Bazıları eğlenceyi cumartesi günüyle sınırlamaz, haftanın her günü onlar için eğlence ve dans günüdür. İşte dünyanın en iyi 5 gece kulübü…
Işıklar açıldığında ve güneş battığında hayat onlar için yeni başlar. RedBull.com ‘dans pistlerinin taçsız kralları ve kraliçeleri’ için harika bir liste hazırladı. Ibiza’dan Berlin’e dünyanın en iyi 5 gece kulübü meraklısı için sıralandı.
Giderek ciddileşen dünyada belki de en çok ciddiye alınması gereken şeyi ‘eğlenceyi’ geri plana atıyoruz.
Gece hayatının vazgeçilmez kulüpleri birer birer kapanıyor. Arches (Glasgow), Verboten (New York), Plastic People (Londra) ve Sankeys (Manchester) son birkaç yıl içerisinde kapılarını kapatmış kulüplerden sadece birkaçı.
Schimanski (New York), Printworks (Londra) ve Sankeys East (Londra) ise kulüp işlevini yitirip pahalı birer apartman dairesine dönüştüler.
Orada olan orada kaldı, yaşandı ve bitti. Ancak hala ziyaret edebileceğiniz ve anın bir parçası olabileceğiniz harika kulüpler var. Bulundukları kentte gecenin yıldızı olmayı sürdüren bu kulüpleri Redbull.com sizler için derledi.
İşte ölmeden önce deneyimlenmesi gereken 5 gece kulübü:
1- Kentin eğlence açığını kapattı: De School, Amsterdam
Trouw kapandığında Amsterdam gece hayatında gerçekten dev bir boşluk oluşmuştu. Neyse ki, aynı ekip tarafından açılan De School o açığı kapattı.
700 kişi kapasiteli kulüp, minimal aydınlatması ve ilginç tasarımıyla dikkat çekiyor. Haftanın 7 günü açık ve 24 saatlik alkol ruhsatı olan De School, bir spor salonu, bir kafe ve bir sanat galerisiyle birden fazla etkinliği bir arada barındırıyor.
Ancak proje yalnızca beş yıllığına hayata geçirildi. Mekanı görmek isteyenler elini biraz çabuk tutmalı.
2- House müzik köklerini saldı: SmartBar, Chicago
House müziğin çıkış noktası Chicago’da o ruhu yaşatan SmartBar, basit bir tasarıma, ahşap dans pistine ve Funktion-One ses sistemine sahip. Yeraltında bulunan kulüpte house müziğin öncülerinden Frankie Knuckles da sahne almıştı. Smartbar, Resident Advisor’ın en iyi kulüpler listesinde yer alıyor.
3- İspanyol uykusuzluğu: Amnesia, Ibiza
İspanya’nın turizm başkenti Ibiza’da yer alan Amnesia, 5 bin kişilik devasa salonuyla ve günün ilk ışıklarını görebileceğiniz cam tavanıyla ziyaretçilerine unutamayacakları bir deneyim sunuyor. Amnesia ayrıca çeşitli müzik yelpazesiyle de ön plana çıkıyor. Techno, house, trance ve elektronik müziğin tüm diğer türleri atmosfere göre değişiyor.
4- İngiliz elektroniğini kim sevmez? Fabric, Londra
Fabric, İngiliz elektronik müziğinin tarihine tanıklık etmiş önemli mekanlardan biri olarak göze çarpıyor. 1999 yılında kapılarını açan kulüp, her dönem kentin en gözde mekanı olmayı sürdürdü. Fabric’te her biri kendi ses sistemine sahip üç oda bulunuyor.
Üstelik odalardan biri ‘bodysonic’ ses sisteminden faydalanılarak tasarlandığından sesi düşük frekanslar aracılığıyla ayaklarınızda ve tüm bedeninizde hissetmenize olanak sağlıyor. Geçtiğimiz Eylül ayında kapanan kulüp, müdavimlerinin tepkileriyle birkaç aylık aranın ardından yeniden açıldı.
5- Techno müziğin başkenti: Berghain, Berlin
Eski bir enerji santralinde kurulan Berghain, dans üzerine belgeseller çeken Philip Sherburne tarafından techno müziğin başkenti olarak tanımlanıyor. Berlin lilerin popüler mekanı iyi müzikleriyle ve kapıdaki ‘bodyguard’larıyla ünlü.
Sven Marquardt adlı bodyguard’ı iyi bir bahaneyle aşmayı başarabilirseniz mekanın size sunduğu ‘mahremi’ kazanıyorsunuz. Berghain’de yaşanan Berghain’de kalıyor çünkü kulüp içerisinde fotoğraf çekmek kesinlikle yasak!