İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi, 2016’nın son sergisinde Amerika doğumlu, Güney Afrikalı sanatçı Roger Ballen’ı bir retrospektifle konuk ediyor.
Çağdaş fotoğraf sanatının en sıradışı ve üretken fotoğrafçılarından olan Ballen’ın sergisi, sanatçının 1980’lerden günümüze yaptığı üretimlerin izini sürüyor.
Çağdaş fotoğrafçılık alanında 21. yüzyılın en önemli isimlerinden Roger Ballen’ın Türkiye’deki ilk sergisi 28 Aralık 2016 – 4 Haziran 2017 tarihleri arasında İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nde görülebilir.
Eiger Sanat ve Fotoğraf Vakfı’nın katkılarıyla gerçekleştirilen “Roger Ballen: Retrospektif” adlı sergi, gerçekle kurgunun fotoğraf sanatındaki karşılıklarını alt üst eden Ballen’ın çok sayıda çalışmasına yer veriyor.
Erken tarihli çalışmalarında belgesel fotoğrafçılığı geleneğini izleyen Ballen, zamanla kendisinin “ballenesk” diye nitelendirdiği benzersiz bir üslup geliştirir. Yapıtlarında çizim, resim, kolaj ve heykel tekniklerinden de yararlanan sanatçı, çok disiplinli olmakla birlikte, fotoğraf köklerine derinden bağlı, yeni bir estetik meydana getirir.
Küratörlüğünü Demet Yıldız’ın yaptığı sergi; “Dorps”, “Platteland”, “Yabanülke”, “Gölge Oda”, “Misafirhane”, “Kuş Sığınağı” ve “Hayaletler Tiyatrosu” serilerinden bir seçki ve bir de “Ballenesk Oda” adlı yerleştirmeden oluşuyor.
İstanbul Modern Mağaza’da “Roger Ballen: Retrospektif” sergisi ile eş zamanlı olarak, sergi kataloğunun yanı sıra sanatçının fotoğraf üslubunu ve yolculuğunu anlatan kitaplara ve serginin temasıyla ilgili tasarım objelerine yer veriliyor.
Roger Ballen kimdir?
1950’de dünyaya gelen Ballen, dünyaca ünlü fotoğraf ajansı Magnum’da editörlük yapan annesinin de etkisiyle, ilk gençliğini New York’ta fotoğraf alanının etkili isimleriyle bir arada geçirir. Kaliforniya Üniversitesi-Berkeley’de tamamladığı psikoloji lisans eğitiminin ardından Türkiye’den Yeni Gine’ye, Mısır’dan Güney Afrika’ya kadar pek çok yeri kara yoluyla gezdikten sonra ABD’ye döner.
Ballen, Magnum fotomuhabirlerine benzer şekilde çoğunu sokaklarda ve fotoğrafladığı kişilerin haberi olmaksızın çektiği yolculuk karelerinden oluşan “Çocukluk” adlı seçkiyi yayımlar. Maden ekonomisi alanındaki doktora çalışmasını Colorado Madencilik Fakültesi’nde tamamladıktan sonra Güney Afrika’nın Johannesburg şehrine yerleşir ve maden yatağı arama çalışmaları için ücra bölgelere ziyaretler gerçekleştirir.
Güney Afrika kırsalındaki, “dorp” denilen küçük kasabaları belgelemeye başlar. 1986 yılında Dorps: Güney Afrika’nın Küçük Kasabaları’nı yayımlar. 1994’e kadar Güney Afrika kırsalındaki, gözden uzak toplulukları fotoğraflar; yoğun çalkantı ve kargaşaların yaşandığı bir dönemde çektiği ve Güney Afrika toplumunun bir ucundaki beyazları görüntüleyen, arketip niteliğindeki benzersiz fotoğraflarıyla dünya çapında dikkat çeker ve bu çalışmalarını Platteland: Güney Afrika Kırsalından İmgeler’le kitaplaştırır.
2001’de Madrid’deki PhotoEspaña festivalinin Yılın Fotoğraf Kitabı ödülü gibi pek çok ödüle layık görülen Yabanülke’yi yayımlar. Fransa’daki Arles Uluslararası Fotoğraf Buluşmaları’nın açılışında Yılın Fotoğrafçısı seçilen Ballen, özgün imgesel âlemindeki insan, hayvan ve nesnelerin fotoğraflarıyla birlikte, resim, tiyatro ve heykele ait unsurları bünyesine katan Gölge Oda’yı kitaplaştırır.
Ardından 2008’de insanların pek az bulunduğu ya da sahneden büsbütün çıktığı Misafirhane’yi tamamlar. Görsel açıdan karmaşık bir yapıya evrilen serideki fotoğraflar çizimlerle ve heykel benzeri nesnelerle gitgide kaplanır.
2012 yılında dünya çapında büyük bir takipçi kitlesine sahip, Güney Afrikalı müzik grubu Die Antwoord’un I Fink U Freeky şarkısının klibini yönetir. Johannesburg kenar mahallerinden birinde bulunan ve yeri sır tutulan bir evde çekilmiş ikonik fotoğraflardan oluşan monografisi Kuş Sığınağı’nı 2014’te yayımlar. Son olarak 2016 yılında insanların etraflarına yaptıkları çizim ve işaretlerden esinlenen ve sanatçının özgün estetiğini tiyatral performans ile bir araya getiren Hayaletler Tiyatrosu’nu hazırlar.
