Cumhurbaşkanı Erdoğan, resmi temaslar için Ankara’ya gelen Almanya Şansölyesi Angela Merkel’i kabul etti. Erdoğan, Merkel’in DEAŞ’ı tanımlarken kullandığı “İslamist terör” ifadesine tepki gösterdi.
“İslamist terör ifadesi biz Müslümanları ciddi manada üzmektedir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
“İslamist terör ifadesi biz Müslümanları ciddi manada üzmektedir. Böyle bir ifade kullanılamaz, doğru değildir. Çünkü İslam ile terör bir araya gelemez. DEAŞ terör örgütünden dolayı, kalkıp ‘İslamist terör’ü kullanırsak bu üzücü olur. Bunu lütfen kullanmayalım. Çünkü kullanıldığı sürece biz bunun karşısında durmak durumundayız, sessiz kalırsak bunu kabul olur. Ben Müslüman Cumhurbaşkanı olarak bunu asla kabul edemem. Şu anda dünyada DEAŞ’a karşı bizim verdiğimiz mücadeleyi veren bir ikinci ülke yok” Merkel ise “Din özgürlüğü benim için çok önemli demokrasinin bir parçası olarak görüyorum. Almanya’da Müslümanların inançlarını özgürce yaşaması için elimizden geleni yapıyoruz. İslami ve İslamist arasında bir fark var.”
Almanya Şansölyesi Merkel Ankara’da
Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Angela Merkel, Türkiye ziyareti kapsamında ilk olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şansölye Merkel’i kabul etti. Görüşme sonrası Erdoğan’ın makamında ortak basın toplantısı düzenlendi.
Erdoğan ve Merkel’in basın toplantısından satır başları:
Ege’deki gelişmeler de masaya yatırıldı
Basın toplantısında sözü ilk alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Askeri, siyasi, ekonomik tüm ilişkilerle ulusal, bölgesel tüm terör olaylarını ele alma değerlendirme fırsatı bulduk. Türkiye Almanya ilişkilerini değerlendirme imkanımız oldu. Siyasi ilişkilerde gerek AB süreci olsun gerekse NATO ile ilgili konular olsun görüşme imkanımız oldu. Ege’deki gelişmeleri değerlendirme fırsatımız oldu. Ama bölgesel olarak ağırlıklı Suriye Irak konularını değerlendirdik. Mülteci sorunun ele alma imkanımız oldu. Uluslararası terörizmde bir dayanışmanın olması gerekmektedir.” diye konuştu.
Merkel: Darbe teşebbüsünden sonra ilk ziyaretim
Merkel, “Bu benim darbe teşebbüsünden sonraki ilk ziyaretim. Bu olayı da ele aldık. Bu darbe teşebbüsüne neden olanların da cezalandırılması gerektiğini ama aynı zamanda suçun bireysel olarak cezalandırılması gerektiğini ifade ettim. Bu önemli süreçte ifade özgürlüğüne saygı duyulması gerektiğine işaret ettim. Alman gazetecileri için de akreditasyonlarını almaları gerektiğini burada çalışmak için ifade ettim. Her türlü terörle mücadelede yakın bir işbirliği içinde olmamız gerektiğini konuştuk. İlişkiler iyi fakat ekonomik ilişkiler daha da iyi olabilir.Mülteci konusu Almanya, Türkiye ve AB için önemli bir konu. AB’nin vaat etmiş olduğu finans desteğinin en kısa sürede akması gerektiğini ifade ettim. Tabi ki somut projelere bu finans kaynağının akması gerektiğini ifade ettik. Suriye konusunda siyasi görüşmelerin sürdürülmesini istiyoruz. Zannediyorum ki AB ile Türkiye arasındaki anlaşma her iki tarafın çıkarına oldu.” ifadelerini kullandı.
Soru cevap
Türkiye’de yapılacak olan referandumla ilgili bir sorum olacak. Anayasa değişikliği kabul edilirse muhaefette güçlerin dağılımının zarar göreceği endişesi var. Ne düşünüyorsunuz?
MERKEL: Bu kadar derin bir siyasi dönüşüm sürecinde güçlerin dağılımının toplumun çeşitliliğini teminat altına almak için çaba sarf edilmeli. Referandumda AGİT gözlermcilerinin olamsının iyi olacağını söyledim.Türk halkının savunduğu demokratik ilkelerin yeni sistemde korunması gerektiğini söyledim.
ERDOĞAN: Bir defa muhalefetin özellikle güçler ayrılığıyla ilgili tezinin şu anda yapılmakta olan cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik olan bana bu ulaşacak, ben tartışmalardan hareketle bunu söylüyorum en ufak bir hakikat payı yok.Yasama yürütme yargı yine var.Yani burada güçler ayrılığı noktasında bunların yok edilmesi söz konusu değil. Burada bütün mesele şudur: Bir defa yürütmenin çok daha seri çalışmasını sağlayacak imkanlar verilmiş. Yasamanın çok daha seri çalışma imkanı verilmiş. Yargı varlığını koruyor işlevini sürdürecektir. Muhalefetin hedef saptırmaya yönelik attığı adımlardan başka bir şey değildir. Kampanya süreci başlayacaktır. Zannediyorum nisan ayında sandık gelecektir.
“İslami ve İslamist arasında fark var”
MERKEL: Biz terörle mücadele konusunda kararlıyız. Adım atmamız için Elimizde kanıtların olması gerekiyor. Mahkemeler bunları değerlendiriyor. Mahkemelerin ve bağımsız incelemelerin sonucuna saygı duymalıyız.Bizim için özellikle şimdi yanlış gelişmeler olmamalı. Örneğin DİTİB’de çalışan imamlar. Bu imamların bazı kişiler hakkında bilgi toplaması gibi bir izlenim olmamalı. Din özgürlüğü benim için çok önemli demokrasinin bir parçası olarak görüyorum. Almanya’da Müslümanların inançlarını özgürce yaşaması için elimizden geleni yapıyoruz. İslami ve İslamist arasında bir fark var.