Elektrik Mühendisleri Odası: Ak Parti kamu varlıklarına el koydu!

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO); aralarında PTT, Telekom, Türksat, BOTAŞ, TPAO ve Eti Maden’in de bulunduğu 11 kamu kuruluşu ve birçok arazinin Varlık Fonu’na devredilmesine tepki gösterdi.

kamu varlıkları

Elektrik Mühendisleri Odası: Ak Parti kamu varlıklarına el koydu!

Bu ülkenin varlıklarının sahipsiz olmadığı vurgulanan EMO’nun açıklamasında, “Kamu kaynaklarını dilediği gibi kullanmak, yandaşlara aktarımlar yapmak, kamu hisselerini ipotek ettirerek para bulmak, piyasalara kimlerin çıkar elde edeceği bilinmeyen müdahaleler ve manipülasyonlarda bulunmak anlamına gelen Varlık Fonu’na yapılan bu aktarımlar kabul edilemez” denildi.


EMO Basın açıklaması – 6 Şubat 2017

Denetimsiz bir şekilde kamu kaynaklarını satmak, rehin ve ipotek vermek üzere Varlık Fonu kuran AKP, referandum öncesinde devletin elinde kalan son büyük kamu kuruluşlarına el koydu. Türksat’tan PTT’ye, Telekom’da kalan kamu hisselerinden BOTAŞ, TPAO, ETİ Maden ve Çay İşletmeleri’ne, Borsa İstanbul’dan Türk Havayollarına, Ziraat Bankası’ndan Halk Bankası’na varıncaya kadar 11 büyük kamu kuruluşu ve birçok arazi Varlık Fonu’na devredildi. Kamu kaynaklarını dilediği gibi kullanmak, yandaşlara aktarımlar yapmak, kamu hisselerini ipotek ettirerek para bulmak, piyasalara kimlerin çıkar elde edeceği bilinmeyen müdahaleler ve manipülasyonlarda bulunmak anlamına gelen Varlık Fonu’na yapılan bu aktarımlar kabul edilemez.

Resmi Gazete’nin dünkü mükerrer sayısında yayımlanan 9756 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, Borsa İstanbul, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş, Türk Telekom’daki yüzde 6.68’lik Hazine hissesi, Eti Maden, Çay İşletmeleri” Türkiye Varlık Fonu’na aktarıldı. Özelleştirme kapsamındaki Türk Havayolları’nın yüzde 49.12 hissesi ile Halkbank’ın yüzde 51.11 hissesi de özelleştirme kapsamından çıkarılarak ÖYK kararıyla Türkiye Varlık Fonu’na devredildi. Bu devirler, kamu kurumlarının yönetimlerinin devredilmesinden öte aktarımlar içermektedir. Türkiye Varlık Fonu Yasası’na göre aktarılan bu kamu kurumları üzerinde iktidarın denetimsiz bir şekilde yapabileceği uygulamalar şöyle ortaya çıkmaktadır:


Türkiye Varlık Fonu’nun yaratabileceği sorunlar

  1. Bu şirketlerdeki kamu paylarını istediği gibi satabilir.
  2. Bu kurumların almış oldukları sermaye piyasası araçlarını, fon katılma paylarını, kira sertifikalarını, gayrimenkul sertifikalarını, yabancı yatırım araçlarını ve her türlü yatırım araçlarını satabilir. Aynı şekilde istediği yatırım araçlarını da satın alabilir.
  3. Varlık Fonu’na aktarılan kuruluşların her türlü para piyasası işlemlerine de iktidar kendi çıkarları doğrultusunda yön verecektir. Kamu kuruluşlarının bütçe dengeleri değil, iktidarın parasal kaynak ihtiyacı öncelikli olarak kamu zararına uygulama kararları verilebilecektir.
  4. Hem ulusal hem de uluslararası piyasada her türlü ticari ve finansal işlemi yapabilecektir. İstediği projelere kaynak yaratmak adına dış proje kredisi bulabilmek için yani yurt dışından para bulmak adına bu kamu kuruluşlarını rehin, ipotek verebilecektir.
  5. Aktarılan kamu kurumlarının taşınmazlarını dilediği gibi satabilecektir.

Bu kadar geniş yetkilerle oluşturulan Türkiye Varlık Fonu üzerinden iktidar kamu kurumlarını kişisel ve siyasal çıkarlar doğrultusunda kullanacak, ama hiçbir şekilde denetlenemeyecektir. Fonun tüm işlemleri Sayıştay, TBMM ve Kamu İhale Kurumu denetimlerinin dışına çıkarılmıştır. Ayrıca Türkiye Varlık Fonu’nun işlemleri ve kararları KİT mevzuatı, devlet personel düzenlemeleri, Rekabet Kanunu’ndan da muaf kılınmıştır. Tüm bunlarla da yetinilmemiş, işlemlerinden her türlü vergi ve kesinti kaldırılmıştır. Yani yapılacak satışlarda alıcılara büyük vergi muafiyetleri de getirilmiştir. Denetim diye öngörülen yalnızca Başbakan’ın belirleyeceği sözde bağımsız denetimdir.

Cumhuriyet tarihimizin hiçbir döneminde böylesine büyük rant aktarım olanakları yaratan düzenlemeler TBMM’den geçmemiş, bu kadar pervasızca kamu kurumları iktidarın çiftliğine çevrilmemiştir. İktidara bu kamu kuruluşlarının babalarının malları değil, bu ülkenin insanlarının alın terini taşıyan yılların birikimi olduğunu hatırlatıyor, iktidarın kendi çıkarları doğrultusunda bu kuruluşları kullanmaya kalkmasının en hafif deyimiyle sıkça kullandıkları “milli iradeye” saygısızlık olduğunu söylüyoruz. Bu ülke, bu ülkenin varlıkları sahipsiz değildir. Sabahın bir sahibi vardır…


Benzer yazılar:

Osmanlı’nın çöküşünü hızlandıran varlık fonu nedir? Nasıl çalışır?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.