Bugün seçim olsa neleri hatırlamalıyız? 7 Haziran’dan sonra neler yaşandı? 1 Kasım’dan önce kötü olan neydi? Ne değişti?
Tarih 2015’in 7 Haziran’ını gösteriyordu. Türkiye muhalefeti bir seçime daha umutsuzca giriyordu. Ama bu kez farklı olacaktı, AKP tek başına iktidar koltuğunu kaybedecekti. HDP barajı geçmiş, MHP oylarını artırmış, AKP %9’a yakın oy kaybetmişti. Bu sürpriz sonuç ile Türkiye sallanıyordu, AKP şaşkındı. Koalisyon görüşmeleri bir şekilde sonuçsuz bırakıldı ve Türkiye ikinci seçime hazırlandı.
Herkes bir şeyler vaat ediyor, AKP ise sistematik olarak çalışmaya devam ediyordu. Ayrıca, bir kesim tarafından tüm sorumluluğu seçim sonuçlarına yüklenmiş, bir dizi terör olayları ortaya çıkmıştı. Sonunda tarih 1 Kasım 2015’i göstermişti. Oylar kullanılmış, AKP koltuğu geri almayı başarmıştı. Söz verilene göre, artık her şey çok daha iyi olacaktı. Aslında “çok”u boş verelim, biz birazcık iyileşmesine dahi razıydık, peki neler oldu?
1 Kasım öncesinde kötü olan neydi?
Bu konuda 2015 Ocak ayından itibaren gelişen bazı olaylara bakmakta fayda var. Ekonomik verileri de gözden kaçırmamalıyız.
2015’in Ocak ayındaydık. Havalar iyice soğumuştu. Henüz ayın 6’sıydı ve Rus vatandaşı bir kadın terörist İstanbul’un göbeği Sultanahmet’te polis müdürlüğüne intihar saldırısı düzenlemiş ve bir polisimizi şehit etmişti. Tarih 23 Ocak’ı gösterdiğinde ise 90’ına merdiven dayamış Arap kralı ölüyor, gencecik vatandaşlarımız için yas ilan etmeyen Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri, Suudi kralı için bir günlük yas ilan ediyordu. Dış ticaret açığı yüksek bir ülke olarak, ekonomik verilerimize bakacak olursak, Ocak 2015 başında:
- Dolar 2,34 TL
- Euro 2,82 TL
- Gram altın 89 TL
- Benzin 4,27 TL
- Brent petrol 57 dolar civarlarında idi.
Ocak 2015 sonuna geldiğimizde ise:
- Dolar 2,42 TL
- Euro 2,74 TL
- Gram altın 98 TL
- Benzin 4,20 TL
- Brent petrol 52 dolar düzeyinde seyrediyordu.
Şubat 2015
Sıra şubattaydı. Cemaat operasyonları hız kazanmış, TMSF Bank Asya’ya el koymuştu. 200 bine yakın kişi, çıkarılan bedelli askerlik için başvuruda bulunmuştu. 18 bin TL’lik bedelden 200 bin kişi devlet kasasına 3,6 milyar TL kazandıracaktı. Mersin’de tüm ülkenin yüzünü kızartması gereken bir Özgecan cinayeti gerçekleşmiş, Ege Üniversitesi’nde çıkan olaylarda ise Fırat Çakıroğlu isimli vatansever bir gencimiz hayatını kaybetmişti.
Diğer yanda Türkiye – ABD arasında Suriyeli muhalifleri eğitmek üzerine anlaşma imzalanıyor, hükümet kararıyla TSK “Şah Fırat” operasyonu ile Suriye’ye girip Süleyman Şah türbesini olduğu yerden kaçırıyordu. Dünyanın en iyi askeri pilotlarına sahip ülkemizde Malatya’dan havalanan 2 askeri eğitim uçağı iniş sırasında çarpışıyor ve 4 askerimiz şehit oluyor, Afgan topraklarındaki Kabil’de Taliban’ın üstlendiği bir saldırıda ise 1 askerimiz şehit düşüyordu. Ay sonunda Öcalan – HDP heyeti görüşmesiyle PKK’nın silah bırakması çağrısı yapılıyordu. Bu sıralarda ekonomik verilerimiz ise şu şekilde gerçekleşiyordu:
- Dolar 2,51 TL
- Euro 2,81 TL
- Gram altın 98 TL
- Benzin 4,44 TL
- Brent petrol 60 dolar civarlarında idi.
