AK Parti’nin karşı karşıya olduğu kaybetme tehlikesi ne?

Abdülkadir Selvi, AK Parti’nin karşı karşıya olduğu kaybetme tehlikesini yazdı. Yeni bir politik dil geliştirilmesi konusunda umutlu olmanın zor olduğunu belirtti.

AK Parti'nin karşı karşıya olduğu kaybetme tehlikesi

Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi bugünkü yazısında AK Parti’nin büyük kentlerdeki kayıplarına dikkat çekerek, “Büyük şehirlerde başlayarak bir dip dalga dalga geliyor” dedi.

İşte Abdülkadir Selvi’nin o yazısındaki dikkat çeken yazısının bir bölümü:


“AK Parti’nin önünde önce bir takvim var. Kesin sonuçlar açıklandıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan partiye üye olacak.

Ancak AK Parti kulislerine göre Erdoğan sadece partiye üye olmakla yetinmeyecek. Olağanüstü kongre toplanarak genel başkan seçilecek. Böylece 2002’de Erdoğan genel başkan, Abdullah Gül başbakan modelinde olduğu gibi, bir süre Erdoğan’ın genel başkan, Binali Yıldırım’ın başbakan olduğu süreç yaşanacak.

AK Parti referandumu kazandı ama bir de seçmenden uyarı aldı. Şimdi yeni bir yüzleşme ve yenilenme zamanı. Referandumdan sonra hızla normalleşme sürecine geçilmesi bekleniyordu. Başbakan Binali Yıldırım’ın, “Yüzde 81.7 evet diyen Bayburt da yüzde 80.4 hayır diyen Tunceli de kazançlı çıkmıştır” sözleri bunu işaret ediyordu. Ancak normalleşme sürecinin kolay olmayacağı anlaşılıyor.


“Büyük şehirlerden başlayarak bir dip dalga dalga geliyor”

Referandum sonuçları dikkatli bir şekilde analiz edildiği takdirde büyük şehirlerden başlayarak bir dip dalga geliyor. Özal, 1989 yerel seçimlerinde büyük şehirleri kaybedince gerilemeye başladı. SHP ve Refah Partisi’nin yükselişi büyük şehirlerin kazanılmasıyla başladı. Büyük şehirdeki sonuçlar, AK Parti’de, ‘erken uyarı’ olarak alındı. Eğitimli ve şehirli kesimlere yönelik yeni bir politik dilin oluşturulmasının üzerinde duruluyor.

Kürt sorununa bakış

Önemli noktalardan biri de Kürt oyları. Referandum gecesinden bir anekdot aktarmak istiyorum.

MYK toplantısında, MHP ile ittifaka rağmen Kürtlerin desteğinin yüzde 10 oranında arttığı belirtilerek, “Bu durumda Kürt politikamız ne olacak? Bu mesajı dikkate alıp, sosyal ve sivil çözümü mü gündemimize alacağız yoksa mevcut uygulamaları mı güçlendirerek sürdüreceğiz?” sorusu gündeme geliyor.

Terörle mücadeleyi başarılı bir şekilde sürdüren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu söz alıyor. “Mevcut uygulamalar sayesinde bu artışı sağladık. Bunu sağlamlaştırarak sürdürmemiz lazım” diyor.

“Umutlu olmak zor”


Bu durum Kürt sorununa yaklaşımın böyle devam edeceği anlamına mı geliyor yoksa yeni açılımlar söz konusu olacak mı? AK Parti, tarihi bir karar anında. Yeni bir dil ve yeni politikalar üzerinde duruluyor. Ama bu yönde bir gelişme olduğunu söylemek için henüz erken. Umutlu olmak ise zor.

Meral Akşener yeni parti mi kuruyor? Adı ne olacak?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.