Bize yeni bir Cumhuriyet değil, ‘Yeniden Cumhuriyet’ lazım

Bize Cumhuriyet lazım… Ama bu ‘yeni bir Cumhuriyet’ değil, ‘yeniden Cumhuriyet’ olmalıdır. Her türlü hegemonyacı, rantçı, imtiyazcı kişi, kurum ve sınıfların olmadığı bir Cumhuriyet…

Bize yeni bir Cumhuriyet değil, 'Yeniden Cumhuriyet' lazım

Esasen bu ülke ve halk için ilk ve tek gerçek Cumhuriyet, 1923 Cumhuriyetidir.

Çünkü o Cumhuriyet öncelikle ve varlık nedeni olarak sömürgeciliğe karşı kazanılmış bir zaferin ürünü olması bakımından ayrı, özel ve özneldir. Devamında ise karşı duruşunu ve kurtuluşunu “kuruluş” felsefesi ile en iyi taçlandırabilen ve gerçekleştirebilen olması bakımından da özel, öznel ve tarihseldir.

‘Laik ve aydınlanmacı bir Cumhuriyet’ meselesi başlı başına tarihsel bir değişimin tarihsel bir uygulaması ve pratiğidir. İşte bugün bize lazım olan da bu felsefe ve bu yaklaşımın günümüzdeki gerçekliklere uygun olarak yeniden inşasıdır. Bugün ihtiyaç duyduğumuz her şey, o gün ihtiyaç duyduğumuz şeylerin aynısıdır. Günümüzde bu ihtiyaçların yeniden belirmesi ile ilgili olarak o günün koşullarından farklı olan tek şey teknoloji ve emperyalizmin örgütlenme ve sömürü biçimlerindeki farklılıktır. Kapitalizmin değişmiş, gelişmiş finans kapital örgütlenme biçimidir.


Milli burjuvazi meselesi

O fevkalade Cumhuriyet devriminin en eleştirel, en tartışılan konusu ve içeriği bilindiği üzere “milli burjuvazisini” yaratmayı gelişmenin ve büyümenin koşullarından birisi olarak görmesi ve bunu ilerleyen süreçte oluşturmayı ve geliştirmeyi seçerek kapitalist ekonomik modeli tercih etmesidir. Oysa Cumhuriyetin ilk yılları en üretken, milli gelirin en yüksek, dış borçlanmanın yok denecek kadar az olduğu ve kolektivist ve kamu ekonomik modelin en iyi biçimde uygulanmaya başlandığı ve yürütüldüğü yıllardır.

Sosyalist bir siyasi rejimin ve doğal olarak onun gerektirdiği ekonomik modelin tercih edilmediği ancak, buna rağmen kuruluş süreçlerinde ve sonrasında sosyalist bir yapılanmanın birçok uygulamasının görüldüğü Cumhuriyet, tercih edeceği önce karma ekonomi ve sonrasında da özel mülkiyetçi tutum ile üretim araçlarını burjuvaziye teslim edecek, sonuç olarak da sınıflı gelişmemiş kapitalist bir rejimin de önünü açacaktı. Çünkü kapitalizm, iç ve dış sömürü mekanizmaları iyi çalışmayan ülkelerde asla gelişmeyi sağlamaz.

Devamında sanayileşme devrimi ve işçi sınıflarının oluşmaması konusunda Avrupa’nın çok gerisinde kalmış olmanın, dünya ölçeğinde ise ABD’nin giderek artacak olan baskıcı ve sömürgeci tavrı karşısında içerideki burjuvazinin daha da güçlenmesi ve işbirlikçi tavırlarının da belirleyici olacağı şekilde çeşitli işbirliği anlaşmaları ile dünyaya entegre olmayı tercih edecek bir ülke ve rejim olacaktı.

Sınıfsal eşitliğe dayalı emeğin ve üretimin Cumhuriyeti

Uzatmaya ve ayrıntılarda boğulmaya gerek yok. Şimdi bize geldiğimiz durum açısından tekrar bir Cumhuriyet lazım. Ama bu yetmez elbette… Cumhuriyeti yeniden inşa ederken, o gerçek ve ilk Cumhuriyetimiz olan büyük tercihe ilaveten “sınıfsal eşitliğe dayalı emeğin ve üretimin Cumhuriyeti”ni yeniden örgütlememiz gerekmektedir. Hem de tez elden.


Yoksa son on yıllardır olduğu gibi liberallerin, burjuvazinin/sermayenin gericiler ile koalisyonu sonucu mahvedilen o beğenmediğimiz 1923 Cumhuriyeti‘ne hasret kalacağımız aşikârdır.

1923 Cumhuriyeti’ni düşü, ruhu ve bilinci ile daha eşitlikçi, bilimden ve emekten yana, halkçı bir Cumhuriyet olarak yeniden ayağa kaldırmak her vatansever ve her halk sever için bir zorunluluktur.

Bu Cumhuriyet bildiğimiz ve içine doğduğumuz Cumhuriyet’tir aslında… Başka bir Cumhuriyet değil.

Ama tek bir farkla, eskiden olduğu gibi ayrıcalıklı kişi ve kurumların olmadığı, birilerinin sözüm ona Atatürk’ü istismar ederek kendi hegemonyalarını devam ettirmediği bir Cumhuriyet… Her türlü hegemonyacı, rantçı, imtiyazcı kişi, kurum ve sınıfların olmadığı bir Cumhuriyet…

Şimdi bize yeni değil, ‘yeniden Cumhuriyet’ lazım… Şimdi bize bildiğimiz o Cumhuriyeti yeniden emekçiler için, bilim için, aydınlanma ve eşitlik için inşa etmek lazım…


Şimdi bize çakalların, sırtlanların, gözü dönmüşlerin, kendi hukukunu yaratanların, talancıların, büyümeyi gelişme sananların, kısaca haramilerin egemen olmayacağı o Cumhuriyet yeniden lazım…

İnadına ‘Cumhuriyet’ inadına Atatürk!