Halk oylamasına sunulacak sözde yeni anayasada bilindiği üzere sürekli gündemde tutulmaya çalışılan ve yeni anayasanın ne denli katılımcı, dolayısıyla ne denli “demokratik bir anayasa” olduğuna ilişkin göstergelerden birisi de 18 yaşında olan gençlere milletvekili seçilme hakkı verilmiş olmasıyla ilgilidir. Peki, bu düzenleme gençlere verilen önemin ve değerin bir göstergesi midir?
Anayasa referandumunda 18 yaş ve seçilme hakkı üzerine
Bu konu referanduma sunulacak anayasaya “evet” denmesi yönünde en güçlü gerekçelerden ve nedenlerden birisi olarak defalarca dile getirilmekte ve söz konusu 18 yaşını doldurmuş gençlere yönelik işlenmektedir.
Peki, bu düzenleme gençlere verilen önemin ve değerin bir göstergesi midir?
İlk bakışta sanki öyle gibi görünüyor. Elbette niyet okuması yapmak doğru değildir ama gençliğe önem ve değer veriyor olmanın göstergeleri, onların tamamını ilgilendiren, yaşamın pratiğine yönelik konular olması gerekmez mi? Gençler için daha öncelikli, daha hayati ve daha toplumsal ihtiyaçlar ve beklentiler söz konusu değil midir?
Hepimiz biliyoruz ki; 18 yaşındaki gençlere seçilme hakkı veren bu düzenleme semboliktir ve hayatın gerçeği içinde “azınlığın da azınlığına” yönelik bir uygulama alanına sahiptir. Ve çoğumuz biliyor, görüyor ve yaşıyoruz ki; 18 yaşındaki gençlerin gerçekleştirdikleri okuma, yazma ve en önemlisi de yaşam deneyimleri onların milletvekilliği yeterliliği açısından olması gereken düzeylerde değildir. Tabi burada milletvekilliği yeterliliği de nedir? Bazı milletvekilleri olması gereken yeterliliklere sahip midir? Sorularındaki haklılık paylarını şimdilik bir tarafa bırakalım.
Dünyanın en gelişmiş ekonomik ve toplumsal yapılarına sahip hangi ülkesinde ve bu ülkelerin hangisinin meclisinde 18-24 yaş arasında milletvekili veya bakan vardır?
Söyleyebilir misiniz? Krallıklar, sultanlıklar ve diktatoryal rejimler ile yönetilen ülkeler dışında, Avrupa’da olduğu gibi sembolik özellikler taşıyan yarı ve tam sembolik asalet işleyişleri dışında demokratik seçimler ile belirlenen meclislerde 18 yaşında olan bir kişinin parlamenter olduğu pek görülmemiştir.
Avrupa’nın bazı ülkelerinde, üniversitelerin bazı programlarına 18 yaşında olan kişilerin kabulu dahi mümkün değildir. Bunlardan birisi de hukuk programlarıdır.
Türkiye’de hangi stratejik iş alanlarında, hangi devlet memurluğu kademelerinde veya hangi özel sektör iş hayatında 18 yaşında olan gençlere gerektiğince ve yeterince iş, mevki, yetki ve sorumluluk veriyoruz ki; Onlara milletvekili seçilme hakkını verelim?
Şunu açıkça koyalım ki; Bu yaklaşımları sergilerken 18 yaşında olanlara seçilme hakkına karşı tümden olduğumuz için dile getirmiyoruz. Sadece söz konusu kararın bir aldatmaca olduğunun ve bilinmedik bazı gerekçelere dayalı olarak düşünüldüğünü ifade etmeye çalışıyoruz.
“Gençlere önem ve değer”
“Gençlere önem ve değer” vermenin onlara 18 yaşında seçilme hakkı vermek ile ilgili olduğunu kabul etsek dahi, gerçekliği ve uygulanabilirliğinin olmadığı bir hakkın tanınmış olmasının sembolik olmaktan da öte başka anlamlar ve amaçlar taşıdığını söylüyoruz.
Neden? Çünkü bize göre gençlere önem ve değer vermek için onların bu hakkı kullanabilecek yani milletvekili seçilebilecek seçilebilecek olanaklara ve fırsatlara sahip olmaları gerekir. Çok daha önemlisi gençlerin kendilerini önemli ve değerli hissetmeleri için onların öğrenim ve iş olanaklarına ve fırsatlarına ulaştırılmış olmaları gerekir.
Peki, bu bağlamda söz konusu anayasa; 18 yaşında isteyen her çocuğa yükseköğrenim olanağı ve fırsatı tanıyor mu? Hayır. Bunu düzenliyor mu? Hayır? Bunu taahhüt ediyor mu? Hayır.
Peki, söz konusu Anayasa çalışmak isteyen 18 yaşında olan her gence iş olanağı ve fırsatı sağlayabiliyor mu? Hayır. Bunu düzenliyor mu? Hayır? Bunu taahhüt ediyor mu? Hayır.
Anayasalar böyle şeyleri düzenlemez. Neyi düzenler anayasalar? Kullanılamayacak olan hakları mı düzenler? Yoksa önce hakların kullanılması imkanlarını ve fırsatlarını mı?
Sonuç olarak seçilme yaşının 18 olmasının övünülecek hiç bir yönü yoktur. Gençliğe önem ve değer vermek onlara yoksul, gelişmemiş, muhtaç, onursuz ve dünyadan bihaber olmayacakları bir hayatı sağlamak ve sunmakla olur.
Yasaları ve anayasaları da buna göre yazmak ve uygulamakla olur. 18 yaşında ve üstündeki milyonlarca genç, avlanacak balık misali oy verecek seçmen değildir. Ama ne yazık ki öyle düşünülmüş öyle değerlendirilmişlerdir.
Gençler hayalleri, umutları ve endişeleri olan ama mutlu bir yaşamı hak eden geleceğimizdir. Bari onların düşlerini kirletmemiş olsaydık…