İntihar saldırılarını önlemek için neler yapılmalı?

Kendimizi eskisine göre daha emniyetsiz ve tehlikeye açık hissediyoruz. Artık hiçbir yer bize güvenli gelmiyor. Terörist grupların, insanların özgürce hareket ettikleri alanları kısıtlama ve tamamen yok etme gibi bir stratejileri var. Hem az maliyetli hem de kesin şekilde ölümcül olan intihar bombacıları bu iş için kullanılan en son silahlar.

İntihar saldırılarını önlemek için neler yapılmalı!

Önce otobüse binip binmeme konusunda biraz tedirgin oluyoruz. Sonra, alışveriş merkezine gitsem mi gitmesem mi diye düşünüyoruz. Daha sonra sık sık uğradığınız kafede uzun uzun oturma konusunda iki kez düşünmeye başlıyoruz. Bundan böyle takımımızın maçına bile korkarak gidecek belki de televizyondan izlemeyi tercih edeceğiz.

Teröristler, büyükşehirlerdeki insanların huzur içinde sosyalleşebileceklerini düşündükleri bir kaç önemli yeri hedeflerine koymuş görünüyorlar.


Birçok ülke, intihar saldırılarına giden yolu tanımayı ve bu tür saldırıları gerçekleştirmeye yönelik adımları engellemeyi öğrendi. Bunu bizim de öğrenmemiz şart. Peki nasıl?

Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, bu konuda önemli bilgiler verdi:

Beşiktaş saldırısının amacı…

“Terörizm, bir terör saldırısından direk etkilenen kurbanlara verilecek zararın çok ötesinde, genel halk üzerinde belli bazı psikolojik etkiler oluşturmayı hedefliyor.

Beşiktaş merkezli saldırıların amacı; polis ne tedbir alırsa alsın, bunun bir şeyi değiştirmeyeceği mesajını vermek. Amaçları halkın devletin vatandaşları koruma ve savunabilme gücüne duydukları güveni zayıflatmak ve bu sayede teröristlerin istismarına uygun korku ve tehdit ortamı oluşturmak.

Mesela İsrail’in bütününde, bu strateji başarıya ulaşamadı fakat insanların günlük hayattaki davranış şekillerini ciddi ölçüde değiştirdi, ki bu da halkın moralinin bozulmasında ve teröre karşı direnme gücü ve iradelerinin kırılmasındaki ilk aşama oluyor.

Teröristler, huzur içinde sosyalleşebileceğimizi düşündüğümüz bir kaç yeri hedeflerine koymuş görünüyorlar.

Kimsenin bir kahve içmek için bile dışarı çıkmaz olduğu, restaurantlara gitmediği, sadece gruplar halinde birbirlerinin evlerine gidip geldikleri bir ortam hedefliyorlar.

Fransız filozof Gaston Bouthoul’un yıllar önce söylediği gibi, “Teröristler, kimden geldiği belli olmayan ve tanımlanamayan tehditler çok büyük endişeye sebep olurlar. İnsanlar arasında korkuyu bir bulaşıcı hastalık gibi yaymak isterler, insanları bu tehdit altında yerlerinden kımıldayamaz hale getirmek ve onların kendilerine boyun eğmelerini hedeflerler.”

İşte terör gruplarının tam manasıyla yapmaya çalıştığı şey bu. İntihar bombacılarının hedefi insanları paranoyak haline getirmek, öyle ki insanlar evlerinden çıkıp mahallelerindeki bakkala dahi gitmekten korksunlar. Teröristler, düşman olarak gördükleri toplumdaki ılımlıları kendi taleplerini kabul ettirme noktasında, tamamen taleplere boyun eğmeleri beklenmese de, zorlamayı umarlar. Düzenli aralıklarla ve parça parça gerçekleştirdikleri saldırılarla ulaşmak istedikleri hedef bu.

En akıllı bomba: Canlı bomba

İntihar saldırıları

İntihar saldırılarının temel özellikleri ve bu tür saldırıların terör örgütleri tarafından çok cazip görülmesi evrensel bir gerçeklik: Canlı bomba saldırıları hem maliyet olarak ucuz hem de etkili. Diğer terör eylemlerine kıyasla, canlı bomba saldırıları daha az karmaşık ve daha dikkat çekici. Bu tür eylemlerin medyada yer bulmaması gibi bir şey söz konusu değil. İntihar bombacısı bir nevi akıllı bomba.

Belki de en önemlisi kusursuzca gerçekleştirilen canlı bomba saldırıları toplumları birbirine bağlayan güven duygusuna hasar veriyor. Şüphe yok ki bütün bu sebepler intihar saldırılarının neden Orta Doğu’dan Sri Lanka’ya, Türkiye’ye, Arjantin’e, Çeçenistan’a, Rusya’ya, Cezayir’e ve son olarak ABD’ye kadar yaygınlaştığını açıklıyor.

