Avrupa ekonomide Amerika Birleşik Devletleri’ni geçebilecek mi?

Son beş yıllık dönem, özellikle 2016 ve 2017 yılları, finans tarihine siyasi konjonktürün piyasaları yoğun bir biçimde etkilediği, hatta zaman zaman altüst ettiği bir dönem olarak geçecek.

Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri'nin önüne geçecek

Online çoklu varlık alım satım ve yatırım uzmanı Saxo Bank’ın ünlü analistlerden oluşan ekibi, 2017 yılının ikinci çeyreği için çok çarpıcı tahminlerde bulundu.

Avrupa’nın ABD’nin önüne geçeceğini, Fransa’nın yönetilemez hale gelebileceğini, daha istikrarsız bir FX piyasası olasılığını, altın’da sürpriz olabileceğini belirten analistler, tahminlerini basınla paylaştı.


İsabetli analizlerle yatırımcılara ışık tutan ekonomistleri söyledikleri de bu saptamayı destekler yönde.

Saxo Bank ekibi genel olarak, Alman sabit geliri dışında Avrupa varlıklarının 2017’nin ikinci çeyreğine küçük ya da büyük indirimlerle girdiğini, bunun nedeninin Fransa ve Almanya’daki seçimlerin yarattığı tedirginlik ve Brexit’in nihai sonucuyla ilgili beklentiler olduğunu belirtiyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor: ,

“Avrupa ekonomisinin gelecek dört yılda ABD ekonomisinden daha iyi duruma geleceğine ilişkin temel senaryomuzla birlikte Avrupa varlıklarıyla ilgili olarak algı ve gerçeklik arasında büyük bir fark görüyoruz. Bu durum, 2017’nin ikinci çeyreğinde yatırımcılar için önemli satın alma fırsatları sunacak.”

Değerlendirme üzerinde yorum yapan Saxo Bank Baş Ekonomisti ve CIO’su Steen Jakobsen ise şunları söyledi: “2017’nin ikinci çeyreğine girdiğimiz şu günlerde, Avrupa, Trump ticaretine aşırı bağımlı ABD’yi ekonomik olarak geride bırakmaya hazırlanırken, Avrupa istikrarsızlık hikayesinin abartılabileceği gerçeği giderek daha açık hale geliyor.

“Avrupalı olmayanların değerlendirmelerinde genellikle eksik olan şey, Avrupa’da yatırım yapılan büyük miktardaki politik sermaye ve euro. Marine Le Pen kazansın ya da kazanmasın, Fransa’nın Euro’yu bırakma şansının neredeyse olmadığını düşünürsek, üçüncü çeyrekte seçimler yapıldıktan sonra euronun değerinde ciddi bir değişim bekliyoruz.

“Avrupa’nın büyük bir cari fazlası var, ECB daha az uyumlu bir politik duruşa yöneliyor ve CEE (Orta ve Doğu Avrupa) bölgesi %3’ün üzerinde ortalama büyüme düzeyiyle üstün performans göstermeye devam ediyor. Bununla birlikte, tüm bunlar ikinci çeyrekte Avrupa’nın ABD’den daha iyi bir performans sergileyeceğini gösterse de, global enflasyonla birlikte ani kredi artışını da gördüğümüzden 12-18 aylık dönemde ekonomik durgunluk hala mümkün.”

Fransa yönetilemez bir hale gelebilir

Fransa

Fransız Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2017 yılı ikinci çeyreğinin en yakından izlenen olaylarından biri olabileceğini düşünürsek, uzmanlar ticaretle uğraşanlara ve yatırımcılara Fransa’nın gelecekteki yönelimi hakkında daha doğru bir fikir verecek olan Haziran’daki milletvekilliği seçimlerine bakmalarını ısrarla tavsiye ediyor.

Christopher Dembik’in konuya ilişkin yorumu şöyle: “Burada başlıca olası iki sonuç var. Ya Le Pen cumhurbaşkanı seçilir ancak milletvekilliği seçimlerini kazanamayarak gerçek güçlerden yoksun kalır veya Macron cumhurbaşkanı seçilir ancak aşırı heterojen çoğunlukla başa çıkmakta zorlanır.

1958’den beri ilk defa parlamenterler büyük bir dönüş yapabilir. Üçüncü ve Dördüncü Cumhuriyet’in yaşadığı deneyimleri düşününce bu olumlu bir sinyal değil. Sonunda Fransa yönetilemez bir ülke haline gelebilir.”

Avrupa hisse senetleri ABD ve Japonya’nın hisse senetlerinden daha değerli olacak

Donald Trump’ın ABD Başkanlık seçimlerindeki başarısından önce başlayan reflasyon ticareti, global ekonomik veriler iyileştikçe birinci çeyrekte hızlandı ve beklentileri tersine çevirdi. Saxo Bank, reflasyon ticaretinin global hisse senetlerinde yapılacak sağlıklı bir düzeltmeyle yılın ikinci çeyreğinde sona erebileceğine işaret ediyor.


