Referanduma giderken AKP’nin 15 yıllık ekonomi bilançosu

Referanduma giderken AKP’nin bu ülkede ne yaptığını görmek ister misiniz? Çiftçisi, memuru, taşeron işçisi ne durumda bir bakmak ister misiniz? Bir ara “IMF’ye borç veren bir ülke!” olan Türkiye’nin ekonomi karnesine bir bakalım ne dersiniz?

Referanduma giderken AKP’nin 15 yıllık ekonomi bilançosu

Referanduma giderken AKP’nin 15 yıllık ekonomi bilançosu

Referanduma giderken AKP’nin ekonomide ne yaptığına bakmadan ‘evet’ demenin ne kadar yersiz ve anlamsız olacağını belirtmek gerekecek herhalde…

Bu yüzden, bir de bugüne kadarki AKP’nin ekonomi tablosuna bir bakalım…


2002’de cari açık 1,5 milyar dolar iken 2016 yılında cari açık 31,61 milyar dolar oldu.

2002’de % 10,3 olan işsizlik oranı, 2013’de % 9,7 oldu, 2014’de bu oran % 9,9’a yükseldi. 2015 yılında bu oran % 10,3; bugün itibari ile işsizlik oranı 11,8’dir. Tabi bu rakamlar tek başına iktidar olan AKP iktidarı dönemindeki TUİK verileri ve resmi rakamlar olarak görülüyor. Genç nüfusta bugün her beş gençten biri; yani % 20’si işsiz!

Hani o yazar kasaların atıldığı, ekonominin çöktüğü (!) dönemde, Bülent Ecevit‘in hastanede yattığı o dönemde işsizlik oranı kaçtı biliyor musunuz? % 8,4’tü.

Referanduma giderken AKP’nin 15 yıllık ekonomi bilançosu

Ekonominin battığı (!) 2002 yılında dolar 1,41 liraydı, bugüne gelindiğinde ise yani ekonominin şahlandığı (!) dönemde dolar, özel sektör için (evlat acısı gibi!) 3,73 lira.

Euro 2002 yılında 1,42 lira iken euro Allah’tan 4 lira olmadı; şimdilik 3,98 lira civarında.

Simit AKP iktidara geldiğinde 20 kuruştu. Şu an ise fiyat 1 lira. Yani sevgili halkım % 400‘lük bir değişim.

2002 yılında devletin borcu 242,7 milyar lirayken 2016 yılında 759,6 milyar lira oldu. Bir de biz bir ara IMF’ye borç veriyorduk değil mi?

Referanduma giderken AKP’nin 15 yıllık ekonomi bilançosu

2002’de özel sektörün dış borcu 43 milyar dolardan 2016 yılının aralık ayında 293,7 milyar dolara ulaştı.

2002’de karşılıksız çek tutarı 2,2 milyar lirayken 2016 yılının aralık ayında karşılıksız çek tutarı 27,7 milyar lira oldu. Görülüyor ki AKP iktidarı birbirine güvenen (!) ve namuslu (!) olan bir toplum oluşturmuş…

2002 yılında bir kilovat elektrik 16 kuruşken, 2016 yılında 42 kuruş oldu.

Dört kişilik ailenin (2016 yılı Aralık ayı) açlık sınırı 1,432 liradır. 2016 Aralık ayı asgari ücret ne kadardı? 1,300 lira. 2017 yılındaki 104 liralık zam bile açlık sınırına yaklaşamıyor. Yani her asgari ücretli bu ülkede aç! Yoksulluk sınırı nedir peki? 4,665 lira. Şimdi kızın biri Youtube’da cipe binip “fakirler, siz ölün” diyorsa bu kız haksız mı şimdi? Bu rakamlarla birileri tabutuna bir çivi çakarken kimileri de yeni gemicik(!)lerine çivi çakmakla meşgul oluyor!


