dışında takıntı tipleri arasında; dini, cinsel içerikli, zarar vermekle ilgili olumsuz düşünceler içeren, simetri, düzen, sayı sayma, eşya biriktirmek (istifçilik) gibi çeşitleri de bulunmaktadır. Birden çok obsesyon bir arada olabilir. Zaman içinde yer değiştirebilirler, örneğin temizlik kaybolurken yerine kontroller alabilir.”

Tedavisi mümkün

Yrd. Doç. Dr. Emre Tolun Arıcı, Obsesif Kompulsif Bozukluk’un tedavi edilmediğinde tekrar edip süreğenleşebildiğini ya da şiddetlenebildiğini de belirtiyor. Hastanın el yıkama süresinin günde bir-iki saatken bu sürenin neredeyse uyanık olunan tüm zamana yayılabildiğine dikkat çeken Arıcı, bu durumun da doğal olarak aile, arkadaş ve iş yaşamını olumsuz etkileyebildiğini ifade ediyor.


Takıntıya, depresyon gibi başka psikiyatrik hastalıklar eklenebileceğini de dile getiren Arıcı, Obsesif Kompulsif Bozukluğunun tedavisinin mümkün olduğunu ve tedavi olmak isteyen kişilerin öncelikle bir psikiyatri uzmanına başvurmaları gerektiğini söylüyor.

Obsesyon hayatı nasıl olumsuz etkiliyor?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.