Mart 2015
Ve artık Mart’a giriyorduk… Henüz ayın ilk günleriydi, Eskişehir’den kalkan bir eğitim uçağımız Konya’da düşüyor, 2 pilotumuz daha şehit oluyordu. Zonguldak’ta maden ocağındaki göçükte 1 madenci hayatını kaybediyor 1 diğeri yaralanıyordu. İstanbul Adalet Sarayı’ndaki DHKP-C teröründe ise savcı esir alınıyor, operasyonla hem teröristler hem savcı ölüyordu. 31 mart günüyse ülke genelinde 79 ili kapsayan 10 saate kadar varan elektrik kesintileri yaşanmaktaydı. Ekonomideki duruma gelince:
- Dolar 2,60 TL
- Euro 2,83 TL
- Gram altın 99 TL
- Benzin 4,46 TL
- Brent petrol 56 dolar civarlarında idi.
Nisan başlıyordu… İstanbul Vatan caddesinde iki saldırgan emniyet müdürlüğüne saldırıda bulunuyor, biri ölü diğeri yaralı ele geçiriliyordu. Ağrı’da ağaç dikme etkinliği sırasında çıkan 12 saat süren çatışmada 4 askerimiz yaralanıyor, 5 PKK’lı öldürülüyordu. Bu sırada Avrupa Parlemantosu sözde Ermeni soykırımını oy çokluğuyla kabul ediyor, bu sözde soykırımın sözde 100. yılı etkinlikleri için Meryem Ana Kilisesi’nde ayin düzenleniyor ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir hükümet görevlisi bu ayine katılıyordu (Volkan Bozkır). Ekonomideki durum ise :
- Dolar 2,71 TL
- Euro 3,02 TL
- Gram altın 102 TL
- Benzin 4,72 TL
- Brent petrol 66 dolar civarlarında şekilleniyordu.
Mayıs gelmişti. 1 Mayıs etkinliklerinde yurt genelinde meydana gelen olaylarda 25 sivil, 25 polis yaralanmıştı. Türkiye CERN’de gözlemci üye statüsünden ortak üye statüsüne geçiriliyordu. Ekonomide durum :
- Dolar 2,66 TL
- Euro 2,98 TL
- Gram altın 102 TL
- Benzin 4,68 TL
- Brent petrol 65 dolar düzeyinde idi.
7 Haziran seçimleri yaklaşmaktaydı…
Sıra seçim haziranına gelmişti… Ancak seçimden henüz 2 gün önce HDP mitinginde bir patlama meydana geliyor, 2 kişi hayatını kaybediyordu. 7 haziran seçimleri gerçekleşiyor, 1. parti AKP olmasına rağmen tek başına iktidarı sağlayamıyor, koalisyon tartışmaları başlıyordu. Diyarbakır’da bir derneğe saldırı düzenleniyor, dernek başkanı dahil 4 kişi hayatını kaybediyordu. Ekonomik durum:
- Dolar 2,69 TL
- Euro 3,04 TL
- Gram altın 101 TL
- Benzin 4,78 TL
- Brent petrol 61 dolar düzeyinde idi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu dönemi
Temmuz ayıyla birlikte sanki düğmeye basılmışçasına terör hareketlenmesi başlayacaktı… Öncelikle hükümet kurma görevi Ahmet Davutoğlu’na verilmişti. Dershanelerin kapatılma kararı veriliyor, el koyulan Digitürk Katar’lı beiN grubuna satılıyordu. Buradan sonra terör olayları kendini göstermeye başlıyor. önce Adıyaman’da PKK ile çatışmada 1 şehit 2 yaralı veriyor, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindeki bombalı saldırıda 32 kişi hayatını kaybediyor 100’ü aşkın yaralı. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde 2 polisimiz PKK tarafından şehit ediliyor, Diyarbakır’da trafik polislerine açılan ateş sonucu 1 polisimiz şehit 1 polisimiz ağır yaralı olarak kayıtlara düşüyordu.