Roger Ballen Serileri
Dorps
Ballen, Dorps: Güney Afrika’nın Küçük Kasabaları çalışmasının 1986’da yayımlanmasıyla birlikte fotoğrafçı olarak tanınmaya başladı. Sanatçının Afrika’daki yoksul kesime yaklaşımı, etraftaki mimariyi betimleyişine benzer sayılabilecek bir şekilde, yorum veya belirgin bir müdahale içermeyen yalın gözlemleriyle dikkat çekiyor.
Dorps’taki manzara kareleri, Ballen’ın son dış mekân fotoğrafları oldu; sanatçı bu seriyle birlikte, orta format fotoğraf makinesi ve flaşla çekim yapmaya geçti ve incelikli tercihi doğrultusunda, kare negatif ve siyah beyaz film kullanmaya başladı.
Platteland
Ballen, ikinci serisi Platteland: Güney Afrika Kırsalından İmgeler’de kırsal merkezlerdeki yoksul ve kıyıda kenarda kalmış toplulukları keşfetmeye yoğunlaşıyor. Meydana getirdiği psikolojik portreler, Apartheid sisteminde iş ve konut bulma konusunda ayrıcalıklara sahip olmuş hakim fakat eğitimsiz beyaz nüfusun sürüklendiği kaos, paranoya ve hüsran dünyasını betimleyen, yoğun rahatsızlık verici kareler olarak görülüyor.
Yabanülke
2001’de yayımlanan Yabanülke’de Ballen, belgesel yaklaşımından uzaklaşıyor, kendine yepyeni bir yol çiziyor. Bu yeni yaklaşımda sanatçı hep gerçekler ve olgularla ilişkilendirilmiş siyah beyaz kullanımının ve dolaysız üsluptaki sahiciliğin bir kurgu olduğunu gözler önüne seriyor. Fotoğrafladığı kişiler gitgide Ballen’la işbirliğine giriyor, kamera karşısında hareket ediyor, nesneleri düzenliyor ve hayvanlarla etkileşime geçiyor. Platteland’ın yaratım sürecinde Ballen’ın bu mekânlarda keşfettiği, dokulu duvarlar, etrafta süzülen çıplak kablolar ve tuhaf süs ve dekorasyonlar gibi unsurlar gitgide biçimsel bir boyut kazanıyor.
Gölge Oda
Ballen’ın çığır açıcı Yabanülke’den edindiği tecrübeler Gölge Oda’yla birlikte yepyeni âlemlere doğru ilerliyor. Görseller, sanatçının ilk yapıtlarından hayli uzak bir kurgu ve öykü dünyasına doğru kayıyor. Samuel Beckett’in oyunlarının büyük hayranı olan Ballen, kapalı alanlarda, en az sayıda nesne kullanarak görüntüler yaratıyor. İzleyicisiz aktörler diye nitelendirilebilecek karakterleri kendi sıkıntılarını sahneye koyuyor.
Misafirhane
Ballen beş yıl boyunca, Johannesburg yakınlarında bulunan ve zamanla Misafirhane adını alan tuhaf ve çekici bir yere odaklanıyor bu seride. Yoksul işçiler, gelip geçici konuklar, kanun kaçakları, şifacılar, çocuklar, evcil hayvanlar ve böceklerle dolu görüntüler, rüya ile uyanıklık arasındaki ince çizgide geziniyor. Başkalaşmış mekân algısı çizim ve heykel unsurları içeriyor ve sanatçı ile fotoğrafladığı kişiler arasındaki işbirliği apaçık bir hal alıyor. Misafirhane’deki imgeler, belgesel fotoğrafçılığı ile resim, tiyatro ve heykel gibi sanat formları arasındaki ayrımları bulanıklaştırıyor.
Kuş Sığınağı
Kuş Sığınağı, Johannesburg’un kenar mahallerinden birinde bulunan ve yeri sır tutulan bir evde çekilmiş ikonik fotoğraflardan oluşan bir monografi halinde yayımlanıyor. Fotoğraflarda, evin insan ve hayvan sakinleri, özellikle de dört bir köşedeki kuşlar yer alıyor. Ballen’ın yarattığı ve düzenlediği teatral iç mekânın heykelsi dekorunda her biri kendi rolünü icra ediyor.
Hayaletler Tiyatrosu
Metruk bir kadınlar hapishanesinin karartılmış camlarına elle kazınmış izlerden esinlenen Ballen, cam üzerinde deneyler yapmaya başlıyor. Çeşitli sprey boyalar kullanıyor ve sonrasında ya “üstüne çizim” yapıyor ya da boyayı keskin bir nesneyle çıkararak gün ışığının içeri girmesini sağlıyor. Sonuçta tarih öncesi mağara resimlerini andıran görüntüler meydana geliyor. Hayaletler Tiyatrosu, Ballen’ın fotoğraf çalışmalarını, sonsuz olasılıklar içeren bir psikolojik dram yapısına işaret eden yeni bir kurgu dizisine taşıyor.