İşverenin sadece mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerden kaçınmak ve oluşabilecek idari veya cezai yaptırımlardan korunmak amacıyla yeterli ehliyete sahip olmayan kişileri işveren vekili olarak görevlendirmesi kabul edilemez bir durumdur.
Türk hukuk sistemine göre işveren vekili tanımlaması başta 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve benzer bir çok Kanun ve Yönetmeliklerde yer almaktadır. İş sağlığı ve güvenliği açısından işveren vekili kavramını geniş bir açıdan yorumlamak mümkündür.
Hukuk kavramı içerisinde yapılacak bir yorumlamada; iş yerinde görevli genel müdür, mühendis, iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi hatta formen ustabaşı dahi işveren vekili olarak görevlendirilebilir. Bu konu ile ilgili ülkemiz iş hayatında en çok tartışılan husus, iş yerinde görevli iş sağlığı ve güvenliği profesyonelinin işveren vekili olarak görevlendirilmesinin ne kadar doğru olduğu hususudur.
İşveren vekili kavramı
Sosyal Sigortalar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve İş Kanunu gibi çoğu Kanun ve mevzuat düzenlemelerinde tanımlanmıştır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda işveren: “Çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar“şeklinde tanımlanmıştır. 4857 sayılı İş Kanunundan esinlendirildiği anlaşılan bu tanımdaki tek fark “İşçi” ve “çalışan” kavramlarıdır.
İş Kanununda kişinin işveren sayılabilmesi için “İşçi” çalıştırılmasına vurgu yapılırken, 6331 sayılı Kanunda ise “Çalışan” kavramı üzerinde durularak kişinin işveren olabilmesi için illaki işçi çalıştırmasının gerekli olmadığı, emrinde çalışan memurlar sebebiyle işveren sayılabileceği, sonucunda da memur işçi ayrımının kaldırıldığını ifade etmektedir.
Her iki mevzuat düzenlemesinde de işverene; emir ve talimat verme yetkisi tanınmaktadır. Çalışana (işçi ve memur) ise işverenden aldığı emir ve talimatlar çerçevesinde görev tanımı ve sözleşmesinden doğan borcunu yerine getirme görevi verilmiştir. Kamu ve özel hukukun işleyişiyle emrinde sigortalı veya kayıt dışı bir kişi dahi çalıştıran özel ve tüzel kurumlarda en üst düzey çalışan işveren sayılmaktadır.
Çeşitli tanımlamalardan yola çıkarak işveren; gerçek veya tüzel kişilik olabileceği gibi tüzel kişiliği olmayan kurum ya da kuruluş da olabilmektedir. Dernek, vakıf, belediye gibi tüzel kişiliği olan işverenlerin yanı sıra bakanlıklar, kamu kurumları gibi tüzel kişiliği olmayanlarda 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işveren tanımlamasını yapmaktadır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre işveren olma niteliği iş yerine sahip olma şartına bağlanmadığından dolayı alt işverenler de Kanunu’na göre işveren olarak değerlendirilmektedir.
Alt işveren kendi işçilerine karşı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda yer alan yükümlülüklerden sorumlu olmasının yanında her ne kadar asıl işveren kadar olmasa da iş yerinin bütününe dair iş sağlığı ve güvenliği faaliyetleri ile ilgili sorumlulukları da bulunmaktadır. / NARMANLIOĞLU: a.g.e., s.105
İşveren vekili kavramının doğuşu
İş yerlerinde çalışan işçi ve memurların iş sağlığı ve güvenliği adına bedenen ve ruhen sağlanması gereken iyilik halini tek başına işverene yüklemenin doğru olmadığı gerçeği ile birlikte sorumluluklar kısmen devredilmiş ve sonucunda işveren vekili kavramı doğmuştur.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda kişinin işveren vekili sayılabilmesi için herhangi bir kurul veya yazı istenmemiştir. Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununda ise kurul kararı veya vekalet ilişkisine bağlandığı görülmektedir.
Yine 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda işveren vekili görevlendirilmesinde işin tamamından sorumlu olma zorunluluğu aranmamıştır. 5510 sayılı kanunda ise işin bütününde söz sahibi olan makamın tercih edilmesi göze çarpmaktadır.
İşveren vekili olarak görevlendirilmek
Ülkemiz mevzuatlarına göre işveren vekili olabilmek için; işveren adına hareket etmek, işin ve işletmenin yönetiminde görevli olmak ve son olarak yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olunması gerekmektedir. İşveren, görev ve sorumlulukları çerçevesinde atayacağı işveren vekilini mutlaka iş sözleşmesinde veya vekalet oluru ile resmileştirmelidir.
Kanun maddesi baz alınarak yapılacak atamalar da ise kurul kararı ile makam sahibine bilgi verilmelidir. Kişiye yapılan görevlendirmelerde işveren mutlaka kişinin sınırlarını belirlemelidir. Aksi takdirde bu iyi niyet hali birçok hukuki zorlukları da beraberinde getirebilir.
Kendi sorumluluklarının farkında olan iyi bir işveren; iş sağlığı ve güvenliği konusunda görevlendireceği işveren vekillerini seçerken özen göstermek, söz konusu kişilerin görevlerini sağlıklı bir şekilde yürütebilecek seviyede bilgi, birikim ve yeterliliğe sahip olduğundan emin olmak zorundadır.
