Böbrek hastalığının altında yatan en önemli nedenler neler?

Türkiye’de halen diyaliz tedavisi gören veya böbrek nakli ile yaşamını sürdüren yaklaşık 62 bin civarında böbrek hastası var.

Böbrek hastalığının altında yatan en önemli nedenler neler?

9 Mart Dünya Böbrek Günü dolayısıyla açıklama yapan ve diyalize girmeyen ancak böbrek fonksiyon testlerinde bozukluk olan 7.5 milyon civarında hasta olduğunun bilindiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu “Kronik böbrek hastalığının altında yatan en önemli nedenler diyabet ve hipertansiyondur. Vücudumuzda tuz dengesini böbrekler sağlıyor. Bu nedenle tuz tüketimi ve gizli tuz alımına dikkat edilmeli” dedi.

Düzenli egzersiz yapmak, kan şekeri ve kan basıncını doktorun önerdiği aralıklar ile kontrol ettirmenin, sağlıklı ve dengeli beslenerek ideal kiloda kalmanın, yeterli miktarda sıvı almanın, sigara alışkanlığından vazgeçmenin ve gelişigüzel ilaç kullanmamanın böbrek hastalıklarından korunmada çok önemli olduğunu belirten İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu:


“Vücudun sıvı dengesini korumak (özel bir neden yoksa günde 1.5 litre civarında su içmek), düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek faydalı alışkanlıklarken; sigara içmek, su yerine meyve suyu veya çay içmek, doktor önerisi olmadan sık sık ağrı kesici ilaçlar kullanmak böbrek sağlığı için zararlı alışkanlıklardır” açıklamasında bulundu.

Vücuttaki tuzun yüzde 99,5’i böbreklerden geri emiliyor

diyaliz

Diyabetik hastaların, hipertansiyonu olanların, koroner arter hastalığı ve/veya kalp yetmezliği hastalarının, obezlerin, ileri yaştaki insanların ve sürekli ilaç kullanan hastaların böbrek sağlığına dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu “Vücutta tuz dengesini böbrekler sağlıyor. Alınan tuzun yaklaşık yüzde 99,5’i böbreklerden geri emiliyor. Her birinde yaklaşık 1 milyon adet damar yumağı bulunan böbrekler, fazla miktarda tuz tüketilmesi sonucunda gelişebilecek hipertansiyon, damar sertliği (ateroskleroz), böbrek taş hastalığı gibi durumlardan etkilenir ve kronik böbrek hastalığı gelişebilir” şeklinde konuştu.


Gizli tuz alımına dikkat edilmeli

İçeriğinde tuz bulunan besinlerin tüketilmesi ile gizli tuz alımının söz konusu olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu “Bu besinler içinde peynir çeşitleri, tuzlu zeytinler, hazır soslar, ketçap, mayonez, hardal, kuruyemişler (kavrulmuş olanlar), hazır çorbalar ve bulyonlar, konserve yiyecekler, turşu, şarküteri ürünleri (sucuk, salam, sosis), cipsler, bisküviler, krakerler ve hazır ayranlar sayılabilir. Yemeğin tadına bakmadan tuz atmak da yanlış bir yaşam tarzı örneğidir. Kişinin yemeğin tuzu ile ilgili bir sorun olup olmadığı konusunda bilgisi yokken yemeğe tuz eklemesi diğer günlük davranışlarında da sorunu görmeden çözüm üretmek gibi yanlış davranışlara yönlenmesinin bir işareti olabilir. Vücudun gereksindiğinden daha fazla miktarda tüketilen tuz başta hipertansiyon ve damar sertliği olmak üzere, böbrek yetmezliği, inme, böbrek taş hastalığı, kemik erimesi (osteoporoz), mide kanseri gibi pek çok ciddi hastalığa neden oluyor” dedi.

Son yıllarda tuz tüketimi

Ülkemizde aşırı tuz tüketiminin kademeli olarak azaltılmasını sağlamak amacıyla bir eylem planının gerekli olduğu gündeme gelmiş ve T.C. Sağlık Bakanlığı’nca “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı 2011-2015” hazırlanmış ve yürütülmüştür.


Programın uygulanmaya başlanmasının ardından yapılan yasal düzenlemelerle; ekmeklerde tuz miktarı yüzde 25 azaltılarak yüzde 2’den yüzde 1,5’e; pastırmadaki tuz oranı yüzde 8,5’dan yüzde 7’ye; kırmızı pul biberdeki tuz oranı yüzde 9’dan yüzde 7’ye; salçaların tuz içeriği yüzde 64 azaltılarak yüzde 14’den yüzde 5’e; sofralık zeytinde tuz miktarı yaklaşık yüzde 50 azaltılarak en fazla yüzde 8’e düşürülmüş ve tuz paketlerinde “Tuzu Azaltın, Sağlığınızı Koruyun” ifadesinin yer alması zorunlu hale getirilmiştir. Ayrıca devlet dairelerinden başlanarak yemekhane ve restoranlarda masalardan tuzlukların kaldırılması için de gerekli yasal girişimlerde bulunulmuştur.

‘Böbrek’ yetmezliği neden olur? Korumak için 8 altın öneri


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.