Senin suçun yok imam efendi!

İstanbul’da bir camide, siyaset yapan bir imam çıkıp “Referandum için ‘hayır’ diyenler 15 Temmuzcularıdır” diyor. Sizce  bu sözü söyleyen imamda mı kabahat yoksa bu imamı bu noktaya getiren sistemde, düzende mi?

Senin suçun yok imam efendi!

Senin suçun yok imam efendi!

Muhafazakar toplumlarda kullanmasını bilene din iyi bir sopadır!


Toplumda bilimin, medeniyetin, çağdaşlığın, gelişimin önüne geçmek istiyorsanız aslı astarı olmayan dini gerekçeler sunarak bir medeniyete ket vurmak hiç de zor değil!

Bakıyorsun bugün Ortadoğu ülkelerine ne bilim var, ne sanat, ne edebiyat ne de dinini gerçek anlamıyla yaşayan bir ülke…

Geçmiş İslam ülkelerinde Farabi, Gazali, İbn-i Sina, Ali Şir Nevai, Kaşgarlı Mahmut daha akla gelen gelmeyen birçok o günün aydın insanları…

Bugün ise tam anlamıyla gelişmeyen bir İslam toplumu, terörle mücadele veren, yoksulluk ve açlıkla savaşan bir Ortadoğu medeniyeti…

Kendi geleceğinin aydınlarını yetiştiremeyen bir İslam coğrafyası…

Yarım yamalak din bilginleri; dini kendine göre yontanlar, kişisel çıkarlarını ön planda görüp dini gerçekleri arka plana atmış yeni nesil din adamlarının olduğu bir coğrafya var karşımızda…

Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk’ün dediği gibi bugünkü kimi insanların ömrü “Allah ile aldatmak” ile geçiyor!

Senin suçun yok imam efendi!

Oruç tutuyor, sakal bırakıyorsa muska yazıyorsa yoksula yardım bahanesi ile para topluyor, iki rekat da namaz da kılıyorsa iş tamam! Toplumu kandırmak için her şey hazır demektir. Toplum zaten din tüccarlarıyla kandırılmıştır; ancak bunlar yine de yeterli olmaz. Yaşanmışlıkları önemsemeyen, belki de yeterli ölçüde ciddiye almayan bir halk ve sonuç yine hüsran!


Hatırlayın, bir adam vakti zamanında çıktı ve “Size araba yapacağım” dedi, milletten paraları topladı ve bir süre sonra soluğu yurt dışında aldı. Millet dolandırılmıştı…

Sonra döndü ülkeye; bu kez sakal bıraktı, yanına da “cüppeli” bir din adamını, birkaç eski futbolcu falan aldı. Bu kez “Size İstanbul’da otel yapacağım” dedi. Yapmaya başladı, bir de baktık adam yine soluğu yurt dışında aldı! Eğer bir millet, bir kez bir adamdan dolandırıldıysa “masum insanlar” deriz; ama aynı adamdan ikinci kez dolandırıldıysa varın siz tanımlayın bu dolandırılanların ne olduğunu.

“Ama ne yapayım be kardeşim ben” demeyin sakın! Eğer en ufacık bir yere iş başvurusunda bulunurken senden sabıka kaydı isteniyorsa ve sen, seni dolandıran bir adama ikinci kez güvenip tekrar dolandırılıyorsan durup düşüneceksin sevgili kardeşim. Bir de bunlar yetmezmiş gibi bu adamı milletvekili seçiyorsan seçebiliyorsan sen yalnız ve yalnız okumalısın ve aydınlanmalısın!

İşte seni “Allah ile aldatanlar”a karşı tedbirini ancak cahilliğini yenerek kazanabilirsin!

Daha yeni bir olay da İstanbul’da bir (kendisine imam demek istemiyorum) camide gerçekleşti. Ne oldu? Kendini bilmez, kara cahil, bir din adamı (din adamı olduğu sorgulanır) ne dedi?

“Referandum için “hayır” diyenler 15 Temmuzcularıdır”. Sevgili imam, senin suçun yok! Seni böyle konuşturabilen düzen, sistemde sorun!

Siyasetçi Meclis’te din adamı gibi konuşursa veya camiye girip siyaset yaparsa; sen de pek tabi, camide, yani din adamı olman gereken yerde siyasetçi olabilirsin!

Asgari ücretin 1.400 TL olduğu bir ülkede; 5 vaktin toplamı, bir saat olan bir işte 3 bin TL maaş alıyorsan belki de normal camide siyaset yapman!..


Sana ve senin gibi sözde din adamlarına selam olsun, buradan imam efendi!

Camide evet propagandası: Cemaatten imama tepki

Dedesinden habersiz torun: Nilhan Osmanoğlu


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…