Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve minnetle anıyoruz. Ne senden geçeriz, ne eserinden…
Nöbetçi Millet – Behçet Kemal Çağlar
Kavaklar düşen yapraklarıyla ağlıyorlar
Güller çiçekleriyle bağırlarını kanatıyorlar
Sensin ışık diye önümüzdeki
Sensin ateş diye kanımızdaki
Yaradan hey Yaradan!
Dört yıl değil bin yıl geçse aradan
Ey yanımızdaki
Beş on mermere, bir avuç toprağa sığan
Hudutsuz mavi umman hey!
Yeni kıyılar bulur, yeni yarlar kazardın
Sen her köpürüp taşmanda
Her konuşmanda
Milletin alın yazısını yeniden yazardın
Bakışların inanmayanı ezerdi
Sağ kolun bir tırpana benzerdi
Başlardı yurt tarlasında düşüncenin hasadı
Cümlelerin ya örsten kalkardı Ya çıkardı kından
Başak saçların sarkardı harman alnından
Halk, biçilmiş ekin gibi, düşerdi dizlerine
Milyonlar katılırdı sözlerine
Mıknatısa koşan zerreler gibi
Köhne kanaatler, köhne küreler gibi
Sözünde çarpışıp düşerdi
Tam sustuğun an kıyamet oldu
Tam konuştuğun ansa mahşerdi
Rab, gökte “dinleyin” derdi meleklerine
Yıldızlar girerdi yeni mahreklerine
Nehirler kavuşurdu yeni denizlerine
Halk biçilmiş ekin gibi düşerdi dizlerine
Şimdi tamamlayabilmek için tavafını
Nöbetçi olmak için Anıtkabrine
Sarmış yalın kılıçlar gibi etrafını
Tutuyor nöbet
Bu millet
Bu, vaktiyle ayaklarını ummanlar yalayan
Bu, üç kıtayı atının nallarıyla damgalayan
Bu, Atilla’yı, Timur’u, Oğuz’u
Bu, Yıldırım’ı, Fatih’i, Yavuz’u
Bu, seni yetiştiren ulu millet
Vakar ve haysiyetle dimdik
Uyanık, tetik!
Anıtkabrinde tutuyor nöbet
Dünya, dönüp dolaşıp
Boğazlaşıp dalaşıp
Ergeç ve ancak
Milli misaklarda karar kılacak
Ey en büyük usta!
Düşünen olmadı bu hususta
Senden evvel ve senden ileri
İlk müjdeyi, ilk haberi
Senden almıştı cihan
O zamandan anlayamadığına yansın!
Sen, dünyanın dönüp dolaşıp geleceği
Uğrunda milyonların seve seve öleceği
En büyük maksat için
Dünyaya ilk karşı koyansın
Nasıl içimizdeysen bütün varınla
İşte öylece dünya davalarındasın!
O ışık saçların, o alev sözlerinle
O gök gözlerinle sen
Ey ıssız geceler içinden
Bize eşsiz sabahı getiren!
Ey asırlardır dul bayrağın eşi
Ey geceyarılarımızın güneşi
Ey ışık saçlar
Ey yele kaşlar
Ey çekilmiş hançer bakışlar
Ey fikri döven şakaklar
Ey kalem parmaklar
Ey ay-yıldızlı el
Ey en güzel
Ey en büyük
Ey Atatürk!
Getir dudaklarını bir bir alnımıza koy
Dağlansın ateşinle bu soy
Oy Atatürk oy…
İrkilmez Ata çocuğu irkilmez
Zaptedilmez, Atam, zaptedilmez
Biz varken senin hisarının burçları
Bakışlarımız kılıç uçları
Bekliyoruz devrimini biz
Çökmeyeceğiz diz
İsterse hayat zehrolsun
İsterse refah kahrolsun
İsterse kurşun düşsün yanımıza belimize
İsterse geçinmek için bir dilim
Kuru ekmek geçmesin elimize
Halel gelmez bizim ateşimize
Yer sarsılsa yerinden
Dünya düşse peşimize
Ne senden geçeriz, ne senin eserinden.