20 yıllık iş tecrübesini danışanlarına ayna tutarak, onlara alternatif çözüm yolları bulan Direm Fikir Atölyesi Kurucusu Didem Tınarlıoğlu, bu oranlar ve kadınların girişimcilikleri ile ilgili keyifli bir yazı kaleme aldı. Kadın girişimciler neden daha başarılı?
Yazısında kadınların, iş yaşamında kararlarını daha kolay verdikleri ve kararlarını hayata geçirmek konusunda daha azimli olduklarını dile getiren Tınarlıoğlu; “Kadınlar alışverişte kararsız olabiliyorken neden iş dünyasında erkeklerden daha hızlılar?” sorusunun yanıtını veriyor.
İşte Didem Tınarlıoğlu’nun keyifli yazısı;
Neden kadın girşimciler daha başarılı?
İnsanoğlunun dünyaya geliş sebebi olan Adem ile Havva’nın dialoğunu hatırlayın. Varoluş sebebimiz olan, Havva’nın Adem’i harekete geçiren, cesaretlendiren ve ikna eden özelliği başlı başına müthiş bir girişimcilik örneği değil mi? Ne müthiş bir örnek hem de…
Peki ya, Anadolu’da 14. yüzyılda dünyanın ilk kadın girişimcilik teşkilatlanmasının kurulduğunu biliyor muydunuz? ‘Baciyan-ı Rum’, yani “Anadolu Kadınları”, Anadolu’nun “Cesur Kadınları”.
Anadolu’nun kendine güvenen girişimci kadınları, dünyadaki ilk kadın girişimcilik teşkilatlanmasını oluşturdular. Köklerimizin cesareti ve kendine güveni muazzam. Kadın mucitlerin buluşları da oldukça enteresan.
Mesela, Bulaşık Makinasını icat etti. (Josephin Cochrane). İlk Büyük Ölçekli Bilgisayar’ı bir kadın geliştirdi (Grace Hopper). Yuvarlak Testere (Tabitha Babbitt), Kurşun Geçirmez Yelek (Stephanie Kwolek), ilk Araba sileceklerini de bir kadın buldu (Mary Anderson).
İlk Katlanır Yatak bir kadın tarafından tasarlandı (Sarah Goode), Optik Analiz Sistemlerini bir kadın keşfetti (Dr. Ellen Ochoa). Güneş Enerjisiyle Isıtma Sistemini de bir kadın icat etti (Dr. Maria Telkes). Lazerle katarakt tedavi etmek bir kadının fikriydi (Patricia Bath).
Ve elbette daha pek çokları….
Ancak gerek ülkemizde gerekse dünyada bu girişimci ruh yapısı yeterince eylemsizliği kırmaya yetmemiştir.Dünya genelinde çalışan kadınları koruyucu ve destekleyici yasaların ve uygulamaların artması, şehirleşme, eğitim olanaklarının artması, demografik gelişmeler, geçim sıkıntısı, boşanma oranlarında artış, toplumların ve kadınların çalışmasına yönelik tutumlarında meydana gelen iyileştirici gelişmeler kadının daha çok iş dünyasında aktif olmasına olanak sağlasa da, tüm bu olumlu gelişmelere rağmen, ülkemizin geneline baktığımızda kadın girişimci sayısı halen %10 seviyelerindedir.
Türkiye’de kadın çalışanlar ile ilgili yapılan çalışmalar, girişimci iş kadınlarının yarısından fazlasının ticaret sektöründe girişimci olduğu, genellikle 30-39 yaş diliminde yer aldığı ve yarısına yakınının eğitim düzeyinin sadece lise eğitimi düzeyinde kaldığı ve genellikle kentli olduklarını ortaya koymaktadır.
Diğer taraftan kadınların erkek çalışanlarla eşit rekabet koşullarına sahip olmadıkları da bilinen bir gerçektir. Toplumda kadının aile içinde rolü ve üstlendiği daha fazla sorumluluk onu çalışma hayatında ister istemez ikinci plana atıyor.
Part time çalışma modelinin ülkemizde tercih edilmeyen sadece üniversite öğrencilerine sunulan olanak olması, homeofis çalışma kültürünün oturmaması da girişimci sayısının artmasını önleyen unsurlardır.Kadın çiftçilerimizi de unutmamak lazım elbette. Emekleri büyük ama kazançlarının yetersizliği de bu alanda büyümeyi engellemektedir .
Kadın çiftçi sayımız halen %1,5 seviyesindedir.
Yaşanan bu tür sorunlar Türk kadın girişimcilerinin sayısının Avrupa ülkelerinin bir hayli gerisinde kalmasına da neden olmaktadır.
