Son zamanların önem kaydeden davalarından birisi de trafik kazası neticesinde maddi hasara uğrayan aracın piyasadaki emsal araçlara göre kazalı hale gelmesi nedeniyle kaybettiği değerdir. Yargıtay tarafından içtihatlaşmış hali ile de sık sık başvurulan bir alan olmuştur.
Evet başlıktan da anlayacağınız üzere aracınızın emsallerine göre, yani kazasız ilk haline göre sabit olan piyasa rayiç bedeli ile trafik kazası meydana geldikten sonra maddi hasar sonucunda kaybedilen bir bedel vardır. Hukukta bu husus, aracın kaybettiği değer ya da değer kaybı olarak nitelendirilmektedir.
Değer kaybı bedelinin talep edilebilmesi için ne gerekir?
Öncelikle değer kaybı taleplerinin olabilmesi için kusur oranlarının belirlenmesi gerekmektedir. Yani trafik kazasının meydana gelmesinde diğer taraf daha yüksek oranda kusurlu ise bu doğrultuda, maddi hasar boyutu, aracın yaşı, kilometresi, daha önce bir kazaya karışıp karışmadığı, hangi parçalarının hasar gördüğü gibi hususlar belirlenerek bir bedel hesaplanır. Bu doğrultuda eğer karşı taraf %100 kusurlu ise değer kaybı bedelinin tamamını veya daha düşük ise oran doğrultusunda değer kaybı bedelini alabilirsiniz.
Böylece bir nebzede olsa aracınızı satarken en azından kazasız hali ile satış fiyatı rakamına ulaşmak amacıyla değer kaybı bedeli belirlenir.
Kaza yapan araç ticari araç ise
Ayrıca buraya bir dip not olarak belirlenmesinde fayda görüyoruz. Eğer kazaya karışan aracınız bir ticari araç ise; o zaman değer kaybı talepleri yanında, aracın mahrum kaldığı kazanç kaybına kadar belirli talepleri isteme hakkınız olacaktır.
Bir diğer önemli hususta değer kaybı bedelinin talebi, kusurlu tarafın sigorta şirketinden talep edilebilir. Bu doğrultuda yapılacak olan ekspertiz incelemesi ile önce sigorta şirketine başvurabilir, sigorta şirketinden olumsuz yanıt alırsanız, sigorta tahkim komisyonuna gidebilirsiniz. Bunun yanında doğrudan dava yolunu da tercih edebilirsiniz.