Türkiye, Irak ordusuna Başika kapılarını açar mı?

Irak Temsilciler Meclisinde Türk askerinin ‘işgalci güçler’ olarak tanımlanmasının ardından başlayan Başika krizinde Ankara çözüm arayışında. Başika Kampı’nın koalisyon güçlerine ve Irak ordusuna açılmasının önerildiği iddia edildi.

Türkiye, Irak ordusuna Başika kapılarını açar mı?

Başbakan Binali Yıldırım‘ın Türk askerinin Başika’da kalma konusunda kararlı olduklarını açıklamasının ardından Ankara’nın Bağdat’a “Başika Kampı’nı bölgedeki tüm koalisyon güçlerinin ve Irak ordusunun da kullanımına açalım” teklifiyle gittiği ileri sürüldü.

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Başika kriziyle ilgili olarak “Ankara ürettiği formül konusunda Bağdat’la arabuluculuk yapması için Washington’dan ricada bulunmuş. Ankara’nın da doğruladığı formül, bölgede bulunan her kesimin birbirinden kaynaklı kaygıları gidermekle birlikte, gelecekte de işbirliğini üretecek içerikte” ifadesini kullandı.


Ankara’dan Başika önerisi

Sarıkaya’nın Habertürk gazetesindeki ‘Başika önerisi’ başlıklı yazısından:

Başbakan Binali Yıldırım’ın da vurguladığı gibi Ankara, “Türk varlığının Başika’da kalmasında” kararlı.

Ancak bunu da dayatmacı değil, uzlaşmacı kararlılık içinde gerçekleştirmek istiyor.

ABD ve Irak kesimlerinden de gelen haberlere göre, Ankara krizi yatıştırıp uzlaşıyı öne çıkaracak ara formül geliştirmiş.

Ankara ürettiği formül konusunda Bağdat’la arabuluculuk yapması için Washington’dan ricada bulunmuş.

Ankara’nın da doğruladığı formül, bölgede bulunan her kesimin birbirinden kaynaklı kaygıları gidermekle birlikte, gelecekte de işbirliğini üretecek içerikte.

Ankara tarafından iletilen formül ne?

Ayrıca Başika’da bulunan ve bölgedeki birçok ordudan daha askeri disiplin ve eğitime kavuşmuş 5 bini aşkın gücün Musul operasyonunda etkin kullanımını da sağlayacak nitelikte.

Ankara, bu durum anımsatılarak şu formülü geliştirmiş:

“Başika Kampı’nı bölgedeki tüm koalisyon güçlerinin ve Irak ordusunun da kullanımına açalım. Kamptaki eğitimcilerimiz Bağdat yönetiminin belirlediği kamplarda da eğitim versin… Buradaki güçlerin Musul operasyonunda belirlenen koşullar içinde kullanılması için de Türkiye olarak katkı verelim.”

Henüz yanıt gelmemiş, ancak kabul edilmese de Türkiye oradaki varlığını sürdürmekte kararlı…

Dolayısıyla öneri, birçok sorunu ve çıkabilecek çatışma alanlarını ortadan kaldıran ve Bağdat’ı da rahatlatan nitelikte.

Çünkü Bağdat yönetimi, Başika Kampı’nda peşmerge güçlerinin eğitilmesinden hoşnut değil.

Musul’un kuzeyinin, “oldubittiyle Kürdistan yönetimine katılmış” olmasının yanında askeri güçle destekleniyor olmasından rahatsız.

Merkeze bağlı Musul’un IKBY bölgesi haline geleceği kaygısına, bir de eski Musul Valisi Nuceyfi’ye bağlı Sünni Haşdi Vatani güçlerinin de Başika’da eğitim alıyor olması, Şii Bağdat yönetiminin kaygısını daha da artırıyor.

ABD’nin konumu

ABD, sorunu çözmek için devrede olmakla birlikte arka bahçesi olarak görmesi nedeniyle Irak’ta kendisinden başka gücün aktif ve etkin olmasını istemiyor.


Ankara ile Suriye’de yaşadığı ayrışmayı, Irak’taki durumu dayatarak kendi belirlediği zemine çekmeye çalışıyor.

Örneğin, DAEŞ ile çatışacakları gerekçesiyle Sünni Türkmenlerin ağırlıkta bulunduğu Telafer’e Şii gücü Haşdi Şadi’yi sokmak istiyor.

Ankara ise buna kesinlikle karşı çıkıyor.

Benzer şekilde Şengal’de, Suriye’deki YPG’nin yansıması PKK bileşeni YBŞ güçlerini, Musul’da şehir savaşını vermesi için organize ediyor.

Türkiye bölgeye sadece ekonomik baksın, orada başka bir amaçla bulunmasın istiyor.

Ankara’ya destek veren Barzani’nin planı ne?

Musul operasyonuna katılması için Ankara’nın çağrıda bulunmasını beklediği Barzani ise kendi planını uyguluyor.

Başika’daki askeri gücünü, Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile ittifak oluşturarak çok daha güçlenen siyasi rakibi Goran Hareketi’ne karşı sergiliyor.

ABD’den de gelen 415 milyon dolar destek ve silah gücüyle operasyona destek veriyor, ancak Musul’a girmek istemiyor.

Elde ettiği Musul’un kuzey bölgesinden de Bağdat’ın tüm itirazlarına karşın çıkmayı düşünmüyor.

Hem Goran hem de Bağdat’a karşı Başika Barzani için stratejik öneme sahip olduğundan, Türkiye’yle işbirliğine de zarar gelsin istemiyor.

Türkiye açısından en büyük risk ise geçmişte de yaşandığı gibi Başika’ya yapılan DAEŞ saldırılarına Şii grupların da eklenmesi, bölgede iş yapan şirketlere ve işçilerine yönelik saldırılar.

Türkiye ise her türlü gelişmeye karşı gardını almış bekliyor.

Herkesin kendi çıkarını en öne koyduğu dönemde ürettiği formülle de uzlaşı arıyor.

Irak ile Türkiye arasındaki ‘Başika krizi’ nereye gidiyor?


Bağdat ile Ankara arasında ‘Başika krizi’ nasıl başladı?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.