Hemşehri ise görmezden gel. Tuttuğun takımı tutmayana küfür et. Senin okulunda okumayanlar cahil. Sizin mahallenin insanları bir başka… Burası sadece kendisi gibileri sevenlerin ülkesi!
Arkadaşımla buluştuk, bir yere gidecektik
Yola çıkmadan saç tıraşı olmak istedi. Sokak arasında bir berber dükkanı bulduk. Arkadaşımı tıraş eden berber, diğer berberin tıraş ettiği müşteri ile yakın zaman içerisinde gerçekleşecek seçimlere dair konuşuyordu.
Berber, müşterinin kime oy vereceksin sorusuna cevap verdikten sonra sözlerine devam etti, “Adam hırsız, şerefsizin önde gideni. Ama oyumu yine ona vereceğim. Çünkü hemşehrim”.
Televizyonda bir spor programı izliyorum
Birbirleriyle maçı olan 2 takımın taraftarları stüdyoda ayrı ayrı oturtulmuş. Sırayla söz alıp birbirlerine sataşıyorlar. En sonunda ateşli bir genç arkadaş mikrofonu aldı eline. Biz x spor taraftarıyız. Biz x sporluyuz. Bizim duruşumuz var. Diğer takım taraftarları gibi başkasından minnet beklemeyiz dedi.
Dürüstçe içinden ne geliyorsa söylüyordu. Karşı takım taraftarları arasında öz kardeşi ya da can arkadaşı bile olsa kavga etmeye, onları aşağılamaya hazırdı. Çünkü kendi takımını tutmayan herkes onun düşmanıydı.
Ben, bilmem ne lisesinden mezunum. Bilmem ne lisesi ayrıcalıklı bir okuldur. Bizim okuldan mezun olanlar hep iyi yerlere gelirler. Üstünüzdür yani diğer okullardan mezun olanlardan. Bir kere cahil değilizdir. Okulumuz bize uzun yıllara dayanan kültürüyle dünya görüşü edindirmiştir.
Eminim bizim okul haricinde iyi eğitim veren birçok okul vardır. Ancak işe eleman alacak olsam bizim okuldan mezun olmuş biri varken diğer başvuranlar ağızlarıyla kuşta tutsalar onları seçmem. Çünkü kişi farkında olmasa da bir misyoner, okulunda misyoner olarak yetişmiş ve kendisini üstün bir zümreye ait görüyor.
Doğma büyüme bu mahalleliyiz. Söylemesi ayıp burası farklı bir mahalledir. Burada herkes kalitelidir. Bizim mahallede trafik kazası, kavga gürültü falan olmaz. Ufak tefek sorunlarda sözüne itibar edilen ağabeylerin araya girmesiyle dakikasında çözülüverir.
Fakat aşağıki mahalle öyle mi?
Nereden geldikleri belli olmayanlar doluşmuş. Patırtısı, vukuatı hiç bitmez. Serserisi eksik olmaz. Anlayacağınız bizim mahallenin bir ferdi olmak ayrıcalıktır. Çünkü bu insanın dünyası aslında mahallesi ile sınırlıdır. Sadece kendisi değil, belki de ebeveynleri de aynı mahallede doğup büyümüş ve ebeveynlerden çocuklara mantalite aktarımı yapılmıştır.
Üstelik buradaki aktarım sadece mahallelilik ile de sınırlı değildir. Din, siyasi görüş, yaşam tarzı, hatta hobiler bile ebeveynlere göre şekillenmektedir. Ve bu kalıpların dışındaki tercihler onlara göre yanlış ve kötüdür.
Hepimiz olmasa da birçoğumuz hemşehriciyiz, fanatiğiz, misyoneriz, ailelerimize göre şekillenmişiz. Belki daha da ilerisi komitacıyız, basmakalıpçıyız ve faşistiz. Niye mi? Çünkü kendimiz gibilerle belli bir kalıba göre şekillenip yetişiyoruz ve bu nedenle de sadece kendimiz gibileri seviyoruz.