Evinizdeki tüp ne kadardı 2002 yılında? 15 liraydı. Bugün ise 73 TL. Artık bu dönemde eve ya tezek alın ya da kuru fasulye yiyip kendi (!) imalatınızı yapsanız iyi olacak! Siz söylemeden ben söyleyeyim kuru fasulye bugün marketlerde 5,5 lira civarında, organiği ise ortalama 15 lira. Yani siz yine organik değil, inorganik ısınmanın, yemek yapmanın yollarını arayın!

Ekmek bulamıyorsanız sevgili halkım pasta yiyin!

Ekmek 2002 yılında 20 kuruşken, bugün ise 1 lira. Ekmek bulamıyorsanız sevgili halkım pasta yiyin! Gramajı düşürülerek ürünler önümüze konuyor; tabi ondan sonra da bizim halkımız zam gelmedi zannediyor!

Çeyrek altın bugün 238 lira. 2002 yılında ise 24 liraydı. Kuyumcular bu durumun farkında olmuş olacaklar ki (baktılar halk da çeyreği alamayacak) adamlar; gittiler, halka dördün birini çıkardılar. Yani çeyreğin çeyreğini…

Yoksul kesimin kurbandan kurbana gördüğü et 2002 yılında 5 lira civarındayken bugün 40 lira civarında. Hükümet, daha önceki yıllarda her ne kadar Angus da ithal etse et fiyatlarına çözüm olmadı bu. 10 yıl boyunca Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı olan başarılı(!) Mehdi Eker koltuğunu devretti!

Referanduma giderken AKP’nin 15 yıllık ekonomi bilançosu

Vatandaşın bankalara borcu

Çiftçinin keyfi yerinde ama! Milyonları kırıyorlar! Samanı ithal eden bir köylümüz var! Devlet ‘size bir iyilik yapayım’ diyerek yatçıya, katçıya farklı mazot fiyatı, çiftçiye farklı mazot fiyatı çekti!

Referanduma giderken AKP’nin 15 yıllık ekonomi bilançosu

 

Benzin fiyatlarına baktığınızda 2002 yılında 1,66 lirayken, bugün 5,22 lira dolaylarında. Artış yüzde kaç artış var, varın siz hesap edin…

Vatandaşın bankalara borcu AKP iktidara geldiğinde 6,6 milyar liraydı; 2017 Şubat ayı itibari ile 425,8 milyar liraya yükselmiştir. 2016 yılına gelindiğinde Kredi ve Banka sicil affı ile kara listeden kurtulmayı planlayan 11,5 milyon kişi vardı.

2014 yılında memurların % 97’sinin borcu vardı ve % 60’ı bu borcu ödeyemedi!

2002 yılında 6 milyon olan icralık dosya sayısı vardı, bugün 24 milyon civarında.

Kapanan şirket sayısı 2016 yılında, 2015 yılına göre % 48 artmıştır. Kurulan şirket sayısı ise sadece yüzde 1,28 artmıştır.

Referanduma giderken AKP’nin 15 yıllık ekonomi bilançosu

Hani Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde 2015 seçimlerinde iktidara geldiklerinde “100 gün içinde yapılacak işler” arasında taşeronlara kadroya alınması meselesi vardı. Hani Ahmet Davutoğlu, Meclis Grup Konuşması’nda bu konuyu açıklarken futbol taraftarı gibi “üçlük çektiren”, “amigoluk yapan” gençler vardı ya; ha işte, AKP onlara “Ne 100 günü kardeşim! Size de amma ‘yüz verdik’, avucunuzu yalarsınız!” dedi. 2002 yılında 387 bin taşeron işçisi varken bugün ortalama 2,5 milyon taşeron işçisi var.


Hadi, şimdi gidin ve ‘evet’ deyin sevgili halkım!

Referandum anketi sonuçları: Türkiye başkanlık istiyor mu?

Referandum illüzyonu: Evet ile Hayır arasındaki algısal fark


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…