İşverenin sadece mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerden kaçınmak ve oluşabilecek idari veya cezai yaptırımlardan korunmak amacıyla yeterli ehliyete sahip olmayan kişileri işveren vekili olarak görevlendirmesi kabul edilemez bir durumdur.
Görevlendirildiği konuda yeterli bilgi, birikim ve ehliyete sahip olmayan kişi işveren vekili sayılamaz. Bununla beraber işveren tarafından gerekli özen gösterilmeksizin sembolik olarak görevlendirilen işveren vekilinin kendi hatası olmadıkça herhangi bir idari veya tazmini sorumluluğundan da bahsedilmesi mümkün değildir. / GÜNER – 6331 sayili kanunun isveren vekili)
İş kazaları ve meslek hastalıklarında işveren vekilinin sorumluluğu
İş kazaları, genel olarak alınması gereken önlemlerin işverenler tarafından alınmaması dahilinde meydana gelmektedir. Bu hususta Türk ceza Kanununun 85. Maddesinde ölüm ile sonuçlanan kazalarda kişiye 2 yıldan 15 yıla kadar, yaralanmalarda ise 3 ile 1 yıl arası hapis cezasının verilebileceği belirtilmiştir.
İş yerinde meydana gelen ölümlü veya yaralanmalı bir vaka da işveren vekiline kazada sorumluluk ithaf edilebilmesi için işveren tarafından ilgili konuda görevlendirilmesi ayrıca, sorumluluğu yürütebilmesi için kendisine yetki ve imkan tanınması gerekmektedir.
İşveren vekili ancak yetkisi dahilinde bulunan bir konuda sorumluluğunu yerine getirmemesi sebebiyle meydana gelen iş kazalarından dolayı kusurlu sayılabilir.
Örneğin: Yapı işleri sırasında meydana gelen bir iş kazasında gözetim yapmakla görevlendirilen iş güvenliği uzmanı, mühendis, şantiye şefi veya formen kusurlu olabilir.
İşveren tarafından söz konusu şantiyede görevlendirilen işveren vekilinin yapılan işle ilgili yeterli teknik bilgisi olmaması veya verilen sorumluluğu yürütebilecek ehliyeti bulunmaması durumunda kazanın meydana gelmesinde ihmali olduğu söylenemez. Bu durumda işveren gözetim sorumluluğunu yürütebilecek işveren vekili seçiminde özen göstermediğinden dolayı sorumludur.
İş güvenliği profesyonelleri işveren vekili midir?
Bu sorunun cevabını vermeden önce ülkemizde yürürlükte olan mevzuatlarda geçen işveren vekili tanımlamalarına bakmamızda fayda olacağını düşünmekteyim, Şöyle ki;
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda bir kişinin işveren vekili olarak görevlendirilmesi için “işveren adına hareket etme” ve “işin, iş yerinin ve işletmenin yönetiminde görev almak” şartlarını taşıması yeterlidir. Diğer bir kanun olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu madde 12’ye göre işveren vekili, işveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimsedir.
Örneğin: kamu kurumunda (SGK 4c kapsamında sayılan memur) işveren vekili sosyal sigortalar mevzuatına göre işin ve görülen hizmetin bütününün yönetimi görevini yapan en üst düzey müdürdür.
Buna karşılık tıpkı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gibi kamuyu kapsam içerisine alan 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre müdürün yanında işin bir bölümünün yönetiminden sorumlu Müdür Yardımcısı, Şube müdürü, İSG profesyonelleri, işveren vekili olarak kabul edilebilir.
Bu durumdan ötürü iş yerinde iş güvenliği uzmanları iş yeri hekimleri yeterli birli ve tecrübeye sahip olmaları halinde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre işveren vekili olarak görevlendirilebilirler.
Sonuç ve sorular:
- 6331 SAYILI Kanun’da geçen “İşveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işveren vekilleri, bu Kanunun uygulanması bakımından işveren sayılır.” Hükmü mutlaka sınırlandırılmalıdır.
- Mahkeme süreçlerinde İSG profesyonellerinin ceza ve taraf olmalarını sağlayan en önemli unsur nedir?
- 6331 sayılı Kanuna göre İşveren vekili olmak için herhangi resmi karar veya yazılı bir atamaya gerek olmadığı anlaşılmakta. Bu durum işletmedeki iş güvenliği profesyoneli olmayan sadece danışmanlığını yapan bir mühendisi de kapsamakta mı?
- İş güvenliği uzmanlarına açılan rucu davalarının dayanağı nedir?
- İşveren vekili olabilmek için parasal harcama kalemi yetkisi olmak zorunda mı?
- İş güvenliği profesyonelleri Çalışma Bakanlığı ile yaptığı sözleşme gereğince Bakanlık adına takip yaptığı söylenebilir. Bu doğrultuda iş güvenliği profesyonelleri Bakanlığın mı? yoksa İşverenin mi? vekili oluyor!
- İSG katip atamasına göre ayda 5 saat firma ziyareti yapması gereken profesyonelde işveren vekili sayılabilir mi?