Ürdün’deki antik yapılardan Khatt Shebib Duvarı, gizemini koruyan arkeolojik bulgulardan biri. Bu kısa duvarlı dairelerin hiçbirinde insan ya da hayvanların geçişine izin veren bir boşluk bulunmuyor. 106 kilometre boyunca devam eden duvarın bazı kısımlarında iki duvar yan yana uzanıyor. Bazı kısımlarda ise duvar farklı kollara ayrılıyor.
Khatt Shebib duvarı
Arkeologların aklını karıştırmaya devam eden 2 bin yıllık olduğu düşünülen daire şeklindeki bu taş yapıların neden orada olduklarını ve ne amaçla yapıldıklarını kimse bilmiyor. Üstelik Khatt Shebib Duvarı Ürdün’de bulunan antik yapılardan yalnızca biri.
Günümüzde “Khatt Shebib” olarak bilinen duvarın varlığından 1948 yılında ilk bahseden Ürdün’deki bir İngiliz diplomat olan Sir Alec Kirkbride. Kirkbride Ürdün’de uçakla seyahat ederken “ülke boyunca uzanan ve görünür bir amaca hizmet etmeyen taş bir duvarı” fark etti.
Şimdi ise, hava fotoğrafları kullanarak, yolun kalıntılarını inceleyen araştırmacılar duvarın Kuzey/Kuzeydoğu yönünden Güney/Güneybatı yönüne doğru 106 kilometre boyunca devam ettiğini keşfetti. Duvarın bazı kısımlarında iki duvar yan yana uzanıyordu.
Bazı kısımlarda ise duvar farklı kollara ayrılıyor
Duvarı araştıran Western Avustralya Üniversitesi’nden profesör David Kennedy ve Oxford Üniversitesi’nden Rebecca Banks, yazdıkları makalede “Çıkıntıları ve iki paralel duvarın birlikte devam ettiği kısımları eklersek duvarın toplam uzunluğu 150 km’yi bulabilir” diyor.
Günümüzde duvar harabe durumunda olsa da “orijinal halinde bile duvarın uzunluğu 1 metreden, genişliği de yarım metreden fazla olamazdı” diyor araştırmacılar.
Khatt Shebib duvarı boyunca arkeologlar ayrıca, tahmini olarak 100 adet, sözde kule kalıntıları buldu. Kulelerin çapı 2 ila 4 metreydi. Araştırmacılar, kulelerden bir kısmının duvar inşa edildikten sonra yapıldığını söylüyor.
Kulelerin büyük ihtimalle birçok farklı işlevi vardı
Kennedy Live Science’a yaptığı açıklamada “Bazıları sığınak yerleri, geceyi geçirecek güvenli bir yer olarak kullanılmış olabilir. Bazıları gözetim ya da nöbet yeri olarak kullanılmış olabilir. Belki de bazıları, avcıların, av hayvanı kendisine yaklaşana kadar saklanıp bekleyebileceği yerlerdi” diyor.
Yapılan araştırma arkeologlar için duvarın ne zaman, kim tarafından ve neden inşa edildiğine dair yeni sorular gündeme getirdi.
Kennedy, şu ana kadar tarihlendirme konusundaki tek bilgilerin, kulelerde ve duvarın çevresindeki diğer yerleşimlerde bulunan çanak çömleklerden geldiğini söyledi. Buna göre duvar büyük ihtimalle MÖ 312-MS 106 arasında hüküm süren Nebatiler ve MS 661-750 yılları arasında hüküm süren Emeviler arasında bir zamanda yapıldı.
Bu yaklaşık 500 yıllık zaman aralığı içinde Ürdün’e hükmeden krallık ya da imparatorluklardan birinin duvarı inşa etmiş olma olasılığına karşın, duvar büyük bir devlet tarafından inşa edilmemiş de olabilir. Kennedy ve Banks “Yerel toplumların, komşularının yaptığı şeyi görüp ve faydalarından ikna olup, bu uygulamayı yani duvar inşa etmeyi kopyalamış olması da mümkün” diye yazıyor.
Duvarın amacının ne olduğu hala bir gizem
Kennedy ve Banks’e göre, duvarın alçak ve dar olması savunma amaçlı inşa edilmediğini gösteriyor.
Duvarın batı tarafında, doğu tarafına göre tarım yapıldığına dair daha fazla kanıt bulunması, duvarın göçebe avcı toplayıcılar ile tarımcılar arasında bir sınır olduğunu düşündürüyor, diyor araştırmacılar. Ya da başka türlü bir sınırı da temsil ediyor olabilir.
Duvar hakkında daha fazla bilgiye sahip olabilmek için daha fazla arazi çalışması yapılması gerekiyor. Kennedy ve Banks “Hava fotoğraflarıyla yapılan hava arkeolojisi duvarın tarihi ve amacı gibi soruları cevaplamaya yardım edemez. Bunun için arazı çalışması yapılması gerekiyor” dedi.