Kilis’te, Suriye sınırında görev yapan askerlere IŞİD tarafından ateş açılıyor, 1 askerimiz şehit düşüyor 2 askerimiz yaralanıyordu. Bu saldırıdan sonra ABD’ye IŞİD ile mücadele etmesi için İncirliği kullanma yetkisi veriliyor, çeşitli illerde terör örgütlerine yönelik operasyonlar düzenleniyordu. Ancak birkaç gün sonra bu kez Diyarbakır’daki saldırıda 2 askerimizi şehit 4 askerimizi yaralı, İstanbul Sultangazi’de polise açılan ateş sonucu 1 polisimizi şehit veriyorduk. Muş’un Malazgirt ilçesinde ailesiyle birlikte otomobilde olan binbaşıya ateş açılması sonucu şehit düşüyor, eşi yaralanıyordu. Ayın sonunda ise HDP vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması yönünde TBMM Başkanlığı’na dilekçe veriliyordu. Ekonomideki durum ise :
- Dolar 2,77 TL
- Euro 3,04 TL
- Gram altın 97 TL
- Benzin 4,68 TL
- Brent petrol 52 dolar düzeyinde idi.
Koalisyon yok
Ağustos ayı, koalisyon ayı gibiydi… Yetki alan AKP’nin CHP ve MHP ile gerçekleştirdiği koalisyon görüşmeleri sonuçsuz kalıyor, kanunen ikinci partiye de hükümet kurma yetkisi verilmesi gerekirken dönemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilmiyor, seçimlerin yenilenmesi kararı çıkıyordu. Diğer yandan Siirt’te düzenlenen mayın tuzaklı saldırıda 8 askerimiz şehit düşüyordu. Ekonomi :
- Dolar 2,93 TL
- Euro 3,27 TL
- Gram altın 106 TL
- Benzin 4,44 TL
- Brent petrol 49 dolar düzeyinde idi.
Sınır ötesi harekat tezkeresi
Eylül’e girilmişti… Ayın ilk günlerinde, hükümete Irak ve Suriye için sınır ötesi harekat yetkisi veren tezkere AKP, CHP, MHP birlikteliğinde meclisten geçiyor, Cizre’de ise sokağa çıkma yasağı ilan ediliyordu. Hakkari’de yapılan saldırıda 17 askerimiz şehit ediliyordu. Ekonomi :
- Dolar 2,91 TL
- Euro 3,39 TL
- Gram altın 108 TL
- Benzin 4,54 TL
- Brent petrol 48 dolar civarında idi.
Ankara’da Kanlı Cumartesi
Sıra Ekim’e gelmişti… Ankara Cebeci’de freni boşalan belediye otobüsü durağa giriyor ve 12 kişi hayatını kaybediyordu. Yine başkent Ankara’da düzenlenen “barış, emek, demokrasi” adlı mitingde gelen patlamalarda 109 kişi hayatını kaybediyor, 48’i ağır 256 kişi yaralanıyordu. Mersin’den KKTC’ye su götürme projesi açılışı yapılırken, daha önce “yasadışı” kurulan Türkiye Kürdistan Sosyalist Partisi tekrar kuruluyordu. Ekonomide durum ise :
- Dolar 2,92 TL
- Euro 3,21 TL
- Gram altın 108 TL
- Benzin 4,39 TL
- Brent petrol 48 dolar düzeyinde idi.
