Gözde Akpınar. Türkiye onun ismini ilk olarak Özgecan için verdiği ‘simsiyah’ reklamı ile tanıdı. Kadınlar Günü için hazırlattığı reklam filmi viral oldu. Gözde Akpınar’ın referandum oyu da gündeme oturdu.
Filli Boya’nın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel hazırlanan “Anca Beraber Kanca Beraber” isimli reklamı ile Gözde Akpınar yeniden gündeme geldi. Filli Boya’nın herkesi duygulandıran Kadınlar Günü reklam filminde Atatürk vurgusu ve “Burası Türkiye. Özgürüz biz. Özgür insanlarız” söylemi dikkat çekti.
İşte Filli Boya’nın fenomen olan Kadınlar Günü reklamı:
Peki kimdir Filli Boya’nın sahibi olan Gözde Akpınar?
Babası Celal Akpınar kansere yenik düşüp zamansız bir şekilde hayata veda ettiğinde Gözde Akpınar 25 yaşındaydı. Ailenin tek çocuğu olan Gözde Akpınar’a babası Avrupa’nın en büyük fabrikasına sahip 340 trilyonluk ciroya sahip devasa bir şirket bırakmıştı. Gözde Akpınar o yaşta yönetim kurulu başkanlığına hazır olmadığı için ilk yıllarda şirketi bir aile dostları yürüttü.
Gözde Akpınar 25 yaşında şirket sahibi olan en genç kadın olarak iş dünyasında yerini aldı. Yönetim kurulu üyeliği ile iş hayatına zorunlu bir giriş yapan Gözde Akpınar, Saint Joseph ve Bilgi Üniversitesi İktisat mezunu olarak iyi bir eğitime sahip. Babasının ardından şirketin başına geçen Gözde Akpınar, kısa sürede Filli Boya’yı çok büyük başarılara taşıdı.
“Çalışanın çorba içemiyorsa sen de aç kal!”
Gözde Akpınar babasının kendisine vasiyet niteliğindeki bir sözü üzerinden şirketini idare ediyor. Gözde Akpınar, “Babam ‘Kaç kişi çalıştırıyorsan, o kadar insan akşam çorbasını içiyorsa yüzün gülsün. Eğer o kadar insan çorba içemiyorsa sen de aç kal’ derdi” diyor.
Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Filli Boya’nın sahibi Gözde Akpınar’ı bakın nasıl anlattı:
Henüz 25 yaşındaydı.
Babasını kaybetti.
Babasının prensesiydi.
Ailenin tek çocuğuydu.
Sektöründe Avrupa’nın en büyük fabrikası, 340 trilyon liralık devasa ciro ve binlerce çalışanın sorumluluğu omuzlarına kaldı.
Cesareti vardı ama, tecrübesi yoktu. Üstelik, babası ona daima nasihat ederdi, “kaç kişi çalıştırıyorsan, o kadar insan akşam çorbasını içiyorsa, yüzün gülsün, yok eğer o insanlar akşam aç kalıyorsa, sen de aç kal” derdi. Bu sözler kulaklarında çın çın çınlıyordu, altında ezilmeden taşıyabilmesi için zamana ihtiyacı vardı, pişmesi gerekiyordu.
Şirketin yönetimini aile dostlarına ve profesyonellere bıraktı, kendi şirketine yönetim kurulu üyesi olarak katıldı. Öğrendi, öğrendi, öğrendi. 29 yaşında kendini hazır hissetti. Direksiyona geçti. Yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna oturdu. Kriz ortamıydı. Herkes kemerleri sıkmaya gayret ederken, o tam tersini yaptı, Türkiye’ye olan güveniyle yatırımını arttırdı, herkes küçüldü, o büyüdü.
Babasının kendisine bıraktığını ikiye katladı, fabrika sayısını dörde çıkardı, çalışan sayısını üçe katladı. Vergi rekortmenleri listesinin değişmez ismi oldu. Türkiye’nin en güçlü 50 iş kadınından biri oldu. Babasının vasiyeti gereği, kazandığını, toplumla paylaştı. Sosyal sorumluluk projelerine büyük önem verdi. Özellikle kadınlar için, fırsat eşitliğinden faydalanamayan kızlar için çaba harcadı. Aile Bakanlığı’yla işbirliği yaptı, “kadın ustalar” projesini hayata geçirdi, kadınlara 15 şehirde meslek eğitimi verip, iş hayatına kazandırdı.
“Özgecan için”
Özgecan vahşice katledildiğinde, 30 televizyon kanalının reklam kuşaklarını eşzamanlı olarak satın aldı, yarım dakika boyunca simsiyah karartı. Ne logo vardı, ne marka… Zifiri karanlıkta sadece “Özgecan için” yazıyordu. Ticari kaygıyla değil, toplumsal bilinci arttırmak için yapılmıştı. Tokat gibi çarptı. Kadına yönelik şiddette böylesine etkili bir reklam tarihte görülmedi. “Bir kadın ve bir kız çocuğu annesi olarak, bu sorunu ruhumun derinliklerinde hissediyorum” düşüncesiyle…
Kadına yönelik şiddete dur demek için atılan her adımda yer aldı. Her projeye katkı sağladı. Para harcadı, mesai harcadı. Şiddet mağduru 12 kadının hayat hikayesinin anlatıldığı “Ölümcül Yaralı” isimli uluslararası farkındalık projesine İstanbul’da ev sahipliği yaptı. Tübitak ve Boğaziçi Üniversitesi’yle birlikte yoksul kız çocuklarımız için Bilim Kampı düzenledi.
Gözde Akpınar.
Hani dünden beri tüm Türkiye, Filli Boya’nın dünya kadınlar günü reklamını konuşuyor ya… Memleketi yüreğinden yakalayan, yüreklendiren reklam… İşte o Filli Boya’nın sahibi Gözde Akpınar.
Bazen milyonlarca erkek hiç bir işe yaramaz.
Bir kadın her şeyi değiştirir.
Ve, anlı şanlı kerli ferli iş adamlarımız tir tir titreyerek, masasının altına saklanırken… Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür iş kadınımız Gözde Akpınar, dün twitter hesabından şu mesajı yazdı:
Ağaç için hayır!
Hayvan için hayır!
Kadın saygınlığı için hayır!
Özgür haber almak için hayır!
İlim, bilim için hayır!
Evlat için hayır!
Vatan lafla sevilmez.
Vatan eylemle sevilir.
Bu genç kadın…
Vatanseverliğin rol modelidir.