CHP nasıl ve ne yaparsa iktidar olur?

Herhalde CHP’li seçmenin en çok sorduğu sorudur: “Ne olacak bu CHP’nin hali; CHP nasıl iktidar olur?” İşte, CHP’nin nasıl iktidar olacağının cevabı…

chp nasıl iktidar olur?

CHP nasıl iktidar olur?

Öncelikle çal‘ışmadan olmaz, yani çal‘ışmalı…

Yoğun bir mesai harcamalı…


Bu durumu o kadar güzel anlatan filmler var ki; hele bir film var ki, efsaneleşmiş bir film dersek yanılmış olmayız. Türk halkını o kadar güzel anlatan, bilen bir insan olan Kemal Sunal’ın filmi olan “Zübük”

Zübük’te ne diyordu bir sahnede Sunal? Cami yaptıralım…

Hatırlayın o sahneyi…

İki belediye başkan adayı kapalı bir toplantı odasında ellerde bir mikrofonla karşı karşıya gelir. Dışarıda da halk, bu belediye başkan adaylarını dinlemektedir. Konuşma genel olarak şöyle geçer:

Biri der ki; “Efendim okulumuz yok, okul yaptıralım”; diğeri, yani Zübük karakterini canlandıran Sunal “Efendim, cami yaptıralım”.

Diğer başkan adayı “Namaz evde de kılınır, ama çocuklar okul olmadan okuyamaz.”

Zübük: “Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz. Bunlar hep komünist oyunları” der.

Bu filmin senaryosunun hikayesi Aziz Nesin‘in kitabından alınmıştır ve tesadüfe bakın ki; Aziz Nesin için, 2 Temmuz 1993 Sivas – Madımak olaylarında Nesin’in yaptığı konuşmalardan dolayı, bir Sivas yerel gazetesi olan Hakikat “Müslüman ülkesinde salyangoz sattılar” diye bir başlıkla okurun karşısına çıkmış ve o gün, o olaylar büyümüştü.

Yani yıllar sonra başına gelecek bir olayı, kendi yazdığı hikayede resmetmişti Aziz Nesin…

Yani bu ne demek oluyor? Kemal Sunal, zaten yıllar önce ipucunu vermiş nasıl iktidara gelinebileceğini! Yani dini kullanarak!

Siyasal İslam’ı iyi kullanarak!..

Bu ülkede az yapılmadı bu! Türk toplumunun % 70’nin sağ / muhafazakar olduğunu düşünürsek, din de iktidar koltuğuna oturmak için iyi bir argüman. Çünkü, dinci olup bu ülkede yapılamayacak şey yok! Her zaman söylerim yine söylüyorum; samimi olan, dindar olan vatandaşlarımızdan bahsetmiyorum. İfade ettiğim güruh, “Dindarız” deyip 45 çocuğa tecavüz eden, ahlak yoksunu, beyni ile şeyinin yer değiştirdiği din bezirganlarınadır…


Kılıçdaroğlu ne zaman kaybetti?

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin genel başkanlığı koltuğuna oturduğunda “Halka asla yalan söylemeyeceğiz; şeffaf olacağız” dedi ve o zaman kaybetti bu iktidarı. Çünkü, yanlış bir düşünce; yalan söylemeden olmaz! Ha, olur; olur ama iktidar olamazsın!

Kılıçdaroğlu’nun düşüncesi veya bu teorisi en az 80 yıl sonra geçerli bir durum. Çünkü, bu ülke demokrasi beşiği bir İngiltere değil. Bunun için de Kılıçdaroğlu gibi insanların, bu ülkede iktidar olması için daha bir 80 yıla ihtiyaç var. Abartmıyorum en az 80 yıl!..

Bu toplum okumadığı için, araştırmadığı için biri çıkıp “Kılıçdaroğlu SGK’yı batırdı” der ve bu söz, bizim vatandaş için yeterli olur. Çünkü vatandaş bilmez, o zamanki siyasi iktidarın almış olduğu politik karardan, yani “erken yaşta emeklilik kanunu”ndan dolayı zarara uğradığını bilmez ve şu anda da, yani 2017 Türkiye’sinde de bu zararın daha büyük olduğunu bilmez, bilemez. Çünkü okumaz! Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olan vatandaş vardır karşınızda!

Bu halka ne diyeceksiniz?

“Camide içki içtiler”

“Türbanlı bacımın üzerine işediler”

Ha, işte bunları söyleyeceksiniz! O zaman oylar tavan yapar!

Hukuku yok sayacaksınız, işlerliğini yitirteceksiniz; düğmesi olmayan yargıçın cüppesine düğme taktıracaksınız, çay toplatacaksınız…

Kaymakamlara “Yeri geldiğinde mevzuatı yok sayın!” diyeceksiniz!

Yeri geldiğinde özellikle din konusu açıldığında ağlayacaksınız!

Anayasayı tanımayacak, tarafsız olmayacaksınız!

Kendinize yakın iş adamlarını koruyup kollayacak, onlara ekonomik imtiyazlar tanıyacaksınız…

Daha saymaya gerek var mı?


İşte CHP bunları yaptığında iktidar olur!

Kılıçdaroğlu’nun yeni CHP’si eskiyor mu? (yazı dizisi)


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…