Olay yerine tek başına gelmiyorlar

Bu eylem tek bir kişi tarafından organize edilmiyor. İstisnasız şekilde, hiçbir canlı bomba eylem yapacağı yere tek başına gelmiyor. Her zaman ona eşlik eden biri mutlaka oluyor.

Gerçekleştirilen intihar saldırılarının arkasında yer alan örgütler çok farklı unsurlardan oluşuyorlar. Levazımcılar patlayıcıları ve (civata, somun, çivi ve benzeri gibi) bomba yapımı için gerekli olan diğer materyalleri temin ediyorlar. İşinin ehli bir mühendise ihtiyaç olmadan, becerikli bir teknisyen de bir bombayı imal edebiliyor.

Patlayıcı materyaller ceplerin içine yerleştiriliyor ve bu cepler bir keten bezi ya da kot bir kemer veya bir yeleğin üzerine dikiliyor, sonra bunlar bir fünyenin üzerine yerleştiriliyor. Bu fünyenin de çoğunlukla basit elle çalışan bir kontrol mekanizması oluyor.

Operasyon için harekete geçilmeden önce, “kollayıcılar” bombacıyı güvenli bir yerde alıkoyuyor, şehitlik sürecinin son hazırlıklarında onu ailesinden, arkadaşlarından ve dış dünyadan uzak tutuyorlar.

Bir film ekibi de bombacıyla ilgili bir şehitlik videosu çekiyor, bunun amacı hem bombacının son anda eylemden vazgeçmesini önlemek hem de daha sonra bu videoyu propaganda ve örgüte yeni canlı bomba katılımları için kullanmak.

Bu arada keşif ekipleri de çoktan eylemin gerçekleştirileceği yeri de gözlemlemiş ya da o yerle ilgili bilgi toplamış oluyorlar ve bu bilgileri de bombacının gözetmenlerine iletiyorlar. Güvenlik güçleri tarafından tespit edilmeme konusunda oldukça yetenekli olan gözetmenlerin göreviyse, canlı bombayı hedeflenen eylem yerine mümkün olan en yakın noktaya getirmek.


Teröristler ölümcül derecede esnek ve yaratıcılar

Üzerine bomba yerleştirmiş bir insan, bir pazar yerine bırakılmış saatli bombaya kıyasla daha tehlikeli ve böyle bombalı bir saldırıya karşı önlem almak çok daha zor. Bu canlı bombalar, eylemlerinde maksimum düzeyde zarara sebep olmak için hedefledikleri alandaki insan yoğunluğuna ya da azlığına ve alınmış güvenlik önlemlerine göre son dakika değişiklikleri yapabiliyorlar.

150 Dolarlık savaş silahı: Civata, somun, vida, bilye…

Civata ve somunlar, vida ve bilyeler, herhangi bir metal parçası ya da bozulmuş makine parçaları ev yapımı patlayıcılarla birleştiriliyor, sonra bir canlı bombanın vücuduna sarılıyor ve bu canlı bomba insanların bir arada olduğu otobüs, tren, restaurant, kafe, süpermarket, alışveriş merkezi, bir cadde köşesi ya da gezme alanı gibi herhangi bir yere gönderiliyor.

Bu tür saldırıların maliyeti çoğunlukla 150 doları geçmiyor ve bu saldırılar için bir kaçış planına da gerek olmuyor. Kaçış planları terör saldırılarının en zorlu kısmıdır. Ayrıca bu saldırılar neredeyse istisnasız ölümle sonuçlanıyor.

Amerikan düşünce kuruluşu Rand Corporation’ın uluslararası terör eylemleri kronolojisi verilerine göre, canlı bomba saldırıları diğer terör saldırılarına göre dört kat daha fazla sayıda kişinin ölümüne sebep oluyor.

Bu malzemelerin satışı kontrol altına alınmalı

Teröristlerin bomba yapımında kullandıkları amonyum nitrat, gübre, boru, pil, tel ya da genel olarak patlayıcı yapımında kullanılan kimyasalları üreten işletmelere, şayet kendilerinden çok büyük miktarlarda bu maddelerden satın alanlar olursa, konuyla ilgili yetkilileri uyarmalarını söyleyin. Bu malzemelerin herhangi birisiyle ilgili soru soran müşterilerle ilgili bilgileri polisle paylaşmak çok faydalı olabilir.

Restaurant, kafe ve barlara canlı bomba önlemi

Neredeyse dünyanın her yerinde bir kişinin bir restaurant, kafe ya da barın kapısını açarak içeri girmesi, kendine bir yer bulup oturması ve bir yemek ya da içecek söylemesi çok sıradan ve basit bir eylem olarak görülür.