Saxo Bank Hisse Senetleri Strateji Müdürü Peter Garnry konuyu hakkında şunları söyledi: “Yatırımcılar Fransa ve Almanya’da yakında gerçekleşecek seçimlerle birlikte Avrupa’nın politik manzarasına odaklansa da, Bank of Italy’den Euro-Coin göstergesiyle yapılan tahmine göre Avrupa’nın GSMH artışının yıllık olarak yaklaşık %3’e ulaştığı gerçeğini gözden kaçırmış görünüyorlar.

“Burada yönlendirici unsurlar, finansal koşulları iyileştirmek, fiyatları yükseltme yönünde baskı ve ticari güvenin artması. Bu iyileşmiş ekonomik resim ve genel bakış, ABD hisse senetlerindeki kıymet indirimi ile çelişiyor ve Avrupa’yı ABD’nin önünde görmemizin temel nedenlerinden biri. Macron Fransız seçimlerini kazanırsa Fransız hisse senetlerinin 2017 ikinçi çeyreğinde diğer Avrupa hisse senedi piyasalarını geçeceğine inanıyoruz.”

Daha istikrarsız bir FX piyasası

İkinci çeyrekte AB politik cephesindeki belirsizlikler büyük oranda ortadan kalkabilir ve Trump’ın Beyaz Saray’da ve Senato’da sahip olduğu nadir çoğunluğu ABD dolarını yükseltebilecek politikaları geçirmek üzere yeniden toplayıp toplayamayacağı, daha açık bir şekilde anlaşılabilir. Her durumda, birinci çeyrekte volatilitedeki kayda değer durgunluk önemli. Bu temalara baktığımızda ve global rehavet düzeyleri uç noktalara ulaştıktan sonra, daha istikrarsız bir piyasa oluşabilir.

FX Strateji Müdürü John Hardy ise FX piyasası hakkında şu yorumu yaptı: “Piyasada artan şüphecilik nedeniyle yükselme olasılığı artsa da, büyük oranda Trump’a bağlı olmak üzere ikinci çeyrekte riskler ABD Doları için iki yönlü. Euronun Avrupa’dan gelen verilerin gücüyle desteklenmeye devam edeceğini umuyoruz ve ECB düşüş risklerini azaltmaya çalışıyor. Burada önemli olan, en zayıf çevre ülkelerinin, en başta İtalya’nın bununla nasıl başa çıkacağı.

BK’daki hala çok büyük olan ikiz açıklar ve Brexit belirsizliği sterlinin ucuzlamasının gerekçeleri olabilir. Bununla birlikte, sürecin ortaya çıkması birkaç yıl sürebilir. Bu arada piyasa yavaş yavaş belirsizlikten kaynaklanan fiyat düşüşünü gevşetebilir. Son olarak Çin’in piyasadan likidite çekmesi ve aynı şekilde reflasyon ticaretine dair coşkunun azalması, ikinci çeyrek ve sonrasında EM para birimleri için yapılan tahminleri bozabilir.”

Tahvil piyasasında göreceli istikrar

Analistler, Fransız seçimlerinin ardından politik riskin büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla daha riskli varlıklarda bir rahatlama ve bunun yanı sıra Almanya, Hollanda ve Danimarka tahvil piyasaları gibi başlıca güvenli piyasaların ortadan kalkarak genel getiri düzeylerinin yükselmesini bekliyor.

Eylül ayında Alman seçimlerinin yeni bir orta düzeyde risk dönemini başlatabileceğini belirten Simon Fasdal, “Yine de şimdilik bu seçim için piyasaya yönelik aynı endişeleri taşımıyoruz diyerek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu çeyrekte global tahvil piyasalarında göreceli stabilite ve enflasyonda ve getirilerde artış görülebilir. Bununla birlikte, petrol fiyatlarındaki düşüş ve jeopolitik risk istikrarı bozan unsurlar olarak ortaya çıkabilir.”

Petrol için sert bir realite kontrolü ve Altın’da sürpriz

2017 birinci çeyreğe büyük reflasyon ticaretinin teşvik ettiği heyecan dalgasıyla girilmiş olsa da altın lehine, petrol aleyhine sonuçlanmış görünen sert bir realite kontrolü yapıldı.

Saxo Bank Emtia Strateji Müdürü Ole Hansen’in konu hakkındaki tahmini ise şöyle: “Petrolle ilgili birinci çeyrekte giderek daha çok ortaya çıkan şey, spekülatif iddialardaki artışı gerekçelendirebilecek bir fiyat momentumunun olmaması.

Piyasanın ikinci çeyrek için en iyi beklentisinin Brent ham petrolünün varil fiyatının 50 USD civarında stabilize olması olabileceğini düşünsek de, geçici olarak 45 USD seviyesine düşebileceğini de göz ardı etmiyoruz. Talep artışının ve arzda azalmanın eninde sonunda fiyatı olumlu etkileyeceğine inandığımızdan 58 USD’lik yılsonu tahminimizi düşürdük.


Yatırımcıların isteksiz yaklaştığı altın hızlı bir şekilde FOMC fiyatlarının üzerine yükseliyor ve yükselen dolar ve bono geliri beklentilerini görmek gerekiyor. Yılsonu tahminimiz olan 1.325$/oz’u değiştirmiyoruz ve endüstriyel metallerdeki toparlanmaya dayanarak gümüşün 19$/oz’u görebileceğini tahmin ediyoruz.”

Fransa yönetilemez hale gelmek mi üzere?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.