Görüldüğü üzere, yıl boyu terör bugünkü kadar olmasa da aktif, ekonomide dolar ve euro sürekli artışta, brent petroldeki düşük fiyatlara rağmen benzinde, kurdan da kaynaklanan, fiyat düşmesinin çok sınırlı kalmaktaydı. Doların seçim sonuçlarından sonraki tepkisi 25 kuruş, euronun ise 17 kuruş civarında olduğu ve ayrıca kurdaki asıl artışın 9 Temmuz’da AKP’nin hükümet kurma yetkisi almasıyla başladığı görülmekteydi. Sosyal hayatta birtakım tartışmalar hakim, çalışan ve emekli aylıklarıyla ilgili düzenlemeler gündemdeydi. Başlarda IŞİD için “öfkeli gençler” diyenlere bu örgütün ülkeye tehdit olacağının sinyalleri verilmekteydi. Tüm bu ortamda AKP, her şeyi düzelteceğini vaat ederek seçime girecekti…
Seçim zamanı gelmişti: 1 Kasım 2015
İkinci seçim ayı, Kasım gelmişti artık… Sistematik seçim çalışmalarının, terörizm konusundaki bazı demeçlerin, sosyal ve ekonomik düzeltme vaatlerinin ardından 1 Kasım seçimi sonucunda AKP eski oylarına tekrar kavuşuyor, tek başına iktidar oluyordu.
Seçim ardından gelen süreçte ise seçim öncesinde birtakım kimselerin terör hakkındaki demeçlerini hatırlatırcasına bir anda neredeyse tüm terör olayları duruyordu ve bir süre de böyle devam edecekti. Kaynak Holding’e kayyum atanıyor, gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül tutuklanıyor, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi silahlı saldırı sonucu hayatını kaybediyordu. Ekonomideki durum:
- Dolar 2,91 TL
- Euro 3,08 TL
- Gram altın 99 TL
- Benzin 4,42 TL
- Brent petrol 45 dolar düzeyinde idi.
Yılın son ayı, Aralık ise biraz daha sessiz geçecekti… Ancak bu dönemde sözde Ermeni soykırımı töreninin ardından yahudilerin Hanuka Bayramı da Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez devlet tarafından kutlanıyordu. Ayrıca AB ve Türkiye arasında 2013’ten sonra ilk kez bir müzakere başlığı açılıyordu. Ekonomide yılın kapanışı :
- Dolar 2,91 TL
- Euro 3,19 TL
- Gram altın 100 TL
- Benzin 4,30 TL
- Brent petrol 37 dolar düzeyinde idi.
Seçim de kazanılmıştı, peki ama sonrasında, 2016’da neler oldu?
Seçim sonucunda en azından terörü bitirme vaadinin gerçekleştirmesinden umutlu geçen 2 ayın ardından, kapkara bir 2016 yılı başlıyordu… O kadar çok olay yaşadık ki, birazından maddelerle söz edecek olursak:
- Sultanahmet’te IŞİD terör örgütünün canlı bombayla düzenlediği saldırıda 10 vatandaşımız hayatını kaybetti, 16 yaralı.
- PKK terör örgütü, Diyarbakır’da bombalı saldırı düzenledi, 1’i polis 6 kişi hayatını kaybetti.
- Ankara’da asker ve personelleri taşıyan araçlara yapılan saldırıda 29 kişi hayatını kaybetti, 61 yaralı.
- Zaman gazetesine kayyum atandı.
- Ensar vakfında çocuklara tecavüz edilmesi skandalı ortaya çıktı.
- Yine başkent Ankara’da, bu kez sivillere yapılan saldırıda 37 kişi hayatını kaybetti.
- AB ve Türkiye arasında mülteci anlaşması yapıldı. Bu anlaşmaya göre mülteciler Türkiye’ye gönderilecek ve Türkiye mülteciler için tampon bölge olacaktı, karşılığında ise AB görüşmeleri hızlanacaktı ve masrafları AB karşılayacaktı. Ama şu an duruma bakılınca AB ile görüşmeler bitti, mülteciler bizde kaldı, masraflar bize kaldı, mültecilerle birlikte birçok terörist ülkemizde yuvalandı. Tüm bunlara rağmen mültecilere hem üniversitelere yerleşmelerinde kolaylık sağlanmakta, hem işyeri açmakta kolaylıklar sağlanmakta hem de karşılıksız maddi destek sağlamak süretiyle yardım devam etmekte, sınır içerisinde tutulmaları yetmez gibi bir de vatandaşlık verilmesi, bugünlerde bizzat cumhurbaşkanınca dillendirilmektedir. Çok zengin bir milletmişiz, herkes lüks içinde, saraylarda yaşıyormuş gibi başka hiçbir yere gitmesinler diye her şey yapıyoruz. Neden?
