Böbrek taşı neden oluşur? Tedavisinde neler yapılmalı?

Böbrek taşı şikayetlerinden muzdarip olanlar, genellikle yakın çevrelerinden duydukları tavsiyelere kulak kabartır.

Böbrek taşı neden oluşur? Tedavisinde neler yapılmalı?

Balık gözü ile limon suyu karışımı veya kestane kabuğu suyu içmek gibi sıvıları tüketmek ne yazık ki böbrek taşını düşürmez. Bilimsel dayanağı olmayan bu tarz yöntemler yerine alanında uzman bir hekimin kontrolünde böbrek taşı sorunu kolayca tedavi edilebilir.

Böbrek taşı rahatsızlığına çare arayanlar; şifalı sulardan bazı ‘sihirli’ karışımlara varıncaya kadar, yalan-yanlış birçok alternatif tedavi yöntemine başvurabiliyor.


Hatta modern tıbbın mümkün kıldığı tüm tedavi yöntemlerini göz ardı edip, böbrek taşının kendiliğinden düşmesini bekleyen hastalar bile var. Ancak bu tip durumlarda teknolojinin imkânlarından yararlanmak ve böbrek taşlarının tedavisinde birçok alternatif tedavi seçeneğini değerlendirmek en geçerli yöntem olarak ortaya çıkıyor.

Medical Park Fatih Hastanesi’nden Op. Dr. Aytan Kar, böbrek taşı tedavisine yönelik yaklaşımları ve hastalığın ortaya çıkış nedenlerini şu şekilde anlatıyor:

Türkiye’de böbrek taşı görülme oranı yüzde 13

Böbrek taşları en sık görülen böbrek rahatsızlıklarından biri. Erkeklerin yüzde 10’u ve kadınların yüzde 3’ü hayatlarının bir döneminde böbrek taşı sorunu ile yüzleşiyor.

Bunların birçoğunda da, tekrar taş gelişimi ihtimali yüksek olduğu için hastalık tekrarlayıcı bir hâl alabilir. Böbrek taşı sıcak iklime sahip ve su içme alışkanlıklarının kötü olduğu Ortadoğu ülkelerinde, Hindistan’da ve maalesef ülkemizde çok yüksek oranlarda görülüyor.

Bu konuda yapılmış güncel çalışmalara göre ülkemizde her 100 insanın 13’ünde böbrek taşı oluşuyor.

Kronik bağırsak hastalığı böbrek taşına neden olabilir

Birinci derecede akrabasında böbrek taşı olanlarda böbrek taşı riski fazladır. Genetik yatkınlıktan sonra böbrek taşı oluşumunda en önemli neden beslenme alışkanlığıdır.

Az su içenlerin bu rahatsızlığa yakalanma riski daha fazladır. Ayrıca böbrekteki idrar çıkış deliğinin doğuştan dar olması gibi yapısal durumlar, idrar akımında duraksamalara yol açabileceği için çökelmelere ve taş oluşumuna neden olabilir.

Bunlara ek olarak ailevi, yani genetik kalıtımla idrar bileşenlerinde doğuştan anormallikler olabilmekte ve bu durum da taş oluşum ihtimalini arttırmaktadır. İdrar yolu enfeksiyonları, böbrekler ve üreterlerin sahip olduğu anatomik bozukluklar böbrek taşlarına neden olabilir.

Kronik ishal ya da kronik kabızlık gibi bağırsak hastalıklarına sahip kişilerde böbrek taşı görülme oranı daha fazladır. Bazı kanser hastalıkları da böbrek taşına neden olabilir. Böbrek taşları en çok 30’lu yaşlarda ortaya çıkar ve erkeklerde kadınlara kıyasla 2-3 kat daha fazla görülür.


Hastalığın tekrarlama olasılığı yüksek

Bir kere böbrek taşı sorunu yaşandığı zaman, rahatsızlığın tekrarlama riski yüzde 50’dir. Bir de yüzde 10’luk bir kısım var ki bu hastalar her yıl taş düşürür.

Taş bulunan bir sistem tamamen temizlense bile hastalığın doğası gereği sistem tekrar taş üretebilir. Bu nedenle taşları temizlemek çok önemli olsa bile, asıl önemli olan aynı hastanın 3 yıl içinde aynı ağrı ve sancılarla karşı karşıya kalmasını engellemektir.

Bu nedenle operasyonlardan sonra yapılan idrar ve kan analizleriyle sürecin kontrolü çok önemlidir. Tüm testlerin ardından hastanın durumuna özel serbest ve yasak yiyecekler listesi oluşturulur.

Bol su iç ve hareket et

Böbrek taşı

Böbreklerden mesaneye kadar olan idrar yolunun çapı genellikle 1-2 mm civarındadır ve 3-4 mm’ye kadar esneyebilir. Taş 4 mm’den küçükse ağrı kesici ve idrar yollarını genişletici tedaviler uygulanması taşın kendiliğinden düşmesine neden olabilir.

Tedaviye yardımcı olarak; sıcak su uygulamaları (sıcak banyo, sauna, sıcak su torbası, vs.), bol su içilmesi ve bol hareket edilmesi önerilir. Ancak tüm bunlara rağmen taş yüzeyi deniz kestanesi gibi çıkıntılıysa veya üreter denilen böbrek borusunda doğuştan bir darlık söz konusuysa taşın düşme ihtimali çok düşüktür.

Daha önceden çok defa ufak taşlar düşürmüş hastalarda böbrek borusunda fibrozis dediğimiz daralma olabilir. Bu durumda bu hastaların da taş düşürme ihtimali oldukça düşecektir.

Balık gözü ile limon suyu karışımından medet uman var.

Bazı böbrek taşı sorunu yaşayan hastalar herhangi bir bilimsel gerçeği yansıtmayan bazı önerileri deneyerek tedavi olabileceğine inanıyor. Şifalı olarak adlandırılan sular, kestane kabuğu suyu, yoğurt üst kısmının suyu, balık gözünün ile limon suyu karşımı gibi garip şeylerden medet umuyorlar.

Prensip olarak cebe ve sağlığa zarar vermeyen yöntemlerin hastaları kırmamak açısından yasaklamıyoruz. Ancak yapılan her uygulama mutlaka hekime danışılarak yapılmalı. Böbrek tıkanmasını takiben 1 hafta sonra böbrek idrar üretmeyi azalttığı için hastaların ağrıları azalıyor ve ne yazık ki bu ağrı azalmasını uyguladıkları garip yöntemlere bağlayabiliyorlar.

Ağrının azalmasına bağlı olarak tedavinin geciktirilmesi böbreklerde fonksiyonel kayba neden olabilir. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte böbrek taşlarının tedavisinde birçok alternatif tedavi seçeneği ortaya çıktı.


Geçmişte açık cerrahi ile tedavi edilen böbrek taşları son yıllarda gelişen teknoloji paralel olarak daha kolay tedavi edilebiliyor. Böbrek taşı sorunu yaşayanlar tedaviden korkmamalı ve bilim dışı yöntemleri tercih etmemeli.

Böbrek hastalığının altında yatan en önemli nedenler neler?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.