Bu ülkede mutlu yaşayan insanlar vardı, unuttunuz!

Unuttuk mu şimdiden? Evet, belki çok acıklıydı, belki yalandı, kurguydu, belki gerçekti yasaklandı filan ama Türk askerlerinin IŞİD tarafından yakıldığının gösterildiği videoda böyle bir söylem olduğu iddia edildi bir süre sosyal medyada: “Bizi unuttunuz…”

Bu ülkede mutlu yaşayan insanlar vardı, unuttunuz!

Yeni yılda hafıza bedeva

Şimdi ABD’nin Ay’a bile ayak bastığını arkadaki bayrağın dalgalanmasından sorgulayan bir milletin neferiyim ben. Bir sürü komplo filmiyle, hatta komplo filmlerinin bizzat içinde büyüdüm. Öyle hemen inanmam. “Doğruydu söylenenler, onun için yasaklandı sosyal medya” filan diye bir iddiam da yok. Her biri bir öncekinden umutsuz bir yeni yıla girerken ne doğru ne yanlış onların tartışmasını yapacak mecalim de yok zaten. Söylendi mi bilmem ama orada 2016’nın özeti gibi bir cümle var onu biliyorum: “Bizi unuttunuz…”

Bu ülkede her şeye rağmen mutlu yaşayan insanlar vardı. Unuttunuz!

Ege’den Avrupa’ya kaçmaya çalışan mülteciler değil, “Anadolu’dan Avrupa’ya kısrak başı gibi uzanan” bir memleket vardı. Bu memleket vardı. O memlekette bir hayal vardı: “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür. Bir orman gibi kardeşçesine.”


Unuttunuz.

“Ecdadımız” dediğiniz köklerin içinde sadece Sunni bir Osmanlı değil, Aleviler, yörükler, Museviler, Ermeniler, Çerkesler, Hristiyanlar, hatta Şamanlar da vardı.

Her yıl sanki yeniden fethedermişçesine kutladığınız İstanbul’un fethini yapan Fatih Sultan Mehmet; sadece kılıç kuşanan, at üstünde savaşan bir komutan değil, aynı zamanda koca toplar yapan bir mühendis, ilk defa kendi resmini yaptıran bir sanatsever, annesi devşirme Hristiyan olan ve tüm dinleri bağrına basan bir bağışlayıcı liderdi.

Unuttunuz.

Bir lider daha vardı bizi bize yeniden hatırlatan. Türkiye’yi Orta Çağ’dan çıkaran, himaye altında değil, hakimiyet içinde yaşamamızı sağlayan.

Adını bile unuttunuz!

İçinde yapay çiçeklerin, mangal yapılan çimenlerin değil, doğanın olduğu parklar vardı. Çocukların ağaçlardan meyve topladığı, saklambaç oynadığı mahalleler vardı. İnşaat sesleri değil, arada kuşların, esnafların da sesleri duyulurdu o mahallelerde. Semt bizim kültürümüzdü. Samimiyetimizdi. Trafiksiz seyahatimizdi.

Unuttunuz.


Bu ülkede mutlu yaşayan insanlar vardı, unuttunuz!

Bu ülkede öyle ya da böyle işleyen bir yargı, tecrübesiyle doğru yolu bulan kolluk kuvvetleri, savaşmayı bilen eğitimli askerleri vardı. Bu ülke insanıyla, bağımsızlığıyla, kültürüyle güçlüydü.

Kimisini hapiste kimisini sınırın ötesinde unuttunuz!

Bu ülkede orta sınıf diye bir şey vardı. Kriz mıriz vız gelir, teğet geçerdi. Kadınlar, küçük çocuklar sokaklarda özgürce gezerdi. Çiftçiler tarlasını TL’yle ekerdi. Meclise sadece tüccarlar değil, milleti temsil eden vekiller de girerdi. O vekilleri hem köylüler hem şehirliler birlikte seçerdi. Köylü milletin efendisiydi. İnsanlar sadece büyük şehirlerin varoşlarında değil, kendi memleketlerinde, kasabalarında da yaşardı. Hiçbir şeyimiz olmasa umudumuz vardı be!

Onu da unuttunuz.

Koltuklarda sadece aklı başında bir adam değil, en azından birkaç kişi de olurdu. Hainden, dolandırıcıdan, milletini unutanlardan, yahu hepsinden olmasa bile en azından bazılarından hesap sorulurdu. Onu bile unuttunuz.

Koyun olsak bile en azından koyun olduğumuzu biliyorduk. Şimdi hangi canlıya denk düşüyoruz onu bile hatırlamıyoruz.

Unuttunuz, unutturdunuz!

Yeni yılda, kaldıysa zihnimizde azıcık elektrik, şu hafızaları tazeleyelim mi? Paramız kalmadı ama beyin, hafıza bedava. Alalım mı bir doz, “Biz kimdik?” Değişmese de giderek uzaklaşsak da bir “muasır medeniyetler seviyesi” vardı hedefimiz. Onu da geçtim en azından burada yaşamak için bir nedenimiz vardı be.

“Bizi asla unutmaz geç de olsa bizi kucaklar” dediğimiz devlet kendinden başkasını düşünmemeye devam ederse “Asla bitmez” dediğimiz memleket sevgisi de bir gün biter. Bu topraklarda, bu topraklara ait olmayan ne kadar insan varsa onlarla yaşarsınız kardeş kardeş. Ne onlar sizi tanır, ne siz onları. Hani eskiden dutluktu ya, böyle devam ederseniz kıtlık olacak buraları.


Şimdi yeni yılda tüm bunları bırakıp çam ağaçlarına takılacaklara buradan selam olsun. Ho ho ho!

Yeni yıla yok olarak başlamak

Uzak Doğu’da yeni yıla taze bir başlangıç


Özgür Uysal
12 Yapım şirketinin yöneticisi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi lisans, Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Yüksek Lisans diplomalarına sahip. Cosmopolitan dergisinde Seks ve İlişkiler üzerine yazıyor, Kadıköy Life ve Tourmag dergisilerinde konuk yazar olarak röportajlar yapıyor.