Düşünsenize AKP ile HDP anlaşıyormuş!

Bir zamanlar aralarından su sızmayan AKP ile HDP, başkanlık referandumundan sonra tekrar bir araya gelip anlaşmaya varırsa ve özerklik, federasyon konusunda mutabakata varırsa AKP’nin yazarları, en önemlisi Devlet Bahçeli ve MHP yöneticileri bu duruma ne diyecek?

AKP ile HDP, başkanlık referandumu sonrası yakınlaşıp özerklik ve federasyon konusunda anlaşmaya varırsa Devlet Bahçeli bu duruma ne diyecek? erdoğan

Düşünsenize AKP ile HDP anlaşıyormuş!

Vallahi hiç şaşırmam!

AKP bugüne kadar birçok yerde sağ gösterip sol vurdu. Bundan sonra da her türlü politik kararlarla halkın karşısına çıkabilir! Bugüne kadar birçok yerde sağ gösterip sol vurdu. Bundan sonra da bu mümkündür!


AKP’nin bugüne kadarki aldığı kararları önünüze koyup inceldiğinizde siyasi manevraları çok rahat bir şekilde görülebilir! Halkı da buna inandırabilecek güce de sahip açıkçası. Devletin kanalı TRT, AKP’ye çalışıyor; özel birçok kanal Türkiye’nin en zengin iş adamlarına sahip olduğu için onlar da ‘aman ihaleme engel olmasın’ düşüncesi ile iktidarın değirmenine su taşımaktalar…

Bu televizyonları açıp izlediğinizde AKP’nin ekmeğine yağ süren sözde gazeteci yazar güruhu ile karşılaşırsınız! Çünkü onlar; bakarlar, baktıkları şeyi görürler ama halka başka türlü anlatırlar! Çünkü onların görevi odur! Yoksa şoförlü arabalara binemez, lüks evlerde oturamazlar!

“Demokrasi şöleni, askeri vesayetin sonu”

Bugün bu gazeteciler, AKP’nin HDP ile geçmişteki yakınlaşmasını “demokrasi şöleni”, “askeri vesayetin sonu” gibi açıklamalarla öyle güzel anlattılar ki bu halka; halk, o günlerde AKP’yi alkışlamaktan geri kalmadı! Bu gazeteciler bugün ise tam tersi şeyler söylemekteler. Çünkü para babası patronları böyle istemektedirler; halka da yalanın daniskasını söylemektedirler! Bu gazeteci, yazarlar halkın değil, AKP’nin yazarı, gazetecisidir.

Dün BDP / HDP’yi Türkiye’ye gelecek yeni demokrasinin temel dinamiği olarak gösteren AKP, dönemin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir‘i makamında ziyaret ederken AKP’nin gazetecileri, yazarları övgüyle bahsediyordu bu buluşmalardan…

Düşünsenize AKP ile HDP anlaşıyormuş!

“İşte AKP’nin Yeni Türkiye’si”

Hele İstanbul’da öyle HDP mitingleri oldu ki terörist lideri Abdullah Öcalan‘ın posterleri Kazlıçeşme’de açılıp Atatürk’ün posterleri miting çevresinde provokasyon gerekçesiyle indirilirken biz, “İşte AKP’nin Yeni Türkiye’si” derken; AKP’nin kimi yazarları sus pus olmuş, kimi de ‘aman yoğurdum ekşimesin’ diyerek bu durumu “Yeni Türkiye”nin yeni vizyonu olarak görmüşlerdi…


AKP, işine kim geldiyse ona yaklaştı iktidarı boyunca. Bu kimi zaman HDP oldu; kimi zaman “hocamız” diyerek tanımladıkları Fethullah Gülen oldu; son virajda ise MHP’nin hiç unutmayacağı isim Devlet Bahçeli oldu!

Dün televizyonlarda Gülen’e methiyeler düzen AKP belediye başkanları, milletvekilleri, bakanları olduğu gibi, gazetecileri, yazarları da oldu! Nasıl ki AKP’nin siyasetçileri “U” dönüşü yaptıysa sözde yazar kimliğine sahip, deri koltuklarında para sayan yazarları da keskin bir “U” dönüşü yaptılar!

Dün Devlet Bahçeli’yi yerden yere vuran, MHP’li ülkücülere demediklerini bırakmayan AKP’li siyasetçiler gibi, AKP’nin yazarları da bugün Devlet Bahçeli‘yi yere göğe sığdıramamaktalar!

Düşünsenize, başkanlık referandumla geçiyormuş; AKP daha önce HDP’yi yarı yolda bıraktığı gibi MHP’yi de başkanlıktan sonra yarı yolda bırakıp HDP ile tekrar özerklik, federasyon konusunda anlaşıyormuş!

O zaman ben işte görürüm bu sözde gazeteci, yazarları; en önemlisi de referanduma “evet” diyen Devlet Bahçeli ve MHP yöneticilerini!


AKP için bu hiç de zor değil; çünkü AKP, kurucularını yarı yolda bırakmış bir partiyken Devlet Bahçeli’yi mi yarı yolda bırakmayacak?

AKP’ye gönül vermiş bir Bahçeli portföyü!

Başkanlık sistemi isteği AKP’yi nasıl götürecek?


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…