Kar esaretini aile içi iletişim fırsatına çevirebilirsiniz

Kış mevsimiyle beraber havaların soğuması, kar yağışının etkili olması ve olumsuz hava koşulları nedeniyle birçok şehirde okulların tatil edilmesi, evlerde daha çok zaman geçirmek için bir fırsat olarak değerlendirilebilir.

Kar esaretini "aile içi iletişim" fırsatına çevirin!

Böyle zamanlarda bir araya gelen aile fertlerinin ortak paylaşımlarda bulunarak iletişimlerini artırabileceğini belirten uzmanlar, “Ortak film izlenebilir, oyun oynanabilir. Özellikle ailenin birlikte yemek yediği ya da çay içtiği saatlerde televizyon, cep telefonu ve internet kapatılmalı, bu saatler sohbet edilen zamanlar olarak değerlendirilmeli” tavsiyesinde bulundu.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Polikliniği’nden Uzman Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, hava ve iklim koşulları nedeniyle kışın ev dışında geçirilen zamanların kısıtlandığını belirterek bu durumun aile içi iletişimin artırılmasında ve aile bağlarının güçlendirilmesi için önemli bir fırsat olarak değerlendirilebileceğine dikkat çekti.


Soba anılarını neden unutamıyoruz?

Selvinaz Çınar Parlak, çocukluk dönemindeki soba anılarının daha sık hatırlanmasının da bu açıdan anlamlı olduğunu belirterek “Kış mevsimi pek çok canlı türünde olduğu gibi insanlarda da dış mekan aktivitelerinin azalmasıyla iç dünyaya çekilmeye yol açıyor. Kendini dinleme, anlama ve baharda yenilenme ile sonlanacak bu süreç ötekine daha yakınlaşmayı da sağlayabilir” dedi.

“Soba anıları” oluşturmak mümkün

Kar esaretini "aile içi iletişim" fırsatına çevirin!

“Aile üyelerinin evde geçirilen sürede ortak rutinler oluşturmaları ve böylelikle bağlarını güçlendirmeleri mümkün” diyen Parlak, “Akşam yemek zamanının herkes için ortak olması, aile üyelerinin teknolojiden uzak sohbet ettikleri vakitler yaratmaları, televizyon, cep telefonu ve internetin kapalı olduğu sadece birbirlerini dinledikleri ritüeller oluşturmaları ve kış boyu bunu korumaları, anlatılagelen soba anıları gibi sıcak aile anıları biriktirmelerini sağlar” diye konuştu.


“Anlar” yaratmak gerek

Uzaktakinin çok yakın olduğu, çok fazla uyarının olduğu ve çok hızlı bilgi akışının sağlandığı günümüzde bireylerin birbirini dinlemek ve anlamak için yeteri kadar vakit ayırmadıklarını belirten Parlak, “Bu nedenle teknolojiden uzak, sadece aile üyelerinin paylaşımlarının olduğu anlar yaratmak gerek. Yaratma kelimesi burada özellikle seçilmiştir çünkü bu modern hayatın hızlı ritmi içerisinde kendiliğinden gelmez. Bu nedenle aile kendisine rutinler oluşturmalıdır. Örneğin akşam yemek saatinde ya da yemekten sonra çay saatinde televizyon, cep telefonu ve internet kapatılıp kısa bir süre sadece sohbete ayrılabilir” tavsiyesinde bulundu.

İletişim arttıkça aile bağları güçlenir

Pek çok kişinin akşam dinlenirken film, dizi izlediğini ya da sosyal medyada vakit geçirdiğini hatırlatan Selvinaz Çınar Parlak, “Bu aktiviteler de ortak yapılabilir. Anne-babalar çocuklarıyla film-dizi izleyip aynı zamanda üzerine tartışabilir, birlikte sosyal medyayı takip edip bilgi paylaşımı yapılabilir. İletişimin aktif olduğu evlerde aile bağları da daha güçlü olacaktır. Her birey kendi öznelliğinde içe kapanmaya ve yalnız kalmaya ihtiyaç duyabilir. Ancak iletişimin açık olması, aile rutinleri ve ortak aktivitelerin varlığı bağlılık duygusunu kuvvetlendirecektir” dedi.

Oyun yetişkinlerin de ihtiyacı


Oyun oynama ihtiyacının çocukluğa özgü olsa da yetişkinlerin de oyunun getirdiği heyecan ve rahatlamaya ihtiyaç duyduklarını kaydeden Parlak, “Kış mevsiminde dış aktivitenin azalması evde geçirilen sürenin artması, ortak aktiviteler yapmaya da imkân sağlar. Ebeveynler çocuklarıyla oyun oynayabilir, aile üyelerinin beraber oynayabildiği sanal ve özellikle gerçek oyunlar herkes için rahatlama ve gevşeme sağladığından “aile” ve “ev” algısını olumlar ve bağlılığı arttırır. Çocukla oyun, genç oyunları, sanal oyunlar vb. pek çok aktivite evinizi ve içinizi daha da ısıtıp iyi hissetmeyi sağlayacaktır. Birlikte eğlenmenin aile için önemli bir işlev olduğu dikkate alınıp geliştirilmelidir” tavsiyesinde bulundu.

Ergenlik döneminde öğretmen ve aile ilişkisi nasıl olmalı?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.