Glokom en çok kimlerde görülür? Belirtileri ve tedavi şekli nedir?

Bir hastalık düşünün ki, hiçbir şikayet vermeden yavaş yavaş görmenizi azaltsın. Hatta bunu öyle sinsi yapsın ki, siz bunu ancak körlük noktasına yaklaştığında fark edin ve görmeniz geri gelemesin.

Glokom en çok kimlerde görülür? Belirtileri ve tedavi şekli nedir?

Sözünü ettiğimiz hastalık, tüm dünyada en önemli körlük nedeni olan glokom. Uzun yıllardır tanınmasına karşın glokomun hala bilinmezliğini koruyan karmaşık bir sorun olduğunu söyleyen Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, “Ortaya çıkardığı sonuçlar açısından glokom gerçekte bir halk sağlığı sorunudur” diyor.

Halk arasında göz tansiyonu ve karasu hastalığı isimleriyle bilinen glokom nedeniyle dünyada üç milyondan fazla kişi görme yetisini kaybediyor ve her yıl yaklaşık iki milyon kişiye glokom tanısı konuyor.


Öyle önemli ki, katarakttan sonra ikinci en büyük körlük nedeni. Ancak kataraktın tedavi edilebilir bir hastalık olması nedeniyle glokomun, körlüğün en önemli nedeni kabul ediliyor.

Hastalığın, göz içi basıncındaki ani değişimler nedeniyle görme sinirlerinin zarar görmesine bağlı olarak geliştiğini söyleyen Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, “Glokomun her yaş grubunda görülebilmesi, herhangi bir belirti vermeden sinsice ilerlemesi ve ortaya çıkan hasarın geri döndürülmemesi sorunun önemini daha da iyi ortaya koyuyor” diye konuşuyor.

Çocuklarda ve bebeklerde de görülebiliyor

Glokomda temel oluşturan görme sinirlerinin zarar görmesinde, ciddi hastalıklardan travmalara, genetik yatkınlıktan yaşlanmaya kadar birçok etkenin rol oynadığını söyleyen Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, pek çok alt türünün olduğu hastalık için risk faktörleriyle ilgili şu bilgileri veriyor:

“Bebeklerden yaşlılara kadar herkes glokom için risk altındadır. Ancak 40 yaş üstü kişilerin riski daha yüksektir. Her ne kadar çocuk ve bebeklerde görülen türleri olsa da bunların görülme sıklığı daha düşüktür. Ailede glokom hastalığının olması, diyabet, hipertansiyon, migren gibi kronik hastalıklar ve miyop gibi göze bağlı farklı sorunların da glokom için risk oluşturduğu biliniyor. Özellikle bu risk grubundaki kişilerin erken tanı ve korunma amacıyla düzenli göz muayenelerini yaptırması son derece önem taşıyor.”

Hiç belirti vermeden sinsice ilerliyor

glokom

Glokoma bağlı görme kaybı özellikle erken evrede hiçbir belirti vermiyor ve bu nedenle hastaların yarısından fazlası böyle bir soruna sahip olduğunu dahi bilmiyor.


Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, hastalık açısından en önemli tehlikenin sinsice ilerlemesi olduğunu belirterek, “40 yaş üstü nüfusun yüzde 4-10’u glokom tehlikesi altında. Bu nedenle, özellikle 40 yaştan itibaren herkesin herhangi bir şikayeti olmasa da, yıllık göz muayenesi yaptırması gerekiyor” diyor.

Tanı koymanın tek ve kesin yolunun ayrıntılı göz muayenesinden geçtiğinin altını çizen Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Pek çok alt türü bulunduğunu söylediğimiz glokomda, ‘açı kapanması glokomu’ olarak tanımladığımız alt grubunda göz içi basıncı ani olarak çok ciddi yükselebiliyor. Glokom krizi olarak tanımladığımız bu durumu yaşayan hastalarda, şiddetli ağrı, bulanık görme ve gözde kızarıklık gibi belirtiler gözlendiği için hastalık daha kolay tespit edilebiliyor. Ancak ne yazık ki bu grup nadir görülen bir glokom tipini oluşturuyor. Bazı durumlarda da muayene sırasında göz içi basıncı yüksek olarak olmasına karşın hastada başka hiçbir glokom belirtisi bulunmayabiliyor. Bu hastalarda, zaman içinde optik sinir hasarı gelişerek glokom gelişme olasılığı daha yüksek olduğu için yakından takip etmemiz gerekiyor.”

Glokom için tedavi yaklaşımı hastaya göre değişiyor

Hastanın göz içi basıncı yüksekse ve optik yani görme sinirinde hasar varsa glokom tanısı kesinleşiyor. Bu noktada geri dönüş mümkün olmadığı için, glokomu durdurabilmek amacıyla uygulanan tedavi hakkında Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak şu bilgileri aktırıyor:

“Göz içi basıncındaki artışlar görme sinirindeki hasarı artırıyor. Bazen tek bir ilaçla hasarı durdurmada istediğimiz oranda başarı sağlayamazsak kombine ilaç tedavisine de başvuruyoruz. İlaç tedavisinde istenilen başarıyı yakalayamadığımız hastalarda da cerrahi yöntemler uygulayabiliyoruz.”


“Glokoma bağlı görme kaybı telafi edilemez, bu nedenle, göz basınç ölçümlerinizi içeren düzenli göz muayeneleri yaptırmanız önemlidir” diyen Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, “Unutulmamalıdır ki, glokom erken tanınırsa görme kaybı yavaşlatılabilen veya önlenebilen, yaşam boyu da takip gerektiren bir hastalıktır” diye konuşuyor.

‘Glokom’ ve göz tansiyonu tedavisinde yeni uygulamalar


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.