Mabel Matiz, bir dinleyicisinin kendisiyle çektirdiği fotoğrafı, “Topsun falan ama birkaç şarkın güzel” notuyla paylaşmasının ardından “Top, tüfek, ibne, dönme ve benzeri hitap şekilleriyle insanları, beni, yaralayamazsınız” diyerek yanıt verdi.
Konya’da Mevlana’nın türbesini ziyaret ettiği sırada iki dinleyicisiyle fotoğraf çektiren Matiz, çekilen fotoğrafın altına yazılan “Topsun falan ama birkaç şarkın güzel” yorumunu görmesinin ardından sosyal medya hesabından bir açıklama paylaştı.
Mabel Matiz: Top, tüfek, ibne, dönme, diyerek beni yaralayamazsınız!
Yorumun kendisini ‘tuhaf’ hissettirmesine rağmen bir yandan da hiç şaşırtmadığını ifade eden Mabel Matiz şunları yazdı: “Alışığım her türlüsüne, sevgiye de sevgisizlik ürünü her türlü içeriğin tillahına da. Ama dün bulunduğumuz yerin özelinde düşündüğümde fazla düşüncesiz, kalpsiz ve tutarsız buldum bu hali. Belki çok uzun süredir ilk defa içim cız etti. Ben de buraya bir not düşmek istedim. Şu konuda bir anlaşalım istiyorum artık sevgili arkadaşlar: Top! tüfek! ibne! dönme! ve benzeri hitap şekilleriyle insanları, beni, yaralayamazsınız. Bu kelimeler benim için herhangi bir hakaret/aşağılama/alay/ötekileştirme hissi asla asla asla içermiyor, içeremez.”
Söz konusu ifadeler yerine ‘sevgi’nin ön plana çıkarılmasının önemine değinen Mabel Matiz şöyle devam etti:
“İsterim ki öncelikle kendi benliğinizi sevip ona saygı duyun. İsterim ki dünyadaki yerinizi bulmak için daha faydalı kelimeler kullanın. İsterim ki hep bir sorunuz olsun. İsterim ki size ait olmayan ezbere bilgilerle yürümeyin. İsterim ki sevginin karşısında diliniz de kalbiniz gibi tertemiz kalsın. İsterim ki bilerek konuşun. İsterim ki Mevlana’nın kapısına neden gittiğinizi bilerek gidin. İsterim ki güzel olduğunu düşündüğünüz şarkılar varsa orada ne konuşulduğunu biraz olsun hissedin. İsterim ki kadın ya da erkek ya da herhangi bir kimlik ile herkes tek başına şapşahane bir birey olabilsin. İsterim ki bu cümleler bir işe yarasın. İsterim ki şarkılar şiirler kalbinize değsin. Çoğumuzun gözü bağlı şekilde Sabah akşam ben! ben! ben! diye şuursuzca bağırıp durduğu bu yeni çağ ortamında çok mu şey istiyorum?”