Örneğin Almanya’da kadın girişimci sayısı % 30 civarındayken Türkiye’de bu rakam % 10.7’dir. Diğer taraftan, kadın girişimcilerin yaşadıkları sorunlar toplumlara göre büyük farklılıklar göstermemektedir; araştırmalar, bu durumun altında yatan sebebin ise kadına verilen toplumsal rolün dünyanın hemen hemen pek çok ülkesinde aynı veya benzer olduğu gerçeğinden ileri geldiğini göstermektedir.
Avrupa’da,nüfusun % 52’si kadın olmasına rağmen; kendi işletmesinde çalışanların %34,4’ü ve start-up girişimcilerin % 30’u kadındır.
Gerçek şu ki, kadınların iş dünyasında yapışmış etiketleri de değiştirmeliyiz. Kadınlar için iş dünyasında çok detaycı, egosu kabarmış duyguları ile hareket eden ve zor profil algımız klişe ve haksızca çoğu zaman.
Oysa ki, kadınların ayrıntılara odaklanabilme, anaç tarafları, pes etmeyen özellikleri çoğu zaman büyük avantaj sağlamaktadır. Ön sezilerinin kuvvetli olması, erkelere göre daha çok öğretici ve geliştirici yanının olması, kadınların yanlarında çalışanlara karşı daha teşvik edici yaklaşımları motivasyonu yüksek tutma yetenekleri, azimli oluşları, daha mücadeleci özellikleri işveren olarak erkeklere göre tercih edilmelerinde önemli bir etkenler.
Tahminlerin aksine kadınların, iş yaşamında kararlarını daha kolay verdikleri, kararlarını hayata geçirme konularında daha hızlı oldukları ve belirsiz ortamları yok etmeye odaklı yaklaşımları sayesinde girişimciler alanında daha çok başarılı oldukları çalışmalarla ortaya konulmaktadır.
Kadınlar, erkek girişimcilerle karşılaştırıldığında kardan çok sosyal itibara önem vermekte, risk almada erkek girişimcilere oranla daha temkinli hareket etmekte ve daha öz güvenli bakabilmektedirler.
Türkiye’de işveren ve kendi hesabına çalışan kadınların iş yeri büyüklüğüne göre dağılımına baktığımızda çoğunluğu, 1-4 kişinin çalıştığı mikro ölçekli işletmelerdir.
Bu, kadın girişimcilerin küçük ölçekli az sermaye gerektiren işlere yöneldiğini göstermektedir. Bunun en büyük nedenlerinden biri kadın girişimcilerin yatırımları için bulabilecekleri finansal kaynakların yetersizliğidir .
Kadın girişimciler, ülkemizde sosyal yaşantıyla ilgili sorunlar da yaşamaktadırlar. Bunlar arasında; toplumun kadına yüklediği görev ve roller, ataerkil yapı, kadının kendi dışındakiler için duyduğu sorumluluk (ev, aile, yaşlı kimselerin bakımı), kendine duyduğu güvendeki eksiklik, yeterince destek bulamaması sayılabilir.
Kadın olmak başlı başına zor iş ,bunu kabul etmemek mümkün mü? Bazen bir evi yönetmek hatta bir ergeni yönetmek koca bir fabrikayı yönetebilmekten daha çok yetenek gerektiriyor.
Bu ülke şartlarında kendi işini yapabilmek buna cesaret edebilmek çok da kolay değil elbette. Ama dünyayı iyi annelerin yetiştirdikleri iyi çocukların kurtaracağını bilerek ekonominin gelişmesi daha hızlı büyüyebilmek ve gelişebilmek için kadın girişimciliğinin artması gerektiğini bilmemiz gerekiyor.
Hükümetlerin ve en az onlar kadar biz toplumların da başlıca görevi kadın girşimcileri desteklemek olmalıdır. Kadın işletmecinin olduğu yerlerden alışveriş yapmaya meyilli olmak gördüğümüzde onları yüreklendirmek yapılabilecek en kolay yöntemlerden bir kaçı.
Ve son söz hem cinslerime yani girişimci olmayı isteyip hayata geçiremeyen kadınlarımıza; Ne yapmak istediğimizi çok iyi bildiğimiz ve hayallerimizin sağlam olduğunda, bir şeyler kendiliğinden oluverir.
Yaşam yardımımıza koşar, olmadık şeyler olmaya başlar, bir arkadaş, bir tanıdık hatta hayatınıza misyon tamamlama adına birileri girer ve bize yardım eder. Sen istersen hayat da sana hazırdır. Sen yeter ki iste..