Tekirdağ: AKP’nin seçimlerde kaybettiği iki ilden biri

AKP, 2004 yerel seçimlerinden sonra Tekirdağ’da genel seçimler dahi hiçbir başarı sağlayamadı. Bunun mikro ölçekte nedeni olduğu gibi, tabi makro nedenleri de var. Şimdi ise karşımızda bir seçim yok ama referandum var. Bu referandumda Tekirdağ neden ‘hayır’ diyecek?

AKP Tekirdağ'da neden kazanamıyor? Tekirdağ: İktidarın seçimlerde kaybettiği iki ilden biri

İktidarın seçimlerde kaybettiği iki ilden biri: Tekirdağ

Trakya’nın batıya açılan kapısı; Türkiye’nin Avrupa topraklarında olan kısmı…

Tarımın en önemli merkezlerinden… Özellikle ayçiçeği, Trakya halkının gelir kaynağı. Sanayi olarak ise Tekirdağ’ın Çorlu ve Çerkezköy ilçeleri, Kocaeli – Çatalca bölümü kadar önemli yerler…


Ciddi anlamda insana istihdam sağlayan bir ilimiz Tekirdağ.

Yazıma girmeden önce şunu belirtmeliyim ki; burada mikro milliyetçilik yapmayacağım; ki yapsam da zaten Tekirdağlı değilim…

Referandum yaklaşırken bu ilin referandumda ne söyleyeceği önemli bir husus. Neden önemli? Çünkü 2014 yılındaki yerel seçimlerde AKP’nin hiçbir ilçesini alamadığı iki ilden biridir Tekirdağ. O yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tekirdağlıları hiçbir seçimde es geçmeden seçim turunu tamamlamıyor. Bu referandumda da böyle oldu…

Tekirdağ herkesin bildiği üzere CHP’nin kalesi olarak görüldüğü illerden biridir. Buna rağmen, AKP yıllar önce, yani 2004 yerel seçimlerinde Tekirdağ Belediyesi’ni kazanmıştı. Belediye Başkanı da o dönem Ahmet Aygün olmuştu; ancak daha sonra AKP, Tekirdağ’da kaybetti.

Peki neden kaybetti?

Bunun en önemli nedeni o dönemin Belediye Başkanı Aygün olarak gösterilmektedir. Tekirdağ’ın merkezine hangi akla hizmet ettiği belli olmayan büyük bir alışveriş merkezinin açılması, Tekirdağlıları ciddi anlamda rahatsız etti. Bu alış veriş merkezinin neden Tekirdağ merkezinin tam ortasına konduğunun araştırılması ise Ankara’daki AKP’nin teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısının görevidir. Tabi bu durum mikro ölçekte bir nedendir. Bundan sonra da AKP’nin Tekirdağ’da (bazı ilçeler haricinde) kazanmasını söylemek zor!


Bunlardan bir iki tanesini makro açıdan ele alarak değerlendirmeye çalışalım.

Tekirdağlılar, makarna ve kömürle kandırılabilecek bir seçmen kitlesi değil!

Bu yüzden Tekirdağlılara ekmek, aş haricinde başka şeyler de söylemelisiniz ve samimi olmalısınız. Aksi taktirde halk, demokrasi çatısı altında sizin ipinizi çeker; AKP’ye de bunu yapmıştır. Türkiye’nin tarım ambarı olarak nitelendirebileceğimiz bir ilinin, yani çiftçiliği, hayvancılığı bilen bir halkın yanı başına (Çorlu / Ulaş) vakti zamanında Angusları koyarsanız, bu halkı çok da inandıramazsınız. Mazot fiyatında yatlara farklı fiyat, çiftçiye farklı fiyat uygularsanız Trakya halkı bunu yemez!

AKP, Tekirdağ ve Trakya toplumunu; kazlarını, komşunun köpeği yediği için komşusunu öldüren ya da düğünde ‘halay başında kim olacak?’ diye başlayan kavga sonucunda birbirini vuran toplumla karıştırmamalı!

Biraz önce yukarıda ifade ettiğim gibi Tekirdağlılara başka şeyler de vaat etmelisiniz. Örneğin; demokrasi, özgürlük, insan haklarını, yargı bağımsızlığı ve daha sayamayacağımız nice soyut şeyler. Tekirdağlılar için ekmek, aş kadar önemlidir bunlar.

Eğer siz, 17 – 25 Aralık bakanlarını, yargıdan kaçırırsanız, demokrasiden ödün vermeyen Tekirdağlılar size oy vermez! İstediğiniz kadar halka demokrat görünmek için CHP ile yakınlığı ile bilinen kişileri partinize transfer etseniz bile! 18 maddelik mini anayasada demokrasi var mı, özgürlük var mı, belki de en önemlisi yargı bağımsızlığı var mı? Kesinlikle yok!

O halde?..


Fazla uzatmadan, anket çalışmaları yapan Hakan Bayrakçı geçtiğimiz günlerde televizyon ekranlarında şöyle dedi: “Hiçbir araştırma yapmadım. Şimdiden söyleyebilirim ki; referandumda, Trakya’nın hiçbir ilinde ‘hayır’ %60’ın altında olmaz!”

Son referandum anket sonuçları: Evet mi Hayır mı önde?


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…