İsrail’deyse böyle bir yere gidip, oturma işi biraz karmaşıktır. Karşınıza çoğu zaman silahlı bir güvenlik görevlisi çıkar, müşterilere silahlı olup olmadıklarını sorar, sonra bomba düzeneği ya da patlayıcı maddelerin sarılı olduğu bir kemer ya da yelek var mı diye baştan aşağı bu kişilerin vücutlarını şöyle bir kontrol eder.

Bir güvenlik görevlisi tutmaya maddi olarak gücü yetmeyen ya da bu masrafı müşterilerine yüklemek istemeyen işletmelerse kapılarını kilitlerler. Bu tür yerlere girmek için kapıyı çalmanız gerekir, içerdekiler kapı deliğinden hızlıca bakar ve gelen kişinin güvenli olup olmadığı ve içeriye alınıp alınamayacağıyla ilgili hemen orada bir karar verirler.

Bir yıl önce hiç hayal bile edilemeyecek bir uygulama şu anda sadece bir rutin olmakla kalmıyor aynı zamanda insana kendini güvende de hissettiriyor. Bu artık yeniden tanımlanmış bir normalliğin gereği oldu.

Otobüsler canlı bombaların en çok tercih ettikleri hedefler

Türkiye’de henüz denenlenmemiş olsa da otobüsler canlı bombaların en çok tercih ettikleri hedefler olmaya devam ediyor.

Kış ve yaz mevsimi intihar saldırısı yapmak için daha uygun mevsimler çünkü otobüslerin kapalı camları (ısınmak için ya da klimayla soğutmak için kapatılmış) patlamanın şiddetini arttırıyor ve bombanın öldüreceği insan sayısını maksimum seviyeye çıkarıyor.

Şarapnel yağmuru insan vücudundaki etleri parçalıyor, kemikleri kırıyor, şok dalgası akciğerleri yırtıyor ve diğer iç organları parçalıyor. Otobüsün yakıt tankı patladığındaysa, ortaya çıkan ateş topu yanıklara sebep oluyor ve yangın dumanının solunmasıyla solunum yollarında hasar meydana geliyor.

Bütün bunların hepsi mütevazı bir yatırımın büyük getirisi olarak ortaya çıkıyor. Bir otobüsün içindeki iki ya da üç kiloluk bir patlayıcı, sokağa, bir alışveriş merkezine ya da bir restauranta bırakılmış 20-30 kiloluk patlayıcının öldüreceği sayıda insanın ölümüne sebep oluyor.

Camlar dağılmamalı, koltuklar yerinden çıkmamalı

Sıradan malzemelerin şarapnel olarak kullanılmayacak şekilde emniyete alınmasına dikkat edilmeli. 11 Eylül saldırılarından sonra bu konuyla ilgili bazı önlemler alındı, mesela parklardaki banklar sabitlendi, önemli binaların çevresine bariyerler yerleştirildi vb. Ama daha fazla önlemin alınması gerekiyor.

Mesela, metrolar ve otobüslerin camları dağılmaz camdan olmalı, koltukları ya da diğer donanımları kolay yerinden çıkan ve parçalanan cinsten olmamalı. İsrail, yaşadığı bu saldırılardan sonra, toplu taşıma araçlarındaki malzemelerin gözden geçirilmesi gerektiğini öğrendi. İsrail’deki otobüslerin ve otobüs duraklarının sade ve basit olmasının sebebi de bu.

Toplu taşımayla seyahat ederken aksesuar takmayın

Toplu taşımayla seyahat ederken saat, kolye ve benzeri aksesuar takmayın. Patlama anında bu tür aksesuarlar şarapnele dönüşür ve ölümcül yaralar açar.

İsrail, Sri Lanka VE Irak’ın tecrübelerinden yararlanılmalı

Polis, asker ve istihbarat örgütlerinin, intihar saldırılarının planlanma aşamasından başlayarak, potansiyel bir saldırı öncesinde, anında ve olay yerinde işe yarayacak tedbirler alabileceklerini belirten Psikolog Mehmet Başkak, çok uzun yıllardan beri intihar saldırılarından muzdarip olan İsrail, Sri Lanka ve Irak gibi ülkelerin tecrübelerinden, yola çıkarak, tedbirler alınabileceği ve intihar terörizmi tehdidinin ciddi ölçüde azaltılabileceğini sözlerine ekledi.


İntihar bombacılığı ilk olarak 1983 yılında Lübnan’da ortaya çıktı. 10 yıl sonraysa bu saldırı türü İsrail’de kullanılmaya başlandı. Bugün ise Orta Doğu’dan Sri Lanka’ya, Türkiye’den, Arjantin’e, Çeçenistan’dan Rusya’ya, Cezayir’e ve son olarak ABD’ye kadar yaygınlaştı ve rutin bir güvenlik problemi haline geldi.

Video: Polisin üstüne yürüdüğü canlı bombanın patlama anı


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.