Güzellik, her yaştan insanın vazgeçemediği bir değer ve çağımızın olmazsa olmazlarının başında geliyor.
Görselliğin gün geçtikçe daha revaçta olduğu bir dünyada, güzel ve estetik görünmeye olan ilgi de artmaya devam ediyor. Peki, yaşınızın hangi estetik müdahaleye uygun olduğunu biliyor musunuz? Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanı Op. Dr. Özerk Demiralp en uygun estetik tüyolarını paylaştı.
Yaş gruplarına göre estetik tüyoları
20 – 30 yaş arası:
Botoks’a olan talebin en yoğun olduğu 20 – 30 yaş aralığı, gelecekte kırışıklık olmasını istemeyen ve şimdiden önlem almak isteyen gruptan oluşuyor. “Botoks benim için erken mi?” diye bize soruyorlar.
Bunun değerlendirmesi için öncelikle cilt analizi yapıp hastanın kırışık bir cilde meyilli olup olmadığını değerlendiriyoruz. Bazı ciltler kırışıklığa eğilimli olduğundan, 30 yaşına gelmeden ciltte derin çizgiler oluşabildiği için bu grupta uygun dozlarda botoks uygulaması, geleceğe hazırlık konusunda büyük avantaj sağlıyor.
20 – 30 yaş aralığındaki kişilerin en yoğun taleplerinden bir diğerini ise dudak dolgusu oluşturuyor. İnce dudaklara sahip kişilere yapılan dolgu, bir sene boyunca hacimli dudaklara sahip olunmasını sağladığı için, kişiyi mutlu ediyor ve öz güvenini artırıyor.
Burnundaki şekil bozukluğundan ve nefes alma probleminden rahatsızlık duyan gençler, burunlarının düzeltilmesini istiyorlar. Artık eskisi gibi ameliyat sonrası morarma şikayetinin çok olmaması, tamponların kolay çıkarılabilmesi, burun ameliyatı korkusunu ortadan kaldırıyor.
30 – 40 yaş arası:
Bu yaş grubunda en çok talep edilen işlem, özellikle yanak ile burun arasında oluşan nazolabial bölge adını verdiğimiz derin çizginin giderilmesi için oluyor.
Gerilmiş ve genişlemiş yüz hatlarına, uygun dozlarda dolgu uygulamalarıyla, hastalarımızın kendi tabiri ile “maske gibi görünüm”e neden olmadan, bu hatları rahatlatmak mümkün.
Cildin nemlenmesini, kalitesini ve kollajen miktarını arttırmak için “PRP” adını verdiğimiz kök hücre tedavisi en çok önerdiğim ve en çok talep edilen ikinci işlem. Bu uygulama sonrasında çok daha canlı ve genç görünümlü bir cilde sahip olabilmeniz mümkün.
40 – 50 yaş arası
Bu yaş grubunda, yüzde ve ellerde artan lekelenmeler ile karşılaşıyoruz. Özellikle güneşin radyoaktif etkisi, bazı ciltleri bölgesel olarak melanin artışına maruz bırakıyor.
Bu gibi durumlarda yeni nesil kimyasal peeling uygulamaları ve lazerler ile başarılı sonuçlar alabiliyoruz. Atrofiye uğramış yani hücreleri zayıflamış bölgelerin doldurulması amacıyla yağ enjeksiyonu ve dolgu uygulamaları bu dönemde sıkça talep edilebiliyor.
40 – 50 yaş arasındaki hastalarımıza en sık yaptığımız ameliyatların başında, sarkmış bölgeleri düzeltme operasyonları geliyor. Karın, yüz ve kolda meydana gelen sarkıklıkları, yer çekiminden ve yaşla beraber gevşeyen derileri germe işlemlerinden sonra, hastalarımız kısa sürede bu sarkmaların toparlandığı genç bir vücuda sahip olabiliyorlar.
50 – 60 yaş arası
Bu yaş grubunda en çok tercih edilen işlemi, göz kapağı ameliyatları oluşturuyor. Sarkmış ve göze baskı yapan üst göz kapağı derisinin alınması ve yağ fıtıklaşmalarının tedavi edilmesi ile kişi daha canlı bir görünüme kavuşuyor. Sarkan deriden kaynaklanan görme sıkıntısını da böylece giderilmiş oluyor.