Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla oldukça anlamlı bir bildiri yayınladı. Bildiride, akademisyenlerin cezalandırıldığı, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin kundaklandığı, sanatçıların ihraç edildiği karanlık dönemden çıkış için en önemli aracın Tiyatro sanatı olacağı hatırlatıldı.
Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, bildiriyle birlikte gönderdiği mesajda, tiyatrolardan düzenledikleri etkinliklerden önce bu bildiriyi seyircilere okumasını, sosyal medya ve basılı mecralarda paylaşmasını istedi.
Aydınlığı tercih eden sanatseverlerin karanlığa sanatla direnen Tiyatro emekcilerini yalnız bırakmayacağını varlıklarıyla, alkışlarıyla destek olacaklarını umarak buruk bir şekilde 27 Mart “Dünya Tiyatro Günü’nüz Kutlu Olsun” diyerek bildiriyi paylaşmak istiyorum.
Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi
Alacakaranlığın eşiğinde duruyoruz. Oysa tiyatro, bizi o eşikten geçip aydınlık günlere ulaştırmak için gerekli en önemli araç.
Akademisyenlerin toplumsal barış için girişimlerinden dolayı üniversiteden uzaklaştırıldığı, bu nedenle ülkedeki en köklü tiyatro bölümlerinden birinin neredeyse kapanma noktasına geldiği, yine yüzlerce genci tiyatroya kazandırmış özel parasız eğitim veren bir kurumun kundaklandığı, özel tiyatroların ayakta kalmalarını sağlayacak destekten yoksun bırakıldığı, çevrenin korunması amacıyla haklı protestolara katılan sanatçıların ait oldukları sanat kurumlarından ihraç edildiği bir ortamda bırakınız Tiyatro Günü kutlamayı, tiyatro sanatının nasıl icra edilebildiği bile şaşırtıcı ama umut verici.
Biz tiyatro emekçileri, tiyatronun insanı değiştirici, dönüştürücü gücünden kuşku duymayız. Tiyatro olmazsa olmazımızdır.
Önündeki bütün engellere rağmen tiyatro sanatı; tam da üstlendiği misyonu yerine getirmek üzere toplumu uyarmaya, eleştirel düşünmeye sevketmeye, özgür düşünceyi ve temel insan haklarını savunmaya, hakikati kavramaya ve kavratmaya devam edecek.
Sözümüz bitmeyecek, perdemiz kapanmayacak, sahne ışığımız sönmeyecek, bu kubbedeki ‘hoş sadamız’ karanlığa teslim olmayacak.