- Terör örgütü IŞİD bu kez İstanbul Taksim’de sivillere bombalı saldırı düzenledi 5 kişi hayatını kaybetti, 36 yaralı.
- Karaman’da yine vakıfların içinde bulunduğu çocuklara cinsel istismar vakası ortaya çıkarıldı.
- Bursa’da gerçekleşen terör saldırısında 23 kişi yaralandı.
- 6 aylık başbakanlık yapan Ahmet Davutoğlu, birilerinin baskısıyla istifa ettirildi.
- Can Dündar’a adliye önünde silahlı saldırı gerçekleştirildi.
- Şehirler arası bir otobüs firmasının seferinde, uyuyan bir bayana cinsel saldırıda bulunuldu.
- Gaziantep’te IŞİD saldırısında, 3 polis hayatını kaybederken, 23 kişi yaralandı.
- Yine İstanbul’da, terör örgütü TAK’ın düzenlediği saldırıda 12 kişi hayatını kaybetti, 36 yaralı.
- MHP’de Meral Akşener ve Ümit Özdağ, muhalefet hareketleri dolayısıyla partiden ihraç edildi.
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 20 milyon dolar karşılığında mavi marmara olayını rafa kaldırıp, İsrail ile normalleşme sürecini başlattı.
- İstanbul Atatürk Havalimanı’nda uzun namlulu silahlar ve bombalarla düzenlenen saldırıda 45 kişi hayatını kaybetti 236 yaralı ve nihayet Arap kralın öldüğü için ilan edilen yas 1 gün için bu saldırı ardından ilan edildi (!) .
- Giresun’da askeri helikopter düştü, aileleriyle birlikte şehit ailelerini ziyarete giden komutanlar dahil 7 kişi hayatını kaybetti.
- Osmangazi Köprüsü ihaleyi kazanan firma tarafından bitirildi ve açıldı. Ücretsiz geçiş yapılan bir süre boyunca günlük ortalama 100 bin araç köprüyü kullandı ancak sonrasında ücretli olunca bu rakam 10 binin de altına düştü. Köprünün geçiş ücretler diğer alternatif yollardan daha fazla belirlenmiş, projeyi yapan firmaya günlük araç geçiş garantisi 40 bin olarak verilmiş, bu rakamın altında kalan geçiş miktarı için oluşan farkı bizlerden aldığı vergilerle sayın devletimiz, “geçmeyen araç ücreti” olarak firmaya ödemektedir.
- Aynı olay Yavuz Sultan Selim köprüsünün açılmasıyla da tekrar etti, devlet çok büyük zararlara uğratıldı.
- TSK’da görevli FETÖ bünyesindeki personel tarafından köprü trafiğini kapatmak, köprülerde halka ateş açmak, meclisi bombalamak, polis teşkilatını bombalamak gibi garip olayları içeren bir darbe girişimi yapılmış, 300’den fazla kişi hayatını kaybetmiş 1400’ün üzerinde de yaralanmıştır. Halk ve özellikle TSK içerisindeki vatansever asıl personeller tarafından engellenmiştir.
- Darbe ardından en çok korkulan ama sivil yönetim tarafından darbe girişiminin hemen ardından ilan edilen OHAL, hala devam etmektedir (?) .
- Darbe girişimi ardından yüzbinlerce kişi katılımlı mitingler düzenlenmiştir.
- Her türlü kahpe eylemi yapan terör örgütleri bu girişimden sonra, ortam tam onlara göre olmasına rağmen, garip bir şekilde bir süre eylemlerini kısıtlamışlardır.
- Daha önce Türkiye’nin asla özür dilemeyeceğini belirten, suçlunun sınır ihlali yapan Rusya olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Putin’e bizzat gönderdiği, özür nitelikli mektupla Rusya ilişkileri normalleşme sürecine girdi.
- IŞİD Gaziantep’te bir kına gecesini hedef aldı, 56 kişi hayatını kaybetti, 100’e yakın yaralı.
- Elazığ’da emniyet binasına PKK tarafından saldırı düzenlenmiş, 3 polis şehit olmuştur.
- Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında Suriye sınırlarına içerisine girilmiş, IŞİD’ten temizlenen alanlar ÖSO denetimine bırakılmıştır. Operasyon devam etmektedir.
- Artvin’de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun konvoyuna PKK’nın üstlendiği bir saldırı düzenlendi.
- 28 belediyeye kayyum atandı.
- Hemşire Ayşegül Terzi şort giydiği için otobüste saldırıya uğradı.
- Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı, ülkenin kuruluş anlaşması ve teminatı olan Lozan Anlaşması için “zafer diye yutturdular” dedi. Bundan önceki anlaşmanın Sevr olduğunu düşünürsek ve maddelerini birazcık okursak, ülkenin o zamanki işgallerini ve ekonomik-sosyal-psikolojik durumunu azıcık düşünürsek, bu ülkenin cumhurbaşkanının böyle bir şey demiş olması akıl alır bir şey değil.
- 9 gazete yazarı tutuklandı.
- HDP milletvekillerinin bir kısmı tutuklandı.
- Mardin’de kaymakamlık binasına saldırı düzenlendi, kaymakam Muhammet Fatih Safitürk hayatını kaybederken 2 kişi yaralandı.
- Siirt’te madende göçük yaşandı, göçük altında kalan 16 madencinin 24 gün sonra cesetleri çıkarıldı.
- AKP tarafından cinsel istismar suçu işleyenleri, istismarda bulundukları mağdurla evlendirilmesi şartıyla serbest bırakan yasa teklifi hazırlandı, ancak gelen tepkiler üzerine geri çekildi.
- Adana’da bir derneğe ait kız yurdunda yangın çıktı 11’i çocuk 12 kişi yanarak can verdi, 22 kişi yaralandı. Olay ardından belediye başkanı yangın merdiveni kilitliymiş açıklamasını yaparken vali aksini savundu, ihmaller konusunda birçok iddia ortaya atıldı, 6 kişi tutuklandı.
- Manisa’da evinin karşısındaki parkta spor yapan hamile kadına, burada yürümeyeceksin diyip saldırıda bulunuldu.
- Ülkede onca olay olurken, hiçbiri için yasal bir çalışma yapılmazken, AKP ve MHP birlikte düzenlediği yeni anayasa teklifini açıkladı, maddeler okunduğunda ise akıllara Devlet Bahçeli’nin daha önce söylediği sözler geldi.
- İstanbul Beşiktaş’ta terör saldırısı meydana geldi, 36’sı polis 44 kişi hayatını kaybederken, 166 kişi yaralandı.
- Kayseri’de çarşı iznine çıkan askerlere saldırı düzenlendi, 14 asker hayatını kaybederken 56 kişi yaralandı.
- Rusya’nın Ankara büyükelçisine, 2,5 yıldır çevik kuvvette görevli olan bir terörist tarafından suikast düzenlendi, büyükelçi hayatını kaybetti.
- 2016’yı tam bitirdik derken ise yılbaşı gecesi İstanbul’da gece kulübüne IŞİD tarafından saldırı düzenlendi, 39 kişi hayatını kaybetti, 70 kişi yaralandı…
- Bugünlerde ise doğru düzgün gündeme gelmeyen, hatta çoğu kişinin bihaber olduğu, Cenevre’de Kıbrıs için müzakereler yapıldı. Daha önce Ege’deki adaları işgal eden Yunan tarafı bizden Kıbrıs Türk kesiminin en güzel topraklarını Rum kesimi hakimiyetine vermemizi istiyor, şartlar gayet açık ve belli. Müzakerelerin sonunda Yunan tarafı olumluydu açıklaması yaptı. Ege’de adalar işgal edilirken hiç ses çıkarmayanlar, şimdi Kıbrıs’ın pazarlığında da suskun mu kalıyorlar?
Ve 14 Ocak 2017 tarihli ekonomi tablosu:
- 1 Dolar = 3,73 TL
- 1 Euro = 3,97 TL
- 1 Gram altın = 144 TL
- Brent petrol = 55 dolar
- Benzin (litre) = 5,44 TL
Ve yazamadığım belki onlarcası daha… Peki bizim şu anki derdimiz nedir? Maddeleri okuyan herkesin cumhurbaşkanına yetki vermek için düzenlendiğini kabul ettiği, bundan rahatsız olanlarla olmayanların birbirine sayısız hakaret ettiği yeni anayasa teklifi… Şimdi birkaç sorum olacak…
Anayasa değişikliği teklifi
Mecliste bu teklifi oylayanlara gelelim. Bu kişiler darbe girişiminden sonra herhangi bir soruşturmaya dahil oldular mı? TSK gibi giren herkesin araştırıldığı silahlı kuvvetler kurumunda en üst görevlere gelenler, o ya da bu partiden meclise girememişler midir?
Daha önce bu örgütün elebaşı ile birçok fotoğrafı olanlar, bu şahsa itaat edenler, ettiklerini açıklayanlar, iltifatlar dizdikleri videolar bulunanlar; şu anda mecliste hangi görevlerde bulunuyorlar? Cemaatin herhangi bir kurumunda görevli olanlar dahi yargılanıyor, devletin MİT dahil her kurumunda bunların destekçileri görevlerinden uzaklaştırılıyorken. meclisten kimse yargılandı mı? Bir kandırıldık lafıyla herkesin suçu giderilebilir mi?
Ya da bu tutuklamalar göstermelik olabilir mi?
Şöyle açıklayayım. Eğer devleti yönetenlerden bu örgüt mensupları varsa, bunların kendilerini kurtarmak için yapacağı çok basit bir şey yok mu aslında? Mesela; bir kişi suçlu olduğu kanıtlanmış tarafın karşısında görünüp, onlara karşı gibi durursa, şüpheleneceğiniz en son kişi o olmaz mı?
Eğer mecliste halkına ateş eden, meclisini bombalayan hainlerin destekçileri varsa ve bu teklifi onlar bize sunmuşsa, ne kadar büyük bir tehlikenin ortasındayız, farkında mısınız? Böyle bir yasa değişecekse bunu yargılanmamış bu vekiller mi yapmalı?
Terör bitecek argümanı
Şimdi hepsini geçelim, başkanlık her şeyi iyileştirecek, terör bitecek diyorlar değil mi? 1 Kasım seçiminde de aynı şeyler vaat edilmedi mi? Sonra yaşadıklarımız neler? Az önce saymadık mı?
En basiti, her olayın ardından yayın yasakları gelmedi mi? İnternet yavaşlatılmadı mı? Şimdi bize daha çok yetki verirseniz özgürlüğünüz artacak diyorlar, bu nasıl çelişki?
Lütfen düşünün, hala kısıtlanmamış haber alma özgürlükleriniz varken ve her şeyi engelleyemiyorlarken düşünün, düşündürün… Nerede ve hangi şartlarla yaşıyorsunuz? Cebinizde kaç paranız var? Maaşınız ne kadar? İstediklerinizi ne kadar yapabiliyorsunuz? Çocuğunuza ne kadar harçlık verebiliyorsunuz? Cevaplar değil sorular bizi geliştirecek, cevaplanacak sorular üretin…
Lütfen OKUyun; dinimiz okumamızı, anlamamızı emrederken başkasının size söyledikleriyle fikir sahibi olmayın, kendiniz çabalayıp bilgiye ulaşın. Çeşit çeşit kitaplar okuyun, gazeteler okuyun, dergiler okuyun, anayasa okuyun, mecliste bizim için çıkarılan yasaları okuyun, Kuran’ı OKUyun… Ve OKUtun…
Son bir şey daha var; Türkiye Cumhuriyeti askerlerinin kanıyla zulümden kurtulan Kıbrıs Türk kesimi halkı, bizi unutmayın… Ve Türkiye Cumhuriyeti, yavru vatanımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni unutmayın…
Geç olmadan, lütfen geç olmadan…