Evetçi misin terörist mi? Halk nasıl kutuplaştırılıyor?

15 yıldır iktidar koltuğunda oturan siyasilerin son dönemlerdeki açıklamaları insanları bölme noktasına getirmiştir. “Evetçi misin, terörist mi?” İktidar, yıllardır yaptığı gibi yine insanları bölüyor, kutuplaştırıyor, ayrıştırıyor!

15 yıldır iktidar koltuğunda oturan siyasilerin son dönemlerdeki açıklamaları insanları bölme noktasına getirdi. Evetçi misin terörist mi?

Evetçi misin “terörist” mi?

İşte bu kadar kolay!

Bir insanı “terörist”, “vatan haini” ilan etmek bu kadar kolay! Benden değilsen ya da bizimle aynı fikirde değilsen o zaman sen bu ülkeyi sevmiyor, sen bu ülkenin hayrına bir şey düşünmüyorsun demektir!


Geldiğimiz, getirildiğimiz noktaya bakın! Ülkede ayrıştıran, kutuplaştıran bir siyasi iktidar, ‘bu ülkede birleştirici bir unsur olacağız’ diyerek milletin karşısına çıkıyor!

AKP iktidarının geçmiş 15 yılına baktığınızda, her döneminde insanları ayrıştıracak bir söylem bulabilirsiniz. En basiti hatırlanacağı üzere Gezi eylemleri sırasında “Yüzde 50’yi evde zor tutuyoruz!” söylemi. Bu üslup, bu dil maalesef ülkenin bu noktaya gelmesine yani birbirlerini sevmeyen bir topluluğa neden olmuştur!

Bakın, görüyorsunuz toplum içerisinde yaşanan olaylara… Geçtiğimiz aylarda, genç bir kadın giydiği şorttan dolayı bir adam tarafından halk otobüsünde tekmelenmişti. Geçtiğimiz günlerde ise bu kez genç türbanlı bir kadın başındaki türban nedeniyle, bir başka kadın tarafından tartaklandı.

Siz, eğer toplumu yıllarca bölüp ayrıştırırsanız maalesef halk da kendi içinde kırılmalar yaşar ve telafisi olmayan yaralar açılır.

“Türbanlı bacım” ifadesi yıllarca siyasiler tarafından sosyal yaşamın içine oturtulmuştur. Bu düşünce, insanların birbirlerine karşı sevgi dolu bakışlarının ortadan kalkmasına neden olacaktır ve öyle de olmuştur!

Siz, böyle bir ülkenin vatandaşına; birbirinizi sevin, birbirinizi sayın, birbirinize vicdanlı yaklaşın diyebilir misiniz? Bu mümkün müdür? Hayır!

Halkın esnafına “siz, bu ülkenin vakti geldiğinde polisi, abisisiniz” derseniz, vatandaş da kendinde bir görev üstlenir ve o zaman elinde satırlı insanlar sokaklara çıkmaya başlar, devletin adına devlet olup halkın karşısına yerleşirler.


İşte böylece, Ali İsmail Korkmaz gibi genç bir üniversite öğrencisinin dövülerek öldürülmesini seyreder hale gelirsiniz!

Bunların sorumlusu kimdir? Ülkedeki meşru hükumettir!

Ülkeyi yöneten bir partinin bir yetkilisi “Hayır çıkarsa, iç savaşa hazırlanın!” diyorsa, bu harcın, çimentosunun araştırılması gerekir. Yani bu cesareti veren zihniyetin tohumlarına iyi bakılmalıdır!

Türkiye yeni bir referanduma giderken ülkenin siyasetçileri, referanduma ‘hayır’ diyecekleri terörist gruplarla aynı torbaya koyarsa bu ülkede birleşmeden, bütünleşmeden bahsedebilir misiniz, bu mümkün müdür?

Madem teröristler ‘hayır’ diyor, o zaman neden referandumda ‘hayır’ diye bir seçenek koydunuz? Koymasaydınız ve herkes ‘evet’ deseydi!

Bununla nasıl bir algı oluşturulmaya çalışılıyor?

“Evet derseniz, bizimlesiniz; hayır derseniz teröristlerle!..”

İşte bu kutuplaşma ülke insanını bölme çabasıdır! Yıllarca “terörist” dediğiniz gruplarla işbirliği yapıp sonra halk ‘hayır’ deyince “Teröristlerle beraber hareket etmeyin!” diyeceksiniz.


AKP iktidarı bu son çalışmaları ile yeni bir ayrıştırıcı dili, kutuplaştırıcı bir üslubu ortaya koymaktadır. Tıpkı yıllarca yaptığı gibi!..

Yüzde 50’yi geçemezsek iç savaşa hazır olun

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan şaşırtan anket açıklaması


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…