Oy lazımsa düşman yarat ve mağduru oyna

Seçim öncesi “Van minüt” de, Kabataş’ta başörtülü bacıya saldırdılar de, terörist de, çapulcu de… Mağduru oyna… Seçim sonrası İsrail’le milyar dolarlık anlaşmalar yap, hakimi savcıyı teröristi karşılayıp affetmeye sınıra yolla! Oy mu lazım? O zaman düşman yarat ve mağduru oyna!

Oy lazımsa düşman yarat ve mağduru oyna

Seçim öncesi söylemler ve eylemler neden seçim sonrası söylemler ve eylemler ile çelişir?

Üzerine fazla kafa yormaya gerek yok aslında. Seçim öncesi söylemler ve eylemler her zaman oy arttırmaya yönelik. İstenilen oy alındıktan sonra ne söylendiğinin hiçbir önemi kalmıyor.


“Van minüt”, Kabataş’ta başörtülü bacıya saldırı, Habur’da hakimli savcılı terörist karşılaması niye unutuluyor?

Çünkü balık hafızalıyız ve gaza getirilmek konusunda büyük zaaflarımız var. Hele ki bu gaza getirilme milliyetçilik ve din gibi güçlü alanlarda yapılıyorsa ne dünü hatırlıyoruz ne de yarını önemsiyoruz.

Başörtülü Bacı

Seçim öncesiydi. Anketler rahatsız ediciydi. Yandaşlar bir yalan yarattı, oya ihtiyacı olanlar da bu yalana sarıldı. Ne mi oldu? Oyunu nereye vereceği konusunda kararsız olan muhafazakar kesim “mağdur” olanı tercih etti.

Habur Sınır Kapısı’nda hakimli savcılı terörist karşılaması

CHP ve MHP’nin hiçe saydığı ve oy alamadığı, HDP’nin çok güçlü olduğu Güneydoğu’da terörün uzlaşma ile bitirileceği ve silahların susturulacağı mesajı bu şekilde verildi. Bu mesaj ve atılan adımlar ciddi oy olarak döndü.

Sonra bir seçim öncesi birdenbire terörist ataklar olmaya başladı! Bu ataklar için çok ciddi operasyonlar yapıldı. Güneydoğu savaş alanına döndü. Şehitler oldu, sivil halk perişan oldu, kan döküldü. Milliyetçilik yükseldi. Milliyetçi söylemler ile oylar toplandı.


Davos’ta “Van Minüt” çıkışı, ardından İsrail’le bitmek bilmeyen milyar dolarlık anlaşmalar…

“Ey Rusya, Ey Putin. Haddnizi bilin yoksa…” şeklindeki çıkışlar özür mektubu ile kapandı. Ancak Rusya yanlışlıkla(!) bizim askerlerimiz şehit edince nasıl da söz birliği edilmişcesine hükümet ve medya susuverdi.

Kardeşim Esad’tan Katil Esed’e… Sonuç mu? Suriyeliler Türkiye’ye kaçıp vatandaşı işinden ederken Türk askeri Suriye’de savaşıyor. Ancak alelacele kimlik çıkartılıp vatandaşlık verilen Suriyelilerin kime oy verecekleri oldukça net!

Bir de FETÖ var tabi!

Devletin bütün kademelerine virüs gibi yayılmasına göz yum, hatta kendin bizzat yerleştir. Bu virüs işine gelmeyen kim varsa iftira ile hapishaneye tıkınca destek ver. (Bakınız Ergenekon, KCK, Balyoz, Şike davaları) Sıra sana gelince de kandırılmışız de. Şu soruyu madem kimse sormadı / soramadı, cevabını öğrenemeyecek olsak da bari biz soralım.

Bu FETÖ virüsü, AKP ile iyi geçinirken AKP lehine illegal işler yapmış mıdır? Mesela YSK’ya (Yüksek Seçim Kurulu) sızıp oy manipülasyonu yapmak gibi?


Verilen örnekler arttırılabilir. Bu örneklerin ortak noktaları oya yönelik olmaları. Seçim öncesi söylenenler, seçim sonrası kuvvetle muhtemel değişecektir. Ancak ne yazıktır ki düşünme ve hatırlama gibi güdülerini yitirmiş kitleler, bu örnekler önlerine serilse de görmezden gelecektir.

Referandum anketi sonuçları: Türkiye başkanlık istiyor mu?


Çağrı Gırlangıç
14.03.1985 tarihinde Kadıköy'de dünyaya geldim. Kadıköy'de doğdum, Kadıköy'de büyüdüm. Yazma sevdası içime düşünce önce 2 roman yazdım, sonra da sinemaya dair yazılar yazmaya başladım. 2011'in başından beri bloğum cagrigirlangic.blogspot.com da 500'ü aşkın filme dair yazdım. Hala da devam ediyorum. Sonra metin yazarlığı yapmaya başladım ve yazarlık mesleğim haline geldi. Yazımına devam ettiğim Türk Sinema Tarihi Ansiklopedisi, emek ve zaman isteyen bir proje. Sabırla yazımına devam ediyorum. Bir sinema yazarı olarak yazmaya başladığım, sonrasında ise deneme, gündem, kritik, yaşam ve kişisel gelişim yazıları yazmaya başladığım İndigo Dergisi ise hem beni geliştiren, hem de bir parçası olmaktan